şiirin yazılışı aynen şöyledir; deniz gezmiş, yusuf aslan, hüseyin inan idam edildikten sonraki gün, atilla ilhan karşıyaka'dan izmir'e gitmek için vapura biner akabinde şiirin ilk mısrası çıkar, ilhan daha sonra şiiri bitirir. atilla ilhan, ahmet kaya, gülten kaya taksimde bir kafede otururken ahmet kaya şiiri şarkı yapmıştır ve eşine; atilla seni daha seviyor bu müjdeyi sen ver demiştir akabinde gülten kaya haberi vermeden önce atilla ilhan başta anlattığım hikayeyi anlatmıştır.
--spoiler--
Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı
Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı
Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı
Gittiler akşam olmadan ortalık karardı
--spoiler--
deniz , yusuf , hüseyin'den bahseden şiirdir. kendiside ,besteleyen ahmet kaya'da acıklamıştır. bilmeyenlere duyrulur.
"gittin emmaki kodun hasret ile canı bile
istemem sensiz geçen sohbet-i yaranı bile"
dizeleri ile başlayan ahmet hamdi'nin üç kitabında adı geçen sultaniyegah makamında bir bestedir. çoğu kişi onu atilla ilhan şiirinden ahmet kaya şarkısı ile bilsede onların bildiği mahur beste değil mahur bestenin adının geçtiği şarkıdır.
son derece protest bir söylemi olan bu yönüyle de alkışlanası, 2002 yılında ahmet kaya anısına yayınlanan dinle sevgili ülkem adlı albümde nazan öncel tarafından seslendirilmiş olan güzel şarkı ki ahmet kaya'dan sonra en iyi icra edebilecek isim de nazan öncel'dir diyebilirim; onun o çatallı kadın sesine pek bir gitmiştir bu şarkı.
Ahmet h. tanpınar'ın "huzur" romanında sıkça geçer. Mümtaz'ın aşkı nuran'ın annesinin dedesi talat bey'in karısı bir subayla mısır'a kaçmıştır. Bunun acısıyla talat bey mahur besteyi bestelemeye başlar. besteyi bitirdiği gün karısının ölüm haberi gelir.
ahmet hamdi tanpınar'ın olağanüstü romanı.batılılaşma çabalarının, batılılaşamamanın, tanzimatın, değişimin, değişememenin en iyi anlatıldığı türk romanı.
Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız
Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
Yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız
Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı
Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı
Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı
Gittiler akşam olmadan ortalık karardı
Bitmez sazların özlemi daha sonra daha sonra
Sonranın bilinmezliği bir boyut katar ki onlara
Simsiyah bir teselli olur belki kalanlara
Geceler uzar hazırlık sonbahara