bugun meltem doganay isimli bir bayan i konuk eden program. lutfen benimle ayni fikirde olanlar paylassin; cildirma seviyesindeyim. meltem doganay inanilmaz bir sekilde luna park lardaki balerin etek kadinina benziyor. her sehirde o zikkim balerin etek kadini ayni midir bilmem ama, suan programdaki insan resmen o. olmaz boyle sey. kiyafetine, sacina, basina, makyajina kadar.
(bkz: yuh)
miâdini coktan doldurmus; bunu Okan Bayulgen'de anlamis olsa gerek ki; onumuzdeki sene olmayacak dedigi program. Eskiden sabah 5'lere kadar izletirdi, simdi Memo'nun karsi sahaya hantalca kosmasi su saatte daha eglenceli geliyor.*
kullanicisi fevkalade insan evladi okan bayulgen degil de baska herhangi birisi olsaydi (ki olacak sey degil) bu gece ortaya atilmaya calisilan suni tartisma konusunu rating yumagi haline getirip cirkeflesmek icin kendinden gecerdi diye dusundugum program.
yeliz yeşilmen'in katıldığı yayında okan bayülgen kendisine salak demiştir. * okan bayülgen yeliz yeşilmen arka tarafta sahneye çıkmak için beklerken yönetmene 'yeliz yeşilmen hazır mı?' diye bağırmıştır. içerden de yeliz yeşilmen'den 'hazıııııırrr' diye bi cevap gelmesi ile okan bayülgen kendisine 'salak' demiştir.
bu geceki programda büyük baba zulanın canlı iki performansını izledik. adamlar performans için yaratılmışlar ve daracık stüdyo ortamında dahi bu dehalarını sergilediler. bir ara murat ertel (büyük baba) seyircilerin arasına dalarak bir performans sergiledi ki. sanki havada, karada, denizde çalarım ben bu aleti dedi. seyircilerin arasında çok zor manevralar ve dar hareket sahasında bile yalnızca bir kaç nota kaymasıyla gösterisini sergiledi. murat ertel ikinci performansdan sonra büyük masada bir süre oturdu ama sohbetinin tadına varamadan kalkmak zorunda kaldı. çünkü:
-evet siz az satıyorsunuz ve yeliz yeşilmen kadar değeriniz yok. performansınızı sergileyin şarkınızı söyleyin, konuk gamımıza adınızı yazalım ama büyük masada en fazla beş dakika oturabilirsiniz. dendi.
halbuki murat ertel babada müthiş bir sohbet dinamiği olduğu belli. orada saatlerce konuşup virtüözitesinin yalnız ellerinde değil beyninde olduğunu gösterebilirdi. biz de büyük ustadan dersler alabilirdik.
sonlarda, bir köşe yazarından bahseldildi. konu mp3 olayından açılınca
-bir yazar, birgün 'babazulanın enfes bir şarkısını dinliyorum' dedi ertesi gün 'o babazula değil duman mış' dedi, niye çünkü albüm almıyor, mp3 den dinlemiş.
ben burada yazayım arşive girsin. o yazar hürriyetten hadi uluengin idi. yazının tarihini tam hatırlamıyorum ama son 2 ay içinde diyebilirim.
başlarda çıkan çocuğa ben de acıdım ama okan bayülgenin dediği gibi biraz psycho idi kız.