makyaj nasıl yapılır acilen öğrenmesi gereken kadınlardır, diyerek entrymde asıl söylemek istediklerime geçeyim hemen.
makyaj bir kadını prenses gibi de gösterebilir, ucuz bir orospu gibi de.. o yüzden evde yapılacak denemelerle makyaja elinizi alıştırabilirsiniz. makyaj yapmasını bilmeyen kadınlarda gözlemlediğim genel yanlışlar;
*kırmızı ruj tonunun yanlış seçimi: kırmızı çok iddialı bir renktir. uygulanacak olan ton doğru seçilmezse palyaço gibi görünebilirsiniz. birde koyu renk rujlar dudakları ince gösterdiği için ince dudaklara sahip kızların kırmızı ruju tercih etmemesi önerilir ama "yaa bananee ben kırmızı sürücem" derseniz daha açık renk bir kırmızı renk tercih edebilirsiniz. birde, -bence- kırmızı ruju günlük makyajda kullanmazsanız hoş olur. gece makyajı için daha ideal bir renk olduğunu düşünüyorum. gündüz daha soft, pembe gibi renkler daha hoş durmaktadır. kötü bir uygulaması için;
*pudra, fondoten kullanımının abartılması: pudra kullanımını öğrenmesi gereken bir sürü hatun var ne yazık ki. bunun dozunu bilmek için güzellik uzmanı olması gerekmiyor bir kadının. pudra ve fondoten yüze sürülür anacım. memelerinize, ensenize sürmeyin şunları.
yanlış uygulamaları için;
*eyeliner kullanımının abartılması: eyeliner sürülmesi çok zor makyaj malzemelerindendir. iyi sürebilmek için elinizin titrememesi lazım. birkaç kez sürüp deneme yaparsanız doğru şekilde sürebilirsiniz. kötü örneği için aklıma ilk gelen kişi tabii ki de amy winehouse!
*far kullanımının abartılması veya renginin yanlış seçimi: mavi farı örnek vermek istiyorum hemen. kahverengi gözlü bayanlar ve koyu tenli bayanlar mümkünse bu renk farı tercih etmesinler. yani çok kötü duruyor. yeşil gözlü bayanlar da kullanmazsa iyi olur aslında. sadece mavi gözlü hatunlar sürsünler mavi farı. en iyi onlarda duruyor. bir sürü renk var, sizin göz renginize uygun şeftali tonları, toprak tonları, siyah gibi bir sürü tonlamalarla göz renginizi daha iyi vurgulayabilirsiniz. mavi veya lila rengi fardan uzak durun.
*allık kullanımının abartılması: yanakları renklendirmek için kullanılan allık kullanımı abartıldığında ortaya komik bir görüntü çıkar. yanaklar, palyaço gibi durur. allığın rengine göre, sanki az önce 3-5 tokat yemişsiniz gibi de gözükebilir. doğru kullanılmadığında ortaya komik bir görüntü çıkar.
bir nesil, tek renk rujla hem yanağını, hem dudağını, hem göz kapağını boyadı yahu. sedefli rujlar gelmesin aklına, gül kurusu bir ruj, o dönem hayat kurtarırdı.
dudağına sür, gözüne koyu mu geldi hemen bir peçete sıkıştır dudaklarının arasına, al fazlasını.
yanağına bir kaç benek kondur aynı rujla, yaydır ellerinle. oldu sana allık.
hafifçe değdir göz kapaklarına sonra. iyiye dağıt parmaklarınla. far da oldu mu sana?
bundan bilmem kaç sene önce ayak topuklarına pembe ruj süreni duymuş bu kulak. neden? daha pembe gözüksün diye topuklar. saçma gelebilir lakin ben yaratıcı bulmuştum bu fikri o dönem.
makyaj yapmayı bilmeyip makyaj yapan kadınlar kimler peki?
kimi kuaförlerde denk gelirsin bak mutlaka bunlardan birine. özel bir gündür misal, farklı malzemeler ile çevrendekilerin, yüzünde görmeye alışık olmadıkları bir makyaj yaptırma isteğiyle girersin bi kuaföre. iyi de bir kuaför değilse bu gittiğin, farkedersin makyajı yapan, ağdayı yapan, tırnağı kesen aynı insan. düzgün kalem çekiyor mu, çekiyor. bitti. makyaj yapmayı biliyor demektir bu.
