edit: mahsup'un, mahpus'la uzaktan yakından alakası yoktur, birbirine benzediği için olası bir karışıtırma durumu olabileceğinden yazmışımdır. yoksa mahpus bildiğimiz mahpustur.*
Ya bu ayrılık oyunu bir ayrılıkla sonuçlanırsa! Ne kadar inanılmaz olursa olsun, bu ihtimali düşününce, kalbimiz mutlaka sıkışır. iyice kaygılanırız, çünkü bu takdirde ayrılık, ayrılığa dayanamayacağımız bir anda gerçekleşecek, uğruna acı çektiğimiz kadın, bizi iyileştirmeden, hatta yatıştırmadan terk edecektir. Son olarak da, kedere... gömülmüşken bile bize destek olan, dayanak noktamız alışkanlık dahi kalmamıştır elimizde. Alışkanlıktan bile isteye mahrum etmiş, yaşamakta olduğumuz güne istisnai bir önem yüklemiş, onu benzer günlerden ayırmışızdır; tıpkı yolculuğa çıkacağımız günler gibi, köklerinden kopmuş, sallantıdaki bir gündür artık; o güne dek alışkanlığın felce uğrattığı hayalgücümüz uyanmıştır; gündelik aşkımıza ansızın eklediğimiz duygusal hayaller bu aşkı akıl almaz ölçüde genişletir, sevgilinin varlığı bizim için vazgeçilmez hale gelir, oysa bu, tam da varlığına kesinkes güvenemediğimiz andır. Büyük ihtimalle zaten bu oyuna, sevgilinin varlığından vazgeçme oyununa kalkışmamızın amacı, onun varlığını gelecek için garantilemektir. Ama kendi tuzağımıza düşer, acı çekmeye başlarız, çünkü yeni, alışılmadık bir şey yapmışızdır ve bu da, çektiğimiz hastalığı ileride tedavi etmesi beklenen ama başlangıçta hastalığı ağırlaştıran ilaçlara benzer.
Gözlerim yaşarmıştı; odasında tek başına hayallerinin keyfi dolambaçlarına kapılarak sevdiği bir kişinin ölümünü kafasında canlandıran ve hissedeceği acıyı bütün ayrıntısıyla hayal edip sonunda bu acıyı hisseden birine benziyordum.
(bkz: marcel proust)
Ümmühan ve Selman birbirine aşık olur ve evlenirler, başta evlilikleri çok güzel gider ama zamanla Selman huzursuzlanmaya başlar ve eşine bunun nedenini anlatmaz... Ümmühan bir şekilde bu huzursuzlukların nedeninin kocasının eski kan davalıları olduğunu öğrenir ve kocasını bu sıkıntıdan kurtarmak için davalıları öldürür. Hapse düşen Ümmühan mutludur çünkü kocasını çok sevmektedir ve yaptığından pişman değildir. ilk zamanlar kocası onu ziyaret etmekte, mektuplar yazmaktadır ama zamanla kocasından haber alamamaya başlar. Gün geçtikçe psikolojisi bozulan Ümmühan'ın başka bir cezaevine nakledilirken trenle memleketinden geçmesi hayatının dönüm noktası olmuştur. Çünkü tren istasyonunda kocasını başka bir kadınla görür ve bundan sonra aklını yitirmeye kadar gider durum...
Yapımı : 1973 - Türkiye
Tür : Dram
Yönetmen : Nejat Saydam
Oyuncular : Türkan Şoray , Renan Fosforoğlu , Suzan Avcı , Hakan Balamir , Necip Tekçe
Senaryo : Safa Önal
Yapımcı : Murat Köseoğlu https://www.youtube.com/watch?v=LJQtFtcbNcA