Çocukluk travmalarımdan biri. Kitapları çok güzeldir. Ama daha on yaşındayken okunmamali. Nereden buldum neden okudum hatırlamıyorum. Tek hatırladığım şey okudukça gelecekten korkuşum.
Hüzünlü yazar. Çok gezmiştir, Rusya'yı, ukrayna'yı, dağları ovaları bozkırları yalın ayak gezmiştir. Aç karnına hem yazıp hem gezmiştir. Öykülerinde iç parçalayıcı bir melankoli ve gerçekçilik vardır. Fakirlik açlık, yalnızlık, serserilik, bosvermislik... Aşık Mahzuni Şerif türküleri gibidir eserleri. Çarpar, gerçeği suratiniza çarpar.
" Toplum! işte en çok nefret ettiğim şey! O, durmadan benliğimizin verebileceğinden fazlasını istiyor bizden. Ama kendimizi doğru dürüst yetiştirebilmek için gerekli şartları hazırlamıyor. Önümüze engeller koyuyor.."
ideolojisini edebi yeteneğinin önüne koymuş; yeteneğine yazık etmiştir. edebiyatta ideoloji, felsefe gibi konular elbet işelenir ancak keşke mesajını karton karakterler yoluyla aktarmak yerine daha ince yollarla vermeyi denese idi.
insanların ruhunu öldürüyorlar anne. işte asıl cinayet bu. Utanılacak bir cinayet. Birtakım silahlar çıkartıyorlar, insanları öldürüyorlar ve bunu yapanlara devlet diyorlar. Evlerine, sosyal statülerine, paralarına hiç bir zarar gelmesin diye garip insanları harcıyorlar. Anlıyorsun beni değil mi anne? Halkın ruhunu kurutuyorlar ve hiç bir şey anlamaz hale getiriyorlar.
11 yaşındayken babasını kaybetti ve dedesi onu evden kovdu. Ailesine bakabilmek için tersanelerde çıraklık yaptı. Bu kötü hayat tecrübeleri onu dünya edebiyatının en iyi yazarları listesine yerleştirdi.
Bütün Ölü Kentlerin, Ölü Doğmuş Çocuklarına...! Büyük Ustaya Saygıyla ...! Her sabah nereye gittiğini bilmeden bir işe giden, her akşam nereden çıktığını bilmeden bir işten çıkan, sevmediği hayatı yaşayan, sevmediği işi yapan, sevmediği kişilerle yaşayan, kalabalıkların yüzünden yaşamaya karşı, ne bir sevgi, ne de bir sevgisizlik işareti olmadan gelip geçen, her akşam evinin dört duvarı arasına sanki bir mezara girermiş gibi giren, gecelerini bir sıkıntı yorganının altında yalnız ya da yanındaki yabancı gövdeyle geçiren;
bütün ölü kentlerin, ölü doğmuş çocukları!
Size bu ölü yaşamı hazırlayan “burjuvazidir” ve bu acımasız oyunun varlığını siz izin verdiğiniz sürece sürecektir.
Yaşadığı her olayı bir roman ya da öyküye katmayı bilen Gorki, gerçek adı Aleksey Maksimoviç Peşkov yerine, “acı “ anlamına gelen “Gorki” takma adını kullanmayı seçti. Ben bu adda geleneksel Rus düğünlerinin davetlilerinin haykırışını duyuyorum: Acı, acı.. Ve gelinle damat bu acılık tatlılaşsın diye öpüşüyorlar. Gorki’nin hayatın üstüne yürüyüşünde bir çilekeş dervişin sinikliğini göremezsiniz.
O hayatını bir roman üçlemesiyle anlattı: Çocukluğum, insanlar arasında/ Ekmeğimi Kazanırken, Benim Üniversitelerim.
Benim Üniversitelerim, onun üniversiteli arkadaşlarının ona yaşattığı bir düştür. Kazan şehrinde birtakım sınavlara girip üniversiteye devam edecektir. Bu gerçekleşmeyecek bir düştür. Ama Gorki Kazan’da o dönemin düşünce akımlarını, yasa dışı kitaplarını, öğrenci çevrelerini tanır. Bir yandan ekmeğini kazanmaya diğer yandan eğitimini sürdürmeye çalışan genç, Rusya’da çarlık yönetiminin ve eskimiş dünya görüşünün çalkantılı ortamında bütün hayatın bir üniversiteye dönüştüğünü görür. Karşısına benzersiz kişilikleri olan, Rusya’nın kaderini değiştirecek kişiler çıkacaktır. Rusya gürül gürül geleceğini tartışmaktadır. iş bulduğu fırında hem çalışıyor hem de orada yatıp kalkıyordur. Yakınlarında bulunan öğrenci evindeki öğrenciler sayesinde siyasal bilinç edinmektedir. Gorki’nin anlattığı dönemin Rusya koşullarında felsefi tartışmalar yalnızca aydınlar ve öğrenciler arasında gerçekleşmez. işçiler ve halkın değişik katmanları arasında da değişik düzeylerde politik atmosfer egemendir. Tabii ki bu durum, polisin de, halkın içinde çok sıkı çalışmasına yol açmıştır. Politik faaliyetler dikkatle izlenmektedir. Yürütülen gizli örgütlenmeler ve gizli faaliyetlerdeki gizemlilik Gorki’nin üzerinde romantik bir etki yaratmıştır. Küçük gizli haberleşmelerde Gorki’ye de görev verilmesi onu heyecanlandırmıştır. Fırının yakınlarında yaşayan bir polis rahatça izlemek için Gorki’yle arkadaş olmuştur. Gorki arkadaşları tarafından, durumu idare etmesi için uyarılmıştır. Eğer polisten uzak durursa, fırındaki ilişkilerden şüphe edilebileceği düşünülmektedir. Gorki, polisin evine gidip gelirken, aynı zamanda onun yaşamıyla ilgili gözlemlerde bulunmaktadır.
..... çocuklar toprağın canlı çiçekleridir. ama bunlar sağlıklı bir beslenmenin olmadığı toprakta yetiştiklerinden erken solan çiçekler görünümündeydiler...
...... zavallı gelecek! insanlar tarafından ona öylesine çok umut besleniyor ki , gerçekleştiğinde de hemen hemen bütün çekiciliğini yitiriyor.....
vasat rus yazar. sosyalist olması ise şaşırtmaz. anarşistlik peşinde koşmaktan rızkını kazanamamıştır. kitapları birer propaganda aracıdır. işçidir işçi kalacaktır.
küçük burjuva ideolojisinin eleştirisi adlı yazı dizisinde orta sınıfın reflekslerini yaşadıkları tarihsel dönem itibariyle ele almış olmasına rağmen eleştirisi hala güncelliğini yitirmemiştir.
--spoiler--
Yoruldum; ayağımın değil, yüreğimin götürdüğü yerlere gitmekten. Sustum; dilimdekileri değil, yüreğimdekileri söyleyememekten .
--spoiler--