boyar da boyar, aynaya da bakmana müsaade etmez işi bitmeden. ara ara bir iki adım geriler, kafayı yana eğer bi bakar şöyle yüzüne, sonra boyamaya devam eder büyük bir hırsla. bu gibi kabusların en çabuk çözümü oradan çıkar çıkmaz yüzü temizlemektir. bilmiyorsan ne yapıyorsun be kadın di mi? makyaj yapmanın yüzü boyamak olduğunu sananlar yanıt vermesin bu soruya.
konuyla alakalı olarak değinmek istediğim bir meslek makyözlük. dünün kaale alınmayan mesleği. -ki meslek sayılmadı uzun bir dönem- şimdilerde kursları var ki meraklıları da hemfikir makyaj yapmanın bir sanat olduğu görüşünde. sanattır değildir ayrı bir tartışma konusu lakin belirtmek gerek, makyaj yüzü renklendirmekten öte bir kavram.
yüzde görünmesini ya da farkedilmesini istemediğiniz bir kusuru gizleyebilir makyözler. - ben olabilir mesela -
yahut hoşunuza giden bir şeyi daha belirgin hale getirebilirler. - iri gözler -
olanı daha farklı gösterebilir, bakanın gözünde yanılsamaya sebep olabilirler. - dudaklarınız incedir misal, kalınlaştırılabilir - *, - burnunuz büyüktür ya da, daha ufak gösterilebilir -
makyaj hileleri ile tüm bunlar mümkündür zira bunları bilmek veya öğrenmek; hedef kitlesi 16-20 yaşlarındaki genç kızlar olan dergilerin sayfalarında rastlayabileceğiniz makyaj yapmanın püf noktaları başlığı altında yazılan maddeler sayesinde pek mümkün değildir.
herkesin giyim zevki, uyum anlayışı, renk tercihleri o kadar farklıyken birbirinden, bir şeyi bilmekten kasıt, o işi profesyonel olarak yapanlar olmalı bence. (bkz: makyöz)
yoksa uyumdan bahsedecek olursak bulamayız orta yolu. ben abartmışım kime göre, ben demişim "o renk sana gitmemiş" demez misin "e be kadın sanane"?
makyaj yapmasını öğrenmeleri ve daha güzel makyajlar için, öneri verilmesi gereken kadınlardır. önerilerime devam ediyorum yavrucanlar. her şey sizin için. ben mac'in makyaj uzmanı değilim ama öneri verebilecek kadar da bi şeyler biliyorum sanırım.
haydi bakalım buyrun:
*fondoten renginin yanlış seçimi: şimdi bazen tanımlanamayan cisimler görürsünüz. suratları başka renktir. ya bembeyaz ya turuncu -evet lan valla var- ya da.. zaten başka renk kalmadı lan neyse.. işte bu kısçeler almışlar fondoteni öyle bakmadan etmeden. insan bi lokma eline damlatır, bi bakar "ten rengime uygun mu değil mi?" der, bi düşünür. ama nerdee? sanki poposuna sürecek, kimse görmeyecek. kızım bi aldığın şeyi denesene. elinin üstüne sık azcık. en az orda renk farkı olur. genelde yüzünle renk farkı pek olmaz böyle yaparsan. yoksa yüzün bembeyaz görünür, cranberries'in "zaaabeeeeh zaabeeeeeh" * şarkısını sana armağan ederim, çok pis dalga geçerim. bronzlaştırıcının da cılkını çıkartmayın. amele yanığı filan diye dalga geçerken amelenin ta kendisi olursunuz ruhunuz duymaz.
