sıradan bir günde sıradan bir şeyler yapar görünürken, içinizde yanan o volkan, o acı...
kimsenin ne yaşadığını bilemezsiniz, yolda oturmuş mal mal çevreye bakan birisinin içinde nasıl bir dünya dönüyor bilemezsiniz. başkalarının çektilerini, mücadelesini, varlığını ve o varlığın verdiği hisleri asla ama asla küçümsemeyin.
kural çok ama çok basit, hayat kimin anasını ağır sker belli olmaz ! bugün götünüzün üstünde oturuyor ve sıkıcı şeyler yapıyorsanız bunun keyfini çıkarın.
öyle bir hava solursunuz ki çook sevdiğiniz kardeşinizin cesedine bakarken tutulu, duygusuzca kalır bir damla göz yaşı bile akıtamaz, sadece bakarsınız...
geçmişte yapılan hatalar nedeniyle kaybedilen ve bir daha geri gelmeyeceği bilinen şeylerin üzerimdeki ağırlığını, izleyerek nispeten hafifletebildiğim film. casey affleck'i (lee chandler) bir kader arkadaşı olarak görüyorum belki de.
ağır acıları konu alan ve geriye dönüşlerle hikayeyi katman katman zenginleştiren bir film. oyunculuklar başarılı... izlenesi. izlerken sık sık patrick'e "sakin ol liseli" çekesiniz de geliyor. çok bunalımda veya yorgun olmadığınız bir zamanda, açık algılarla izleyin, daha çok beğenirsiniz.
Çok güzel bir filmdi, Overrated diyenler olmuş ben filmi öveni bile görmedim nasıl Overrated ise artık... Casey Affleck çok güzel oynamış rolünü, hayat o kadar yormuş ki adam mimik bile yapamadı hayatın ona acımasızlığından ötürü. Yukarıda bir arkadaş demiş ölü gibiydi diye, resmen öyleydi, o kadar donuktu ki film boyunca gülmedi bile. Beni bayağı gerdi izlerken, çok dengesiz ne zaman ne yapacağı belli olmayan bir karakter, gerildim izlerken, bunu hissettirdiyse zaten iyi oyuncudur. Sonu çok hoşuma gitmese de güzel bir dramaydı, yer yer duygulandırdı. Özellikle La La Land'den çok daha iyi bir film ve buna Overrated diyenler o filme ne diyor acaba? Ayrıca filmin müziği çok duygusaldı, çok hoşuma gitti. Filmin en güzel kısmı intihar sahnesiydi bence, dikkat ederseniz Casey Affleck'in tavırları falan çok gerçekçiydi.
Edit: Okuduğum bir yorumdan sonra dank etti ve sonu da bence çok iyi düşünülmüş. Filmin başında Lee tekne de Patrick ile çok mutluyken filmin sonunda yine Patrick ile aşırı mutsuz. Hayat adamı ne hale getirmiş be. Bu yorumu okumadan önce sonunu pek de beğenmemiştim, mallık etmişim evet.
Yorumları okudukça insanların böyle dramlara hazır olmadığını görüyorum. Ölü gibi yaşayan adama kıro diyorlar yahu! sen yaşasan nasıl olurdu? Hiç düşündün mü? Normal kalabilir miydin? Az empati kurun diyeceğim ama nerdee! Bazıları da senaryo, akıcılık yok falan filan demiş. onları tabi ki ciddiye almıyoruz.
öncelikle filmi çok beğendim öyle böyle değil. herkeslerin bayılmayacağının da farkındayım ama benim için damardan girdi diyebilirim.
başrol casey affleck döktürmüş anladığım kadarıyla abisi ben affleck daha yakışıklı ve dışa dönük birisi olduğu için casey'den daha ünlü ve başarılı olmuş. yoksa oyunculukta casey bir adım önde bence.
ayrıca çok gerçekçi olduğunu düşündüğüm müthiş film.
yaz gelmeden havalar açılmadan hazır şu sıra istanbul'da yağmur varken izleyin bence böyle etkisi daha vurucu oluyor.
zaman zaman boyhood ile aynı tadı aldığımı söylemem lazım ki boyhood'da çok beğendiğim filmlerdendi.
filmi izledikten sonra zaten aklımda olan belli başlı düşüncelerimi bir daha onaylamış oldum. nelerdir bunlar efendim? ilki; önemli bir yakınını kaybettiğinde kendini verebileceğin bir işin bir de fazladan bir hobin varsa bu yas tutma sürecini daha kolay atlatırsın. bakınız: patrick babasının ölümünü ne kadar kolay atlattı çünkü hiç boş vakti olmuyordu hemen hemen.
ikincisi ise; asla çocuk sahibi olma. torun acısından sonra dünyadaki en büyük acı evlat acısıdır herhalde. daha fazla açıklamaya gerek yok filmi izleyenlere.
malum karakol sahnesinde intihar denemesi yine muazzam gerçekçi ve gerekliydi.
başta bahsetmem gerekirdi ama kapanışı böyle yapacağım filmin ilk sahnesindeki lee chandler ne kadar da neşeli, şakacı ve iyimser bir kişilik. hayatın sillesini yemek insanı dehşet verici şekilde değiştirebildiğinin bir kanıtı adeta. filmdeki en sevdiğim defalarca izlediğim sahnesi de yine bu lee ile patrick'in teknedeki neşeli konuşması ve lee'nin patrick'e manidar sorusu.
hayat hiç kimseyi 5-6 sene boyunca her şeyden vazgeçmiş, yaşayan ölü olarak yaşatmasın.
Bu film hakkında ne yazsak boş yönetmen sinematografi ile ilgili iyi iş çıkarmış ve bu görüntüleri de iyi oyunculuk ve sade ama sağlam bir senaryo ile bize sunmuş. Casey Affleck için söylenecek söz yok oscar heykelciğini hakkı ile almış. Dram filmi sevenler izlemeli ve arşive koymalı. Son zamanlarda nebraska ve judge filmlerinden sonra arşivlik 3. Dram filmidir. Hollywooddan böyle filmler ender çıkıyor.
ne yazık ki overrated bulduğum film. casey affleck'in oyunculuğunda da apayrı bi' şeyler yok ayrıca. filmi güzel sinematografi, senaryosu için izleyebilirsiniz fakat ne oyunculuklar çok iyi ne de filmde aşırı güçlü bir dram var. beklediğimi bulamadım.
Patrick'in buzluğa tavukları koyamamasıyla patladığı sahnede onunla birlikte ben de hıçkırarak ağlamaya başladım. Ulan 96'lı çocuk ya nasıl böyle oynayabiliyor arkadaş.
hayatı sorgulatan bir film. hepimizin bir telefon konuşması kadar yakın olduğumuz gerçek bir hikaye. bazılarının ne yazık ki yaşadığı bazılarımızınsa ne yazık ki yaşayacağı bir düzenin hikayesi.
ve peçete virali. çoğu sahnede gözümüze sokulan peçeteler sanıyorum ki insanları ağlatmaya teşvik etmek amaçlı.
çocuklarını yangınla kaybetmiş ve üstüne eşinden ayrılmış bi adamın abisi vefat edince yeğenini sahiplenmesi üzerine bi film. böyle yazınca 60 lar sezercik türk filmlerini anlatıyormuşum gibi oldu. ama işin öte yanında filmin kurgusu ve aidiyet boyutunda karakterlerin dönüşümü duyguların tersyüz olmasına sebebiyet vermekte.
sonuç olarak, sıradan türk draması senaryosundan güzel bi kurguyla iyi film çıkmış.