mai ve siyah

entry57 galeri0
    56.
  1. Mai ve Siyah, iki olgu temelinde yükselir: Psikanalitik olarak ana rahmine dönüş ve felsefi-psikolojik olarak kaçış. Türk Edebiyatında ilk modern roman olarak yer edinmiş romanda düş ve gerçek çatışmasından doğan aşılmaz bir psikolojik bunalım söz konusudur. Tanpınar tarafından “Türkiye’de nesli namına konuşan tek eser” olarak tanımlanan roman, Ahmet Cemil karakteri etrafında şekillenir. Eserin başlığı anlamlıdır çünkü Ahmet Cemil’in mavi hayalleri, zaman içinde siyah hayal kırıklıklarına dönüşür.

    Ahmet Cemil; genişçe bir köşk, salon, kütüphane ve bahçe ister. Atlı bir arabaya ve şık bir gözlüğe sahip olmayı temenni eder. Bir sevgilinin yanında olmasını ve üne kavuşmayı diler. Aynı zamanda yazar olmak istemektedir. Lamia isimli bir kadına aşık olur. Mülkiye mektebini bitirmek üzereyken babası vefat eder. Geçim sıkıntısı yaşamaya başlar. Zaman içinde hayattaki beklenti ve umutlarının solduğunu üzüntü içinde görür. Artık tek çıkar yol kaçış gibi görünmektedir.
    0 ...
  2. 55.
  3. Bana hoş şeyler çağrıştırmıyor. Maisini ayrı siyahını ayrı sikeyim. Asi ve maviyi tercih ederim. Biraz kızıl biraz mavi de olur.
    0 ...
  4. 54.
  5. Şu sıralar okumakta olduğum halid ziya uşaklıgil kitabı. konusu bir yeşilçam filmini andırmakla beraber, dili ağırdır. özellikle günümüz insanının okurken tuhaf bulacağı pek çok diyalog ve betimleme var. ama ben sevdim. eski dönem edebiyatına ilginiz varsa sevebilirsiniz.
    0 ...
  6. 52.
  7. halid ziya yaşam mücadelesi veren bir genci konu alırken, aynı zamanda batılı tarzdaki ilk romandır.

    ''insan keder ve sevinç zamanlarında yüreğinin katlanabileceğinden fazlasını, başka bir yürekle paylaşmak ister.''
    1 ...
  8. 51.
  9. Halit ziya uşaklıgil'in türk edebiyatına kazandırdığı batılı anlamda ilk roman örneğidir.

    Mavi hayallerle istanbula gelen ahmet cemil'in simsiyah bir gecede istanbuldan ayrılışını konu almaktadır.

    Başkahraman ahmet cemil ve okuldan arkadaşı hüseyin nazmi bazen okul çıkışlarında deniz kenarına gider ve edebiyattan bahsedeler. gene böyle bir gün ahmet cemil uzaklara dalar ve gökyüzünün ne kadar mavi* olduğu farkeder.

    yıllar sonra ahmet cemil işinden, evinden ve lamia'sından olmuş bi şekilde annesi ile istanbul'u terkedip mısır'a doğru yol olan bir gemiye bindiğinde gökyüzüne bakar ve gökyüzünün simsiyah olduğunu görür.

    mai umutların rengi iken, siyah umutların ve o umutlarla birlikte bir hayatın çöküşünün rengidir.
    0 ...
  10. 51.
  11. Edebiyat dersi sağolsun okumak istesem de bir travma olarak kaldı sınavlardan. Belki sonra okurum.
    1 ...
  12. 50.
  13. Hayal ve gerçeğin serüvenini anlatan bir romandır.
    Akıcılık bekleyenler okumasın. Çünkü düşünce yoğunluğuna esir olan bir kitaptır.
    1 ...
  14. 49.
  15. 48.
  16. orjinal metni aşırı dozda eski türkçe kelime içerir. meraklısı değilseniz 'günümüz türkçesi' baskısını tavsiye ederim. Ben can yayınlarının orijinal metin baskısını okudum. dediğim gibi epey eski türkçe kelime var. kitabın sonuna sözlük olarak eklemişler bu kelimeleri ve anlamlarını; tam 12 sayfa. Her okuduğum sayfada en az 1 kere sözlüğe müracaat etmek zorunda kaldım nerdeyse; ki işin acemisi saymam kendimi.

    yazarın türkçeye hakimiyeti ve anlatım gücü büyüleyici. hikayesi şaşırtacak derecede fevkaladelik içermese de ana karakterimiz ahmet cemil ve başına gelenler üzerine epey yakınlık ve empati kurup çeşit türlü duygulara gark oluyorsunuz. bir romanın olmazsa olmaz özelliği bu olsa gerek. mutlaka okunması gereken türkçe romanlar arasına yazarım bu kitabı.