*dudak kalemi kullanımının bokunun çıkarılması: aklıma ilk gelen isim bülent ersoy. yıllarca dudak kalemini yanlış kullanarak bir makyaj malzemesinin adını kötüye çıkardı. çok eskiden, "dudak kalemi" diyince birisi (kim, niye der onu sorma) titremeye başlardı tüm vücudum, soğuk terler boşanırdı her zerremden (şiir yazayım ben). makyaj malzemesi alacağım zamanlarda, "lip liner" yazısını gördüğümde hala irkilirim, hala o dudaktan taşan, "giriş yoktur" gibi mesajlar veren çizgiler bana lost'taki gibi flashbackler yaşatır. kaçarım o reyondan..
ama artık o günler geride kaldı.. bir makyaj uzmanı bana bir masal anlattı. öğrendim ki dudak kalemi dudak rengine yakın ya da bi ton açığı, bi ton koyusu şeklinde kullanılırmış. dudağı büyük göstermek için dudak çizgisinden dışarı sürülmezmiş. sürenleri büyük lanetler bekliyormuş. bülent ersoy diyorum lan daha ne diyeyim?!
biliyorum, anlıyorum, sizinle aynı hissiyatı derinden paylaşıyorum. dudağımız angelina jolie gibi değil. ama ne yapalım? allah bizi de böyle yaratmış. doğru uygulamalarla dudağımızı büyük göstermek elimizde.. ya şimdi bak. angelina'nın dudağı gibi olacak dersem sende yersen o senin bileceğin iş. inanmayın böyle şeylere.
dudağı büyük göstermek için yanıp tutuşmak: evet evet. ben yapıyorum bunu. sizde yapın. bi defa, koyu renk ruj sürmeyin. dudağı ufak, miniminnacık gösterir. parıltılı rujlar kullanın. zaten onların parıltısından milletin gözü kamaşır, "dudağı da inceymiş lan bunun ıyy" filan gibi aşağılamalara maruz kalmazsınız. ahaha. şaka bi yana, parıltılı rujlar ya da parlatıcılar dudağı büyük göstermek için her zaman işe yarar. erkeklerin gözleri, konuşurken parlak dudaklarınıza kayıverir. çok güzel bi şey lan, dudaklar çok seksi. keşke angelina gibi dudağımız olsaydı.
"tüm bunlar benim dudağımda işe yaramıyor lan" dersen eğer, ben bikaç sene sonra dudağımı şişirtmeyi düşünüyorum. bana bi mesaj at. iyi bir yer bulup beraber gideriz. tamam mıı?
itiraf: bu entry çok uzun oldu bak valla billa kimse okumayacak. sonlandırmak istiyorum o yüzden.
başlığım canlanmış bugün. ben önerimi yapar giderim yavrum. önerilerime de devam ederim yoğun talep olursa. hadi öptüm kib kısçeler.
edit: imla kılavuzunu yanımda taşıyacağıma and içerim..
varolan güzelliklerini biraz renklendirerek vurgulayacaklarına suratlarını tuale çeviren kadınlardır. en yaygın görünen ortak özellikleri kilolarca fondöteni yüzlerinde taşımak için yaptıkları yarışlar esnasında boyunlarının bembeyaz sırıtmasıdır.
ince dudaklara kırmızı ruj süren kadın.
teni açık olduğu halde bronz görünmek adına yüzünü kapkara yapan ama kollarının ve boynunun beyaz kaldığını farkedemeyen kadın.
sürdüğü koyu ton fondötenin üstüne yine iğrenç koyulukta allık süren kadın.
yüzü yağlı olmasına karşın yinede yağlı far kullanan kadın. bir süre sonra gözkapağında sadece bir çizgi olarak kaldığından haberi yok tabi!
bu kadınlara en güzel örnek, zaten siyah ya da koyu renk olan gozlerine gereğinden fazla kalem, rimel, sürme süren kadınlar ve yakışıp yakışmadığına aldırmadan inatla kırmızı ruj süren kadınlarDIR. zaten koyu renk olan gözlere kalemi sürüp birde eliyle yayıp aklınca puslu gözlere sahip olduğunu düşünenler son derece iticidir. şahsımca falcı ya da cadı izlenimi uyandırmaktadırlar. ayrıca sanki kirli izlenimi uyandırırlar. inatla kırmızı renk sürenler daha bir olaydır. kırmızı sürmek için dudak yapısının uygun olması lazımdır ve dişlerin şekli ile rengi mutlaka düzgün olmalıdır. kırmızıyı sürüp dişine bulaştıranlar, elbisesiyle alakasız kırmızı ruj sürenler ve çarpık sarı dişleriyle kırmızı dolananlar ne yazık ki seksi değil mide bulandırıcıdır.