haklarında yaran bi fıkra bulunan meslek kişileridir.
tilki ormanda nefes nefese koşuyormuş. karsısına çıkan kaplumbağa:
-tilki kardeş ne bu telaş?
-ormana maliyeciler gelmiş demiş tilki. şimdi bir bakarlar
bende kürk, hanımda kürk, çocuklarda kürk, dünyanın vergisini yazarlar....
bunu duyan kaplumbağa telaşla yürümeye başlamış.
onu telaşlı gören leylek:
-hayro la kaplumbağa kardeş ne bu telaş? diye sormuş.
-maliyeciler ormanda demiş kaplumbağa. bende ev, hanımda ev,
çocuklarda ev, yakalanırsak dünya vergi alırlar.
leylek de hemen uçuşa geçmiş. ağaçların üzerinden maymun seslenmiş:
-leylek kardeş, ne iş? bu ne acele?
-maliyeciler herkese ceza yazıyormuş. bende yazlık, hanımda
yazlık, çocuklarda yazlık, vergi borcundan batarız...
maymun bunu duyar duymaz koşarak ağaçtan ağaca atlamaya
başlamış. papağan sormuş,
neden ve kimden kaçıyorsun? diye.
-maliyeciler ormanda demiş maymun, benim kıçım açık, hanımın
kıçı açık, çocukların kıçı açık...alacak bir şey bulamayınca bunların
ne yapacağı belli olmaz.
haklarında çeşitli önyargılar olsa da bir çoğu diğer kamu çalışanları gibi işini layıkıyla yapmaya çalışan cefakar emekçilerdir. hatta kamu çalışanları içeriisinde iş yükü ve stresi en fazla olanlardır. yaptıkları işin sevimsizliği nedeniyle haklarında kimse iyi birşey söylemez zaten. aralarında elbette ki çürükler vardır ancak maliyeci denince akla en alttaki memurun gelmesi de ilginçtir. çünkü asıl unlarını akıtanlar volinin büyüğünü vurmaktadırlar.
esnaf milletine her denetimlerinde heyecan ve korku kasırgası yaşatan, kendini maliye bakanı zanneden memurdur.
mükelleften yana görünüp gerekli açıkları yakaladıktan sonra cezayı basan yada parayı cebine basanları vardır.
üzerinde mavi renkte maliye yazılı araçla gezerler.
hem mükellefe hem de , muhasebeciye çektiren memur. çoğu cebinin ve midesinin doldurulmasını ister . bazıları olayı abartır ve genç bayan mükelleflere , baş başa yemek yemeği teklif edecek kadar hayvanlaşır.