erkek basına uc erkegin dustugu bolumdur. bu bolumu bitirenlerin ilk projesi kız yapmaktır.arada bir bu bolume kız da geldigi olur ama genelde bir arkadasa bakıp cıkarlar. eger sans eseri kızlar okumaya gelmislerse onlarda erkeklesmeye baslarl, kufur etmeyen cıtı pıtı kız olmazlar bir sure sonra kamil mına koyim silgiyi versene lan , off olum hatuna bak lan diye sizinle muhabbete girirler siz gene abaza kalırsınız. *****
en asil duygunun mühendisliğidir. bölümde nadiren kıza rastlanır ve bu kızlar 2. sınıf sonunda tespih çekmeye başlayabilirler. ayrıca kantin denen olay direk kıraathaneye dönmüştür. üstüne bir de derslerin zorluğu eklenince, gerçekten sağlam bir psikoloji gerektiren bölümdür.
ortalama bi makina muhendisligi bolumunun 100 kisi aldigini ve bunlarin 5'inin kiz oldugunu dusunursek,er kisi basina yaklasik 3 kilo 150 gram kiz duser.zaten ihtiyaciniz olan da 250 gr deil midir ey canlar.
bölümün üniversitelerdeki eğitim sürecinin kısa bir tarihçesini vermek istiyorum:
cumhuriyet sonrası, istanbul darülfünunu fizik enstitüsü, makine şubesinde başlayan makine mühendisliği eğitimi sadece bu yerde devam etmiştir. 1933 yılında darülfünun tüm kadro ve kurumları ile lağvedilmiş ve istanbul üniversitesi kurulmuş ve yüksek mühendis mektebi (itü'nün nüvesini oluşturan) bu üniversitenin bünyesine alınmak istenmiştir ve fakat bu gerçekleşmemiştir.
1942-1943 yılında yüksek mühendis mektebi bünyesinde var olan elektrik ve makine şubelerine ek olarak, ayrıca uçak mühendisliği ve deniz inşaat mühendisliği şubeleri de açılmıştır.
1944 yılında yüksek mühendis okulu, istanbul teknik üniversitesi ismini alarak yeniden örgütlendirilmiştir. üniversite üç fakülte kurmuş, makine fakültesi ilk kurulan fakültelerden biri olmuştur.
diğer yandan, 1911 yılında fen memuru (kondüktör) gereksinmesini karşılamak amacıyla kondüktör mekteb-i alisi adıyla bir okul kurulmuştur. eğitim fransız ecole de conductor'ün programını örnek alan okul 1922 yılında nafia fen mektebi olarak değiştirilmiş, 1937 yılında milli eğitim bakanlığı'na bağlanarak tekrar yapılandırılmış, teknik okul ismi verilmiş ve inşaat, makine şubeleri açılmıştır. 1943 yılında yıldız teknik okulu olarak tekrar yapılandırılan okul, dört yıllık eğitim veren bir yüksek öğretim kurumu haline getirilmiştir. 1969 yılında istanbul devlet mühendislik ve mimarlık akademisi, 1982 yılında yıldız üniversitesi, 1992 yılında da yıldız teknik üniversitesi adını alan kurum özellikle 1943 yılından sonra makine mühendisi yetiştiren öğretim kurumlarının bir diğer öncüsü olmuştur.
bunlar dışında 1863 yılında amerikalı bir misyoner tarafından kurulan robert koleji aracılığıyla mühendislik eğitimi anlamında bir adım atılabilmiştir. new york eyaletinin kabul ettiği statüye göre önce bir liberal art college olarak kurulan kuruma 1912 yılında mühendislik bölümlerinin eklenmesi için çalışmalar başlatılmış, makine mühendisliği bölümünü de içeren mühendislik okulu ancak 1931 yılında kurulabilmiştir. robert koleji 1971 yılında boğaziçi üniversitesi'ne dönüştürülmüştür.
1950 ve sonrasında ortaya çıkan teknokrat kadro yetiştirebilmek için, seçilen amerikan üniversite modeli ile bölge üniversitelerinin kurulması hedeflenmiştir. 1955 yılında karadeniz teknik üniversitesi kurulmuştur. ktü makine mühendisliği bölümü 1963 yılında öğretime başlamıştır. 1955 yılında kurulan ege üniversitesi'nde ise makine mühendisliği eğitimi ancak 1968 yılında başlayabilmiştir.
mimarlık ve şehir planlama bölümü ile 1959 yılında kurulan odtü'de ise makine mühendisliği eğitimi 1963 yılında başlamıştır.
araştırma alanı aşırı derecede geniş olduğundan dolayı öğrencilerinin okulda pekde birşey öğrenemeden mezun olduğu mühendislik dalıdır.
o da ne demektir diyeceksiniz.
bu bölüm kendi içinde enerji, talaşlı imalat, tasarım konstrüksiyon gibi başlı başına her biri devasa bir mühendislik olan dallara sahiptir. öğrencilere bu dalların herbirisinden muhakkak dersler verilir. herşeyden birşey öğretelim derken öğrenciler hiç bir konuda uzmanlaşamaz, eğitilemez sadece kısa süreliğine bazı şeyler( sınav gecesinden sınav sonuna kadar geçerli olacak şekilde) ezberletilir. nihayetinde bilmem kaç ortalamayla diploma sahibi olan dostlarımız yıllarca iş ararlar. yazıktır, ayıptır.
amma ve lakin bir kültür olarak mesleğinizini bölümdeyken öğrenin. bunu düşünün dostlarım. bir genel kültür bağlamında makine mühendisliğini öğrenmek ne demektir. örneğin mühendislikle alakası olmayan insanlara termodinamik ile alakalı olarak günlük hayattan örnekler verebilmekten bahsediyorum. neden yükseklere çıkıldığında kuru fasulye bir türlü pişmez, buzdolabı nasıl çalışır, camlar niçin buğulanır gibi. meslekleriyle alakalı böyle muhabbetler açabilenler 4 üzerinden 3,5 luk inekler değildir. ineklerler, en iyi notları alırlar ama düşünmezler, bir kültür olarak değil hayatta kalma mücadelesi şeklinde görürler not almayı. ve bir türlü hayatta başarılı olamazlar.
dostlarıma nacizane tavsiyem, eğer öyle bir akademik çalışma düşünceniz yoksa okulu sallayın ve daha mezun olmadan hiç parasına puluna bakmadan seveceğiniz bir dalda işe girin, icabında okulunuzu uzatın. bu üniversitelerden birgün nasıl olsa mezun olursunuz. meraklanmayın hiç bir şirket kaç ortalamayla mezun olduğunuza bakmıyor.
Geçmişin, günümüzün ve geleceğin olmaz sa olmaz mesleklerinden birisi. Eskiden kız isteyenlerine kızların gözü kapalı verildiği son dönemlerde elini sallasan mühendise çarpmasından dolayı işsiz kalanların çoğunlukta olduğu meslek. *
En şanslılarını ve bugünün patronlarını 70-76 arası mezunlarının oluşturduğu meslek.