bugün

Oldukça farklı ve kendi şahsına münhasır bir film. Bu güne kadar altı bin civarı film izledim ama bana, " Şu ana kadar izlediğin en garip karakter hangi filmdeydi, kimdi ?" diye sorsalar fazla düşünmeden Andy Koufman derdim herhalde. Bu nasıl bir insandır, ne tür bir adamdır hala çözemedim. "Nasıl komik olunur" diye soru soran ama amacının komedyenlik olmadığını ve insanları güldürmeye çalışmanın saçmalık olduğunu düşünen bir şovmen, yaptığı şakaları kendisi için yapıp insanların şok olmasına gülen ama bunun şaka olduğunu bile söylemeyip gün be gün kendisinden nefret edilmesine aldırmayan, hatta toplumsal nefret duyulan bir adam. En yakın arkadaşlarına dahi neyi neden yaptığı anlaşılamayan deli gibi garip bir adam bu andy koufman. Bu sebeple böyle bir karakteri izlemesi hem keyifli hem sinşr bozucu idi.
Jim Careye değinmem gerekirse eğer; filmi izlemeden önce Koufmann hakkında videolar izledim müzik aleminde Orjinalinden daha iyi olan coverlar diye bir sohbet vardır, işte Jim Carey için sinema adına benzer bir yorum yapabilirim herhalde; Andy Kouman dan daha iyi bir Andy Koufmann koymuştu önümüze hayranlıkla izledim.
rem'in, aya çıkıldığı safsatasıyla alay etmek için hazırladığı süper şarkı. türkçesi bu şekildedir:

Aydaki Adam

Mott the Hoople ve hayatın oyunu
Andy Kaufman mücadele maçında
Monopoly, Yirmi-bir, Dama ve Satranç
Bay Fred Blassie bir kahvaltı curcunasında
Haydi Twister oynayalım, haydi Risk oynayalım
Listeyi yaparsanız cenneti görün

Şimdi, Andy bunu duymuş muydun
Söyle bana, yumrukta kilitli misin
Andy, Elvis'le dalga mı geçiyorsun? Hey, bebeğim
Irtibatımızı kaybediyor muyuz
Aya bir adam gönderdiklerine inandıysan ,
Aya bir adam
Kolunun altında bir şey olmadığına inandıysan,
O zaman hiçbir şey havalı değil

Musa ağaçtan asasıyla yürüyüşe çıktı
Newton elmayla kafasından vuruldu
Mısır korkunç engerek yılanıyla rahatsız oldu
Bay Charles Darwin soracak kadar yüzsüzdü

Şimdi, Andy bunu duymuş muydun
Söyle bana, yumrukta kilitli misin
Hey Andy, Elvis'le dalga mı geçiyorsun? Hey, bebeğim
Eğleniyor musun
Aya bir adam gönderdiklerine inandıysan ,
Aya bir adam
Kolunun altında bir şey olmadığına inandıysan,
O zaman hiçbir şey havalı değil

Burada asla inanmaya küçük bir sallantı var
Burada teklif için küçük bir hayalet var
Burada St. Peter yerine bir tır durağı var
Bay Andy Kaufman mücadeleye gitti
Evet, evet, evet, evet

Şimdi, Andy bunu duymuş muydun
Söyle bana, yumrukta kilitli misin
Hey Andy, Elvis'le dalga mı geçiyorsun?
Hey bebeğim, irtibatımızı kaybediyor muyuz
Aya bir adam gönderdiklerine inandıysan ,
Aya bir adam
Kolunun altında bir şey olmadığına inandıysan,
O zaman hiçbir şey havalı değil

