gerçekten de çetin bir münazaraya malzeme olabilecek bir konudur. birbirine taban tabana zıt, iki farklı görüşe de hak verebileceğini düşünüyor insan. gelin hem bunları inceleyelim hem de başlığı tanımsız bırakmamış olalım:
(not: iki görüş de farazi fikir sahiplerinin ağzından yazılacaktır)
efendim, modern dünyanın insanlara sunduğu imkanları tartışmaya gerek yoktur herhalde. makyaj, güzel giyinme, ilgi çekme insanın günden güne kalbi kadar hayati önem taşımaya başlayan egosuyla alakalı bir şeydir. ama aynı zamanda kendisine olan saygıyı da gösterir. kadınlar, karşı cins için makyaj yapıyorsa zaten o hatundan dinlenip dinlenip kaçılmalıdırç evlenince kendini salıverir. neyse konu o değil, konu ne? konu şu, ben kendime saygı duyuyorum ve makyajı da bu nedenle yapıyorum. uzatmaya gerek yok, gerginlik yapmayın arkadaşlar.
ya ablasının gülü, makyaj yapmakla kendine saygı duymanın ne alakası var ya. bak bana, özel günlerde yaparım makyajımı, çıkarım insan içine. eee seninki nasıl bir bok yemek? arkadaşım kendine saygısı olan insan, dürüstlüğüyle, vicdanıyla, birikimiyle bu saygının içini doldurur; karakterini bu tip şeylerin üzerine inşa eder. senin yüzünde bi dünya makyaj, atmışsın çantayı sağ kola, kol 90 derece kokoş kokoş dolaşıyosun aşifte. saçını başını yolarım, kalk siktir git.
sonuç olarak şöyle baktığımda, her iki görüşe de hak veresim geliyor. karar sizin; makyaj bir kokoşluk ifadesi midir yoksa kendine saygı duymayla alakalı bir şey midir? kolaylıklar!
kendine bakımın öncelikle kişisel temizlikle başlayacağından bihaber olan kızdır. yağlıboya yapar gibi kendini boyayıp dışarı fırladığında kendisini güzel hisseden dahası bunun şimarıklığına girip kendine saygının bu olduğunu zannedenlerle dolu olan sokaklarda farkı farkeden elbet vardır.