mai ve siyah

entry57 galeri0
    25.
  1. vakti zamanında orhan koçak'ın, toplum ve bilim dergisinde üzerine nefis bir psikanalitik deneme yazdığı kitap.
    2 ...
  2. 26.
  3. 27.
  4. okuyup da anlamadığım bir romandır.
    0 ...
  5. 28.
  6. Halit Ziya Uşaklıgil'in Aşk-ı Memnu romanından daha güzel romanıdır.Benimse en sevdiğim romanlardan biridir.

    Hak etmediği şekilde kütüphane raflarında tozlu bir şekilde beklerken,kardeşi aşk-ı memnu kapış kapış gitmekte,almaya gelenler sıraya girmektedir.

    Mai genç bir delikanlının hayata dair umutlarını,siyah ise o hayallerin ve umutların yok oluşunu temsil eder.

    Okumamak kayıptır.
    0 ...
  7. 29.
  8. not korkusuyla okuduğum,ilk 60 sayfasını filan atlattıktan sonra rahatlıkla devam edebileceğiniz,hatta yavaş yavaş sevilerek okumaya devam edebileceğiniz kitaptır.güzel bir tat bıraktı bende.
    0 ...
  9. 30.
  10. halit ziya uşaklıgilin en güzel eserlerinden biri olan mai ve siyah, başlarındaki uzun cümlelere, yabancı sözcüklere bakıp bırakılmaması gereken bir romandır. Konusu ve işlenişinin muhteşemliğinin yanında eserin duygu yüklü olması da bir artı.
    0 ...
  11. 31.
  12. insanın hayatında zorluklar olsa bile bunları aşabilecek dirayeti kendinde bulması gerektiğini anlatan roman.
    halid ziya'nın halkın yaşayış biçimini gösteren eseridir.
    1 ...
  13. 32.
  14. Ahmet Cemil in acı hayatını anlatan Halit Ziya eseridir, sadece bu romanı okumak bile Serveti Funun edebiyatı hakkında genel bir bilgi verir sanırım.
    2 ...
  15. 33.
  16. Türk Edebiyatının ilk teknik anlamda kusursuz eseri de bik bik şeklinde ertem şener bilgilerini başka bir entryden de edinebilirsiniz, es geçiyorum onları o yüzden.öyleyse gelelim işin aslına..

    Bu romanda, kolay pes eden, amaçlara ulaşmanın gerektirdiği savaşın çetinliğinden tırsan ve herkesi kendi gibi temiz kalpli sanarak yaptıklarının sonrası üzerine çok düşünmeyen saf bir hayal adamının başından geçen hazin olaylar anlatılıyor.Mutlaka okunması gereken, aman aman bir eser olduğunu düşünmüyorum ancak türk edebiyatının mihenk taşının görülmesi açısından, okunursa iyi olur kanısındayım.

    eserin diline de değinmezsek olmaz.cidden ağır bir dil.okumaya karar verirseniz osmanlıca bir romanı okuyacaksınız, bunu bilin önce.buna rağmen yabancısı olduğumuz o kelimelerin anlamlarının parantez içinde verilmesi(özgür yayınları iyi iş çıkarmış minnettarım kendilerine), eserin okunmasında büyük kolaylık sağlıyor.hem, bir iki arapça farsça kelime de öğreniliyor böyle böyle.genel kültür olur, iyidir.betimlemeler uzunluğuyla bazen yorsa da gerçekçi ve yerinde.

    benim söyleyeceklerim bu kadar.dahası kitapçılarda.ilginizi çektiyse, alınız okuyunuz.
    1 ...
  17. 34.
  18. zaman zaman betimlemenin boku çıkarılsa da çok güzel kitaptır.