    !!sürprizi bozulmasın istiyorsan sonrasını okuma!!

    mai hayaller ve siyah gerçekler, mai: hüseyin nazmi'nin siyah: ahmet cemil'in hayatı olarak sembolize edilebilir. iki karakterin hayatı birbirine koşut bir akışla ve buna karşın birbirine zıt yönlerde ilerliyor. dönemin edebiyat ve yayın dünyası hakkında izlenim sahibi oluyor, sanatçı ruhlu ve hayalperest karakterimizin hayatın acı gerçekleri karşısında kırılışlarını görüyoruz. düşler mailiklerini yitirip yerini karanlığa bırakıyor, hayatın akşam vakti başlıyor.

    ----kitaptan alıntı----

    ah! biçare, hırpalanmış, ezilmiş hayat! mai bir geceyle siyah bir gece arasında geçen nasipsiz, bahtsız ömür! bu baran-ı elmas altında inkişaf ederek şimdi bir baran-ı dürr-i siyahın altında gömülen o emel çiçekleri!

    ----kitaptan alıntı----
    1 ...
  17. 47.
  18. siyah gerçeklikten uzak kalan mavi hayallerin gerçeklik karşısında yutulup yok olduğu kitaptır. çocuklukla yetişkinlik arasındaki çelişkiye bakarsak gerçeklikten uzak kalmamış hatta bazen insan kendi geleceğine baktığında ahmet cemil'i görüyor gibi oluyor.
    0 ...
  19. 46.
  20. nedense aklıma hep onur akın'ın asi ve mavi şarkısını getiren, halid ziya uşaklıgil'in romanı.
    1 ...
  21. 45.
  22. Güzel kitap. Okunmasını öneririm.
    1 ...
  23. 44.
  24. halid ziya uşaklıgil'in mai ve siyah kitabını okurken ahmet cemilin sarı uzun saçlı betimlendiğini görünce aklıma kurt cobain gelmişti bütün kitap ahmet cemili kurt cobain olarak hayal edip okudum o kadar büyük bir travmaydı ki.
    5 ...
  25. 43.
  26. Bir baş yapıttır. Çok eskilerde okumuştum ama başlığı görünce bile etkisini hatırladım. Okunmalı kesinlikle.
    1 ...
  27. 42.
  28. kırmızı ve siyah ile benzeştiği söylenen kitap.

    nasip olmadı okumak.

    henüz.
    1 ...
  29. 41.
  30. Hayatımda okuduğum en etkileyici romanlardan biri. Aynı zamanda Ahmet cemil de kendime en çok benzettiğim roman karakterlerinden birisi . Keşke hiç okumamış olsam ve şimdi okumaya başlasam.
    1 ...
  31. 40.
  32. roman başladığı renkte bitiyor. serveti fünun dönemi renk senkrrizasyonu olan bir eder.
    sarı mavı gece vs vs melale takıntılı hayat.
    0 ...
  33. 39.
  34. 6.sınıfta verilen performans ödevimdi.okuyup özet çıkaracaktım.şimdi düşünüyorumda hiç mi vicdanı yokmuş o türkçe hocasının.
    0 ...
  35. 38.
  36. hayatımda kitap okurken hiç bu kadar sıkılmamıştım yeminle. sayfa 60' a geldim empiree bana spoiler versene desen veremem, (bkz: verirsem şerefsizim) şaka bir yana gerçekten veremem. hiçbirşey anlamadım lan. zekamı aşan kitaplardan.
    0 ...
  37. 37.
  38. yapılan uzun araştırmalar sonucu adının yanlış olduğu tespit edilen kitap. gerçek adı altın sarısı ve beyazmış...
    3 ...
  39. 36.
  40. altın rengi ve beyazdır. olm nasıl mavi görürsünüz lan?!*
    4 ...
  41. 35.
  42. "Aman Yarabbi! Sevmek bu muydu? insanı sanki bir mengene içinde sıkıp da birisinin ayakları altına ezik, bitik, can çekişerek atmak isteyen bu öldürücü şey, sevmek bu muydu?"
    2 ...
  43. 34.
  44. zaman zaman betimlemenin boku çıkarılsa da çok güzel kitaptır.

    boku çıkarılmaktan kastım şu; atıyorum ahmet cemil'in üzüldüğünü anlatacak halit ziya. bunu 4-5 sayfa boyunca anlatabiliyor bazen. mesela halit ziya tarzı üzüldüğümü anlatayım:

    surarda o kadar üzülmüştü ki böğrü şişmeye ve kemikleri depremde sarsılan yer gibi birbirine girmeye ve çarpmaya başlamış, bulutlar gibi yıldırımlar çıkarmaya başlamıştı. çarpmaların etkisiyle kalbine saplanan ağrının neticesi olan bir volkan ortaya çıktı. şimdi o volkan püskürüyor ve bütün vücudunu yakıyordu. yanan yerlerden de yeni volkanlar çıkıyor ve yanmaya devam ediyor, çıkan dumanlar zihnini ve gözlerini örtüyor, herhangi bir şey yapmasını engelliyordu. sonunda üzüntüsünden küllere dönüşen bedeni yanmaya devam ediyor, tekrar vücut bulup, tekrar yanıp kül oluyor, bu acı hiç bitmeyecekmiş gibi devam ediyordu. vücudundan magma sızıyor ve gecenin siyah karanlığını acı bir şekilde aydınlatıyordu. bu ölye bir acıydı ki.......

