-şu benim cd playere baksana bi..
-neden ne oldu
-ne biliyim çalmıyor işte..
-ben ne anlarım ki..
-e sen makine mühendisiyim diye geziyosun.. şunu tamir etmekten acizsin.. fiyuuuuuuu..
-ama şimdi bak yanlış anla...
-ne yanlış anlıycam yaaa.. eğitimimiz çok pis gerliyor ya.. tüh vah
-ama..ama..
-ama mama .. neyse ben hilmi abiye götüreyim bizim elektronikçiye o yapar..
-ama şimdi hardware.. sofware
-ya tamam hadi ben gittim...
-muhabbetlerinin bir denişik verisyonu-dur. bu mudur-dur.
insanların olamadıkları şeylere ne kadar bok atmaya meyilli olduğunu gösteren durumdur.
bisikletin nesi tamir edilecek?
lastiği patladı diyelim.. o adam o lastiğe neden yama yapsın?
dişli mi kırıldı, kırılan dişliyi kaynatıp yerine takmak (ki yapılmaz zaten böyle bir şey, hadi yenisiyle değiştirmek olsun)... neden yapsın?
mühendis; o bisikletin lastik çapıyla, taşıyabileceği maksimum yükü hesaplar. dişlinin çapını hesaplar maksimum verim için. siktirin gidin kendiniz tamir edin lan bozulan şeylerinizi. ustalar niye var? mühendis tamir yapacakmış, hassiktir lan oradan. domalsın da sik bir de istersen!
tamir edememesi diye bir şey yok, tamir etmek istememesi diye bir şey vardır.
merak etmeyin mühendislerin yüzde 90'ı (bir elin beş parmağı da bir değildir) neyin nasıl yapılması gerektiğini bilir, size bilmezmiş gibi gelir. bilmese zaten o paraları kazanamazlar... siz ufacık beyninizi böyle şeylerle yormayın, gidin açıköğretimde de olan bölümleri okuyun. hatta okumayın bisiklet tamir etmeyi öğrenin, mühendisten bile kalifiye olursunuz...
o çok beğendiğiniz spor arabaların motorlarını tasarlıyor, üretiyor yeri geldiğinde tamir edebiliyor* ama bisikleti edemiyorsa veya uğraşmak istemiyorsa pek bir sorun yoktur zira bisikletçilik diye bir meslekte mevcuttur.
ne yapılması gerektiğini biliyor da eli soğuk olduğundan yapamıyorsa problem değildir ama ne yapılması gerektiğini de bilmiyorsa gerçekten vahim bir durumdur. uzmanlık alanının farklı olması, akademik kariyer yapması gibi bahaneler ise geçersizdir. mekaniğe ilgi duymadığı gerçeğini değiştirmez.
olay: laptop'un sogutucusunun kablosu bir kedi tarafından koparılmıştır. Bır de kopan parca yıne bir kedi tarafından saklanmıstır.
Çözüm: bir adet usb kablosu bulmak.
Yapılan: yepisyeni usb kablosunu kes. Bılgısayara gecen yerı ayır. Sanırım kırmızı ve sıyah olan ufak kabloları sogutucununkiler ile fan calısana kadar eslestırmeyı dene. Sonra guzelce bantla ve kabloyu bılgısayara tak. Sogutucuyu yeniden kullanmaya devam et.
mesleği tamircilik değilmiş. peki ne iş yapar o zaman makine mühendisi. tamircilerin başında durup nasıl tamir etmeleri gerektiğini mi söyler. e yine nasıl tamir edildiğini bilmesi gerekmiyor mu? tanım; ülkemizdeki eğitim sisteminin ne kadar boktan olduğunu gösteren durumdur.
ODTÜ' makinaya 517 puanla giriliyor ve o kişi değil bisiklet, kamikaze motoru bile yapar. Ama özel üniversiteye 220 puanla girdiyse, o zaman kahve makinasını bile yapamaz. işte tam da bu nedenle eğitim özelleştirilmemeli. Bu nesil ellerinde patlayacak. inşaattan anlamayan inşaat mühendislerine bir de, 180 barajını geçenlerin hukuk fakültesi okumaları eklendi kesinlikle engellenmeli.