    boku çıkarılmaktan kastım şu; atıyorum ahmet cemil'in üzüldüğünü anlatacak halit ziya. bunu 4-5 sayfa boyunca anlatabiliyor bazen. mesela halit ziya tarzı üzüldüğümü anlatayım:

    surarda o kadar üzülmüştü ki böğrü şişmeye ve kemikleri depremde sarsılan yer gibi birbirine girmeye ve çarpmaya başlamış, bulutlar gibi yıldırımlar çıkarmaya başlamıştı. çarpmaların etkisiyle kalbine saplanan ağrının neticesi olan bir volkan ortaya çıktı. şimdi o volkan püskürüyor ve bütün vücudunu yakıyordu. yanan yerlerden de yeni volkanlar çıkıyor ve yanmaya devam ediyor, çıkan dumanlar zihnini ve gözlerini örtüyor, herhangi bir şey yapmasını engelliyordu. sonunda üzüntüsünden küllere dönüşen bedeni yanmaya devam ediyor, tekrar vücut bulup, tekrar yanıp kül oluyor, bu acı hiç bitmeyecekmiş gibi devam ediyordu. vücudundan magma sızıyor ve gecenin siyah karanlığını acı bir şekilde aydınlatıyordu. bu ölye bir acıydı ki.......

    işte böyle 4-5 sayfa düşünün. bu bazen okurun ilgisini kaybetmeye yol açıyor. ha betimlemeleri gerçekten güzel, ortamı size yaşatıyor. ama bazen o kadar abartıyor ki bırakın ortamı, kitaptan kopuyorsunuz. bir de bakmışsınız ki dalıp gitmişsiniz. tabii bu kitabı yermek için bir sebep değil. dediğim gibi, tek eksiği bu.

    --spoiler--

    --ağır spoiler--

    şimdi konuya gelecek olursak.kitabın başından itibaren olumsuz ve olumlu olaylar birlikte geliyor. bu insana belli bir umut veriyor. ama tam son 100 sayfada halit ziya basıyor acıyı, veriyor coşkuyu. o nedir lan? ahmet cemil bütün olumsuzlukları üst üste yaşıyor. kardeşinin ölümü, sevdiği kızı kaybetmek, işinden olmak.

    kitabın sonunda güzel bir şey olacak diye bekledim. yanlış anlamayın, mutlu son beklemiyordum. en azından vehbi bey iflas eder veya hastalanır, raci'ye de kötü bir şey olur, kısacası kötü karakterler iyi bir şekilde cezalandırılır diye düşündüm. "lamia da ahmet cemil'e verir herhalde" diyordum. olmadı. olabilemedi. raci hastaladı, evet, ama vehbi bey'e hiç bir şey olmadı. sadece bir tokat yedi o kadar. lamia desen, o da yalan oldu.

    ben olsam kitabın sonu nasıl biterdi:
    ahmet cemil vapura binerken bir klasik olarak lamia peşinden gelir ve "ahmet, gitme, ben seni seviyorum!" der. ahmet cemil hüseyin nazmi'den kardeşini ister ve evlenir. daha sonra ali şekip'le birlikte evlerini kurtarır, ali şekip gibi bir dükkan açar ve maddi durumunu yoluna sokar.

    vehbi bey ise davayı kaybettiği ve ikbal'in katili olduğu için hapse girmek zorunda bırakılır, ama o girmez ve istanbul'dan kaçar. sefil bir şekilde yurt dışında hayatını sürdürür.

    son olarak da ahmet cemil'in çocuğu olur, hüseiyn nazmi de istanbul'a, yeğenini ziyarete gelir ve orada kitap biter.

    ne kadar güzel değil mi? mutlu son. ama işte öyle olmuyor.

    neyse, benim gibi kitabın sonunu fazla karamsar bulanlar bu alternatif sonu seçsin *

    adamın ölümünden sonra kitaba alternatif son yazdık iyi mi?!

    --spoiler--

    --spoiler--

    işte böyle. okuyun, güzel kitaptır.
    1 ...
  19. 35.
  20. "Aman Yarabbi! Sevmek bu muydu? insanı sanki bir mengene içinde sıkıp da birisinin ayakları altına ezik, bitik, can çekişerek atmak isteyen bu öldürücü şey, sevmek bu muydu?"
    2 ...
  21. 36.
  22. altın rengi ve beyazdır. olm nasıl mavi görürsünüz lan?!*
    4 ...
  23. 37.
  24. yapılan uzun araştırmalar sonucu adının yanlış olduğu tespit edilen kitap. gerçek adı altın sarısı ve beyazmış...
    3 ...
  25. 38.
  26. hayatımda kitap okurken hiç bu kadar sıkılmamıştım yeminle. sayfa 60' a geldim empiree bana spoiler versene desen veremem, (bkz: verirsem şerefsizim) şaka bir yana gerçekten veremem. hiçbirşey anlamadım lan. zekamı aşan kitaplardan.
    0 ...
  27. 39.
  28. 6.sınıfta verilen performans ödevimdi.okuyup özet çıkaracaktım.şimdi düşünüyorumda hiç mi vicdanı yokmuş o türkçe hocasının.
    0 ...
  29. 40.
  30. roman başladığı renkte bitiyor. serveti fünun dönemi renk senkrrizasyonu olan bir eder.
    sarı mavı gece vs vs melale takıntılı hayat.
    0 ...
  31. 41.
  32. Hayatımda okuduğum en etkileyici romanlardan biri. Aynı zamanda Ahmet cemil de kendime en çok benzettiğim roman karakterlerinden birisi . Keşke hiç okumamış olsam ve şimdi okumaya başlasam.
    1 ...
  33. 42.
  34. kırmızı ve siyah ile benzeştiği söylenen kitap.

