Tektanrıcılığın en büyük paradoksu ''Tanrı, kendini öldürebilir mi?'' sorusudur. Bu soruya evet ya da hayır derseniz yine paradoks oluyor.
Tektanrıcılık; aynı zamanda oldukça ataerkildir, ırkçıdır ve kapitalisttir. Yani her yönüyle kötüdür.
dizide tecavüze uğrayan ve işkenceye maruz kalan adam,
basit bir makine değil,
makine ırkının kadiri mutlak tek tanrı tarafından seçilmiş elçisi,
bir tür peygamber,
insanları kendilerine makinelerle tayin edilmiş ortak kadere doğru yönlendiren rehber:
diziye göre insan ırkı hiçbir zaman tek tanrıcı anlayışı benimsemedi,
bu anlayışı bize kazandıran şey,
dünyadan önceki varoluşumuzda savaştığımız bilinçli makinelerdi.
insan ırkı çok tanrıcı anlayışa daha yatkın,
müslümanlar,
hristiyanlar ve yahudiler bile kendi içinde sayısız beşeri tanrıya tapınmakla gurur duyuyor bugün. bu, tevhid anlayışıyla büsbütün çelişen bi eylem.
tek tanrı mefhumu,
sanılanın aksine,
semavi dinlerden ziyade matematiksel platonizmden besleniyor,
makine aklının bu düşünceye erişmesi saçma ve mantıksız değil,
henüz hiçbirimiz bilinçli makinelerle muhatap olmadı.