http://www.youtube.com/watch?v=1hKSYgOGtos
Filmin adı turkish woman on the moon olsaydi basrol oyuncusu ilk adimi aydan beklerdi.
sıradışı filmlerden.
en başlarda filmi anlamaya çalışırken biraz sıkıntı çekiyorsunuz ama anlayınca mevzu çok sarıyor.
ayrıca andy kaufman'nın hayatını biraz göz atarsanız gerçekliği çok sorgulayan bi adamdır. bu yüzden filmin sonu çok açık bırakılmıştır. hatta bir söylentiye göre jim carrey'e andy kaufman filmin çekimlerinde yardımcı olmuştur. yani ölmediği konusunda çokça söylentiler vardır.
özetle gişe için yapılmamış hollywood filmlerindendir, çoğu filmden bir kenara ayrılır.
alışılagelmişin dışında bir hikaye.
jim carrey nin oscar ı sonuna kadar hakettiği ancak akademinin poltik oyunları nedeniyle oscar verilmeyen müthiş ötesi film. samimi bir havası vardır filmin. müthiş bir dramadır. jim carrey sadece komedi oyuncusu değilim diye haykırmaktadır sanki. ayrıca çok güzel bir rem şarkısıdır.
akademinin adaletten yoksun olduğunun en güzide delili olan film.
nedense carreye oskara layık görülmez.
halbuki man on the moon oyunculuk açısından haddinden fazla tatmin edicidir.
belkide başka hiç kimse bu kadar rolünü yaşayamaz, yaşatamazdı.
muhakkak izleyin, izlettirin.
izlenilmesi gereken güzel bir jim carrey filmidir. verdiği mesajlar toplumun temelini yansıtır.

--spoiler--
ben bu dünyayı bir yanılsama olarak görüyorum. kendimizi fazla önemsiyoruz.
--spoiler--
jim carrey'nin komedi filmi denmesine acayip bozulduğu film. dedim, oradan biliyorum. ısrarla drama olduğunu söylüyor. haksız da sayılmaz.
1999 yılında Jim Carrey in baş rolde oynadığı filmdir.
1999 yapımı, jim carrey ve danny devito nun rol aldığı ilginç film. yani şöyle söyliyim; kahramanımız, forrest gump gibi bir adam. ilginç bir adam. komik olduğunu sanıyor ve sahneye insanları güldürmek için çıkıyor. ama o kadar komik değil ki bu durum onu komik yapıyor. seyircilerin o sahnedeyken bakışları mükemmeldir. anlayacağınız şizofrenik bir film. yalnız şu uyarıyı yapmak lazım; filmi sabırla sonuna kadar izleyin. insanları daha iyi tanıyacaksınız.
jim carrey'nin mutlaka izlenmesi gereken filmlerinin başında gelir.mizah anlayışının ne kadar değişik ve içten olduğunu anlatan bir film andy kaufman gibi birini bizlere tanıtması bi o kadar mükemmel yapar bu filmi.
(bkz: man in the mirror) *
filmdeki en özel sahnelerden birisini paylaşmak istiyorum. bu sahne, filmin akışı içerisinde fazla göze çarpmasa bile bana göre anlamlı bir sahnedir.

--spoiler--
andy, karısıyla beraber televizyonda oynayan diziyi izlemektedir. andy, hastalığından dolayı bitkin düşmüş, güçsüz bir halde koltukta oturuyordur. eşi de ona sarılmış ancak ayaktadır.

andy ve karısının televizyonda izlediği dizi 1954'ten 1974'e dek aralıksız süren lassie adlı dizidir. bahsettiğim dizi, çok sonradan yeni versiyonu ile türkiye'de de gösterime girmiştir. az çok hepimizin izlediği lassie ise 1994 yapımı lassiedir. dizideki ana replik, "lassie bize bir şey anlatmaya çalışıyor"dur. malumunuz üzerine lassie herkes tarafından sevilen, güvenilen bir karakter*dir.

dizinin, andy'nin izlediği bölümündeki finalinde, lassie mahkemeye "tanık" olarak! çıkarılır. hakim, lassie'ye bir soru sorar. lassie, bir kez havlar. -köpek dilinde bir kez havlamak evet anlamına gelir, bilmiyorsanız bu sizin cahilliğiniz.- hakim, "lassie doğru söylüyor, mahkeme bitmiştir!" der.

hakimin son repliği andy'nin yüreğine adeta bir taş oturtmuştur. bunu andy'nin yüz ifadesinden anlamaktayız ki bu onun canını fena halde sıkmıştır. daha sonra andy, güçsüz, titreyen elleri ile telefona sarılır. anlarız ki, hastalığı had safhaya ulaşmıştır.

andy, arayacağı numarayı çevirir ve telefon açılınca hüzünlü ve yorgun bir sesle şöyle der; "alo, baba!" sahne de burada biter.

andy, ne kadar uğraşsa da hastalığının gerçek olduğunu ailesine bile inandıramamıştır.
andy'nin canını sıkan da budur zaten. işte bundan sonra kendisini lassy ile kıyaslar. üzülür. bunun sebebi lassy'nin demek istediğine inanılmasına rağmen ona kimsenin inanmamasıdır.
--spoiler--

jim carrey, diğer filmlerinde de olduğu gibi bu filmde de performansı ile alkışı hak etmiştir. benim gibi bir çok kimseyi, andy kaufman gibi birisini tanımasını sağlamıştır.

man on the moon, her şeye rağmen izlenilmesi gereken, özel bir filmdir.

(bkz: andy kaufman)
(bkz: jim carrey)
(bkz: lassie 1954 tv serisi)
http://www.youtube.com/watch?v=4lIEizWqs_8
gerçek gibi görünen yapmacık davranışların ve tutumların dünyasında en doğalı yakalamayı başarmış dahiyane şovmenin * konu edildiği ve jim carrey'nin döktürdüğü milos forman filmi.
bu şarkının klibi ise siyah beyazdır.Kovboy şapkalı kişi üzerine düzenlenen klipte şarkıyı etraftaki kişiler de söyler.hoş etkileyici bir klibi vardır.
bir jim carrey klasigidir. diger filmleri izlenmeden once bu izlenilmelidir. sıradısı bir komedyenin -her ne kadar kendisine komedyen dedirtmese de- Andy Kaufman'in hayatını anlatmakta. hele filmin basında bir bardan kovulmamak icin yaptıgı elvis taklidi vardır ki tadından yenmezdir. yine muzikalitesi olan komedyenlerin her zaman daha basarılı oldugunu da tekrar ispatlamakta. ayrıca film sonunda kafanızda bir soru işareti kalıyor : andy oldu mu olmedi mi?..
diger jim carrey klasikleri icin ;
(bkz: The Cable Guy)
(bkz: The Number 23) ha ayrıca;
(bkz: I m The Walrus)*
(bkz: Don t You need somebody to love)*
--spoiler--

sonunda andy harbiden öldü mü yoksa ölmedi mi diye merak ettiğimiz filmdir.

--spoiler--
aydaki adam

aydaki adam
aya giden adamlar
kovdular aydaki adami
aya giden adamlarin ayak izinden
aydaki adam gelecek yine bir gun
inecek yine geceleyin aydan
aydinlatacak yine uykumu

bir bülent ecevit şiiri.
(#464433) andy kaufman bu esnada; yıllardır insanlara yaptığım şeyi şimdi bana yapıyorlar der. jim carrey'in o anda yüzünde beliren donuk gülümseme için dahi oscar alması gerekirdi.
chicken translate yazan lokanta sahibinin dukkaninda ayin elemanini ingilizce olarak yazmasidir.
iki büyük komedyeni buluşturan mükemmel film.
jim carrey'in kariyerinde büyük bir dönüm noktası olan, ünlü televizyon sovcusu andy kaufman'ın hayatının beyaz perdeye yansıtıldığı izlenesi film.
jım carrey'nin sadece güldürmedğini aynı zamanda çok da iyi bir oyuncu olduğunu gösteren film.filmdeki en vurucu an, andy kaufmann'ın bir umut çıktığı uzakdoğu yolculuğunda devasız hastalığına deva olarak gördüğü alternatif tıp uygulayıcısı doktorun aslında şarlatan olduğunu farkettiği andır. insanın içi kanar, üzülür.