    nasip olmadı okumak.

    henüz.
    1 ...
  35. 43.
  36. Bir baş yapıttır. Çok eskilerde okumuştum ama başlığı görünce bile etkisini hatırladım. Okunmalı kesinlikle.
    1 ...
  37. 44.
  38. halid ziya uşaklıgil'in mai ve siyah kitabını okurken ahmet cemilin sarı uzun saçlı betimlendiğini görünce aklıma kurt cobain gelmişti bütün kitap ahmet cemili kurt cobain olarak hayal edip okudum o kadar büyük bir travmaydı ki.
    5 ...
  39. 45.
  40. Güzel kitap. Okunmasını öneririm.
    1 ...
  41. 46.
  42. nedense aklıma hep onur akın'ın asi ve mavi şarkısını getiren, halid ziya uşaklıgil'in romanı.
    1 ...
  43. 47.
  44. siyah gerçeklikten uzak kalan mavi hayallerin gerçeklik karşısında yutulup yok olduğu kitaptır. çocuklukla yetişkinlik arasındaki çelişkiye bakarsak gerçeklikten uzak kalmamış hatta bazen insan kendi geleceğine baktığında ahmet cemil'i görüyor gibi oluyor.
    0 ...
  45. 48.
  46. orjinal metni aşırı dozda eski türkçe kelime içerir. meraklısı değilseniz 'günümüz türkçesi' baskısını tavsiye ederim. Ben can yayınlarının orijinal metin baskısını okudum. dediğim gibi epey eski türkçe kelime var. kitabın sonuna sözlük olarak eklemişler bu kelimeleri ve anlamlarını; tam 12 sayfa. Her okuduğum sayfada en az 1 kere sözlüğe müracaat etmek zorunda kaldım nerdeyse; ki işin acemisi saymam kendimi.

    yazarın türkçeye hakimiyeti ve anlatım gücü büyüleyici. hikayesi şaşırtacak derecede fevkaladelik içermese de ana karakterimiz ahmet cemil ve başına gelenler üzerine epey yakınlık ve empati kurup çeşit türlü duygulara gark oluyorsunuz. bir romanın olmazsa olmaz özelliği bu olsa gerek. mutlaka okunması gereken türkçe romanlar arasına yazarım bu kitabı.

    !!sürprizi bozulmasın istiyorsan sonrasını okuma!!

    mai hayaller ve siyah gerçekler, mai: hüseyin nazmi'nin siyah: ahmet cemil'in hayatı olarak sembolize edilebilir. iki karakterin hayatı birbirine koşut bir akışla ve buna karşın birbirine zıt yönlerde ilerliyor. dönemin edebiyat ve yayın dünyası hakkında izlenim sahibi oluyor, sanatçı ruhlu ve hayalperest karakterimizin hayatın acı gerçekleri karşısında kırılışlarını görüyoruz. düşler mailiklerini yitirip yerini karanlığa bırakıyor, hayatın akşam vakti başlıyor.

    ----kitaptan alıntı----

    ah! biçare, hırpalanmış, ezilmiş hayat! mai bir geceyle siyah bir gece arasında geçen nasipsiz, bahtsız ömür! bu baran-ı elmas altında inkişaf ederek şimdi bir baran-ı dürr-i siyahın altında gömülen o emel çiçekleri!

    ----kitaptan alıntı----
    1 ...
  47. 49.
© 2025 uludağ sözlük