    işte böyle 4-5 sayfa düşünün. bu bazen okurun ilgisini kaybetmeye yol açıyor. ha betimlemeleri gerçekten güzel, ortamı size yaşatıyor. ama bazen o kadar abartıyor ki bırakın ortamı, kitaptan kopuyorsunuz. bir de bakmışsınız ki dalıp gitmişsiniz. tabii bu kitabı yermek için bir sebep değil. dediğim gibi, tek eksiği bu.

    --spoiler--

    --ağır spoiler--

    şimdi konuya gelecek olursak.kitabın başından itibaren olumsuz ve olumlu olaylar birlikte geliyor. bu insana belli bir umut veriyor. ama tam son 100 sayfada halit ziya basıyor acıyı, veriyor coşkuyu. o nedir lan? ahmet cemil bütün olumsuzlukları üst üste yaşıyor. kardeşinin ölümü, sevdiği kızı kaybetmek, işinden olmak.

    kitabın sonunda güzel bir şey olacak diye bekledim. yanlış anlamayın, mutlu son beklemiyordum. en azından vehbi bey iflas eder veya hastalanır, raci'ye de kötü bir şey olur, kısacası kötü karakterler iyi bir şekilde cezalandırılır diye düşündüm. "lamia da ahmet cemil'e verir herhalde" diyordum. olmadı. olabilemedi. raci hastaladı, evet, ama vehbi bey'e hiç bir şey olmadı. sadece bir tokat yedi o kadar. lamia desen, o da yalan oldu.

    ben olsam kitabın sonu nasıl biterdi:
    ahmet cemil vapura binerken bir klasik olarak lamia peşinden gelir ve "ahmet, gitme, ben seni seviyorum!" der. ahmet cemil hüseyin nazmi'den kardeşini ister ve evlenir. daha sonra ali şekip'le birlikte evlerini kurtarır, ali şekip gibi bir dükkan açar ve maddi durumunu yoluna sokar.

    vehbi bey ise davayı kaybettiği ve ikbal'in katili olduğu için hapse girmek zorunda bırakılır, ama o girmez ve istanbul'dan kaçar. sefil bir şekilde yurt dışında hayatını sürdürür.

    son olarak da ahmet cemil'in çocuğu olur, hüseiyn nazmi de istanbul'a, yeğenini ziyarete gelir ve orada kitap biter.

    ne kadar güzel değil mi? mutlu son. ama işte öyle olmuyor.

    neyse, benim gibi kitabın sonunu fazla karamsar bulanlar bu alternatif sonu seçsin *

    adamın ölümünden sonra kitaba alternatif son yazdık iyi mi?!

    --spoiler--

    --spoiler--

    işte böyle. okuyun, güzel kitaptır.
    1 ...
  45. 33.
  46. Türk Edebiyatının ilk teknik anlamda kusursuz eseri de bik bik şeklinde ertem şener bilgilerini başka bir entryden de edinebilirsiniz, es geçiyorum onları o yüzden.öyleyse gelelim işin aslına..

    Bu romanda, kolay pes eden, amaçlara ulaşmanın gerektirdiği savaşın çetinliğinden tırsan ve herkesi kendi gibi temiz kalpli sanarak yaptıklarının sonrası üzerine çok düşünmeyen saf bir hayal adamının başından geçen hazin olaylar anlatılıyor.Mutlaka okunması gereken, aman aman bir eser olduğunu düşünmüyorum ancak türk edebiyatının mihenk taşının görülmesi açısından, okunursa iyi olur kanısındayım.

    eserin diline de değinmezsek olmaz.cidden ağır bir dil.okumaya karar verirseniz osmanlıca bir romanı okuyacaksınız, bunu bilin önce.buna rağmen yabancısı olduğumuz o kelimelerin anlamlarının parantez içinde verilmesi(özgür yayınları iyi iş çıkarmış minnettarım kendilerine), eserin okunmasında büyük kolaylık sağlıyor.hem, bir iki arapça farsça kelime de öğreniliyor böyle böyle.genel kültür olur, iyidir.betimlemeler uzunluğuyla bazen yorsa da gerçekçi ve yerinde.

    benim söyleyeceklerim bu kadar.dahası kitapçılarda.ilginizi çektiyse, alınız okuyunuz.
    1 ...
  47. 32.
  48. Ahmet Cemil in acı hayatını anlatan Halit Ziya eseridir, sadece bu romanı okumak bile Serveti Funun edebiyatı hakkında genel bir bilgi verir sanırım.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük