malte laurids brigge nin notlari

entry3 galeri0
    1.
  1. "adam" baskısının bendeki baskı yılı 1998 olarak görünüyor. ben bu kitaptan ilk 50 kuşağı öykücülerinin metinlerinde görmüştüm; kendilerini, geçmişlerini, kitaplarını anlattıkları metinlerden. sonradan "üç nokta"da, sanıyorum bir nihat behram söyleşisinde uzun uzun söz edildiğine rastlamıştım ama zaten yayımlandığı dönemin hemen ardından, camia içerisinde büyük bir coşkuyla karşılandığını birçok referanstan biliyorum. usuyitik'in de demiş olduğu üzere, behçet necatigil çevirisidir kendileri. çevirinin lezizliği ve necatigil'in türkçeye hakimiyetini tartışmaya açmayı bile zül buluyorum lakin etrafta bir iki kere kulağıma çalınan bir şeyi de belirtmeliyim: rivayet oldur ki, alman edebiyatı okutan hocalardan bazıları (kendileri ankara üniversitelerinde ikamet halinde olanlardandır) bu çeviriyi "aslına sadık değil" şeklinde yorumluyorlamış. kitabın türkçeye başkaca bir çevirisi oldu mu bilmiyorum ama bu söylentinin birden fazla kulağa çalınmış olması, almanca aslıyla birlikte bir bakmak gereğini doğuruyor gibi. ama tabii bunun için almanca bilmek yahut almanca bilen birinin bununla görevlendirmek gerekiyor. * ayrıca bu kitaptan, necatigil'in öğrencisi olduğundan ötürü her daim gurur duyan hilmi yavuz da çok sık bahsetmiştir. yanılmıyorsam, kitap zamanı'ndaki "benim kitaplarım" köşesinde de "âh evet rilke!" isimli bir yazı yazıp, bu kitaptan da söz etmiştir. edmond jaloux, bu kitap için "dostoyevski düzeyinde düşünceler." buyurmuş, bunu da kitabın arka kapağından öğreniyoruz. lakin bana biraz "sakat" geldi bu; birincisi, bu bir roman ve romanda "düşünce" birincil midir, emin değilim. ikincisi, rilke ve dostoyevski analojisi kurmak ne kadar verimli olur, bundan da emin değilim. çünkü en başta "şair" olan bir rilke'den söz ediyoruz, oysa dostoyevski'nin roman dışında "günlük"ü (ki kendisi de kurgudur neredeyse) ve mektupları var benim bildiğim kadarıyla. yani tâli disiplinle ana disiplin arasında analoji kurmak nasıl sıkıntılıysa, bunları yazan insanlar arasında da analoji kurmak sıkıntılıdır diye düşünüyorum. dahası, rilke'nin kitabının dostoyevski referansına ihtiyacı olduğunu da düşünmüyorum. arkaya alıntılanan söz, iki büyük edebiyatçı arasındaki ilişkiyi tespit etmekten çok, bu iki büyük edebiyatçıdan birine ülfet vermek gibi duruyor ki, bu da pek şık bir davranış değil bana göre.
    3 ...
  2. 2.
  3. "şimdi bu kadar solmuş durması, vaktiyle pırıl pırıl oluşundan mıdır?"

    muhteşem cümleleriyle baş döndüren kitap. Ölüm ile baş etmeye çalıştigim bir dönemde okumam da zamanın bana bir oyunudur belki.
    5 ...
  4. 3.
  5. Modern edebiyatın en önemli şair ve yazarlarından birisi olan Rainer Maria Rilke’nin tek romanı Malte Laurids Brigge’nin Notları, yazarın 1902 ve 1903 yıllarında Paris’te geçirdiği günlerde, edindiği tecrübelere ve gözlemlere dayanmaktadır. Rilke, sanayileşme, modern hayat içinde kaybolan insan, kentleşme ve bunun getirisi olarak yaşanan fakirlik, kadın, Tanrı gibi birçok kavramı şairane bir üslupla kaleme aldığı bu eserde yeniden tartışıyor ve bir başyapıt meydana getiriyor.
    Eserin en önemli özelliklerinden birisi de günlük olarak kurgulanmış olmasıdır. Şair, bu günlük ve betimlediği olaylarla, Aydınlanma’nın gölgesinde Avrupa insanını ve yaşadıkları bu yeni dönemde kurdukları şehirlerin bir panoramasını çiziyor.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük