turgut özal'ın itirafçı projesiyle dünyaya kazandırdıgı $ahsiyetlerden.. en basit örnegiyle mossad tarafından ta$eron olarak kullanılıp binbası ahmet cem ersever süikastinde kullanılmı$tır(!)* tanımayanlar için de kurtlar vadisi'ndeki pala lakaplı $ahsı örnek verebilirim ki bu karakterin gerçekteki lakabıyla benzer özellikler göstermektedir.
türkiyedeki birçok faili mechul cinayetin kilit ismidir. devletin tüm yetkilerini kullanarak kendi kurdugu itirafçı * timiyle devletin bütün pis i$lerini yürütmekle mükkelleftir. kayıtlarda ölü ve aranıyor olarak geçiyor. türkiye cumhuriyeti otoritesinin zaafiyetinin en bariz örnegidir. derin devletin ele avuca sıgmaz psikopatıdır. istedigi her an istedigi emniyet müdürünün makamına çıkıp ana avrat küfreder, istedigi valiye istedigini yaptırır. kısacası devletten daha devlettir. kod adı yesil ve sakallı dir.
ape musa olarak bilinen aydın musa anter'in de faili oldugu da bir aralar gündemdeydi..
ayrıca bağımsız van eski milletvekili mustafa bayram tarafından tokatlandığı söylenmiştir.
not: kurtlar vadisi'nin senaryosundan çıkarılan sonuçlara göre; eski mitçi hiram abas ın da failidir.
televizyonda yayınlanan telefon kayıtlarına göre, bir uyuşturucu tüccarına benim adım mahmut demir, tanırsın tanımaman mümkün degil diyerek racon kesmiştir.
(bkz: ahmet demir)
(bkz: sakallı) diyarbakır' dan havalandıktan sonra düşen askeri cas uçağında 36 bordo bereliyle birlikte öldüğü söylentisini, parası sayesinde basına sızdıran, halen sofya' da yerel mafyanın kucağında saklanan ve yılda en az iki kere tunceli ve ankara' ya gidip gelen eski kontracı. devöetin krom tesislerinde çalışıyor gösterileli yıllar olmasına rağmen her ay hala maaşını aldığı gerçeği ortadayken , nasıl olur da öldüğü havası hakim olur anlaması güç.
Hacı, sakallı, Terminatör, Metin Atmaca, Ahmet Demir, Ahmet Yeşil, Mehmet Kırmızı, Hasan Tanrıkulu isimlerini kullanan ama en bilinen kod adı yeşil olan eski Mit ajanı, jitem görevlisi. 1953 yılında Bingöl'ün Solhan ilçesi Yenidal (Asmakaya) köyünde doğdu. Bir çiftçinin oğlu olan Mahmut Yıldırım'ın çocukluğunun elazığ'da geçtiği biliniyor.
1968'de Elazığ imam hatip Lisesi ortaokul kısmına başladı. 20 yaşına geldiğinde mahmut Yıldırım'ın MiT'le çalışmaya başladığı biliniyor. Bir dönem jandarmayla ilişkisi olan "yeşil"i jandarma 1973 yılında MiT'e devretti. MiT'te çalışmaya başlamasının ardından kısa bir süre sonra askere gitti. Oğluna göre babası 1974'te Kıbrıs Barış Harekatı'na katılıyor ve askerliğinin ardından Yeşil tekrar Mit'teki görevine dönüyor. Yıldırım, Elazığ'da 1977'de Etibank Ferro Krom tesislerinde puantör olarak göreve başladı. işlemleri 20938 sicil numarası üzerinden yapılıyordu. o yıllarda sol örgütlerden ve islamcı Akıncılar adlı grup içinden istihbarat topluyordu.
Yeşil'in Mit'teki ilişkisi 1989 yılında koptu. Yeşil'i bir dönem kullandığı bilinen Mehmet Eymür, bu kopuşu "kontrolü güç bir eleman olması, kendi başına hareket etmesi ve talimatlara uymaması güvenlik güçleri arasında sürtüşmelere yol açıyordu.
Yeşil'in MiT'ten koptuktan sonra adresi JiTEM oldu. Tunceli Bölge Komutanlığı'nın emriyle, nazimiye ve ovacık bölgelerinde bilgi toplamaya, güvenlik kuvvetleri ile birlikte uygulamalara katılmaya başladı.
Yeşil Diyarbakır'dayken, 1993 yılında öldürülen Cem Ersever ile yakınlaştı ve pek çok operasyonun içine girdi.Cem Ersever ile Yeşil'in arası bir kadın yüzünden bozuldu. 1993 yılında Ersever ile aynı tarihte öldürülen sevgili Neval Boz'u Murat Yıldırım'ın kitabında anlattığına göre ilk keşfeden babası Yeşil'di. Güzelliği ile dikkat çeken Boz'u Ersever ile tanıştırdığında, Ersever Yeşil'e "benim ekibime girsin beraberce çalışalım" dedi, ancak daha sonra Neval Boz'a aşık oldu. Yeşil de Neval Boz'u Öcalan'ı öldürme operasyonu için kullanmayı düşünürken Ersever'in aşkına çok öfkelendi ve onunla ilişkisini kesti.
Yeşil 23 Kasım 1996 tarihinde yurtdışı göreve gönderildi. 5 gün sonra dönüp bu görevle ilgili raporunu yazdı. 1 aralık 1996 günü yine bu görevle ilgili MiT'te yapılacak toplantıya katılmadı. çağrı cihazına bırakılan notlara da yanıt vermedi. O tarihten bu yana kayıptır. (habertürk, 11.05.2009)
dsp milletvekili recai birgün'e göre yeşil, ankara-antalya arasında karanlık işler çevirmeye devam ediyor. hatta devlet istese 1 ayda bulabilirmiş kendisini. abdullah çatlı kadar türkiye'nin yakın geçmişindeki karanlık işleri bilen ve bizzat içinde olan bu adamın yaşıyorsa kesinlikle yakalanması gerekir.
terörle mücadele zamanında dağlarda ve terör örgütleri arasında istihbarat amaçlı bulunurken güvenlik güçleri tarafından tanınmak adına boğazına taktığı yeşil fular yüzünden yeşil lakabı aldığı söylenen kişi.
12 senedir şu medya yamuk, yumuk vesikalık resmi olan adamı yazıp durmakta, neymiş yeşil kod adlı mahmut yıldırım 12 senedir ortalarda yok ve esrarını koruyormuş. yok yeşil dağda, asfaltta, şehre indi, burger king te görüldü, plajda, tophanede....
yanılmıyorsam bundan bi 10 sene evvel anap lı eyüp aşık yeşil emin ellerde demişti... lakin bu adam ne diyor diye bir allahın kulu araştırmadı. medya gene susmadı devam etti. yeşil bodrumda, partide, mektepte, hasan ustanın sabahçı kahvesinde hatta mecliste.
öldü, yaşıyor, saklanıyor, bütün sırları bi o bi allah biliyor, susurluktan tut ergenkon a kadar her şey, her yol ona çıkıyor.
yaz babam yaz, habere takla attır bir daha yaz. yalandan kim ölmüş ki? yazı işleri müdürleri, imtiyaz sahipleri, hangi yalan haber'in hesabını sormuş ki?
bilmiyorum ki birileri bu devleti, milleti işletiyor...
yoksa bin beş yüz dalgalı ergenekon soruşturmasında muhakkak yeşil bir kareye poz verirdi.
yeşil yoksa devlet mi?
ankara keçiören'de yaşadığı söyleniyor, fakat kimse de bunu araştırmıyor ne hikmetse. (işin garibi gerçekten orada yaşayan tanıdıklarım da kendisini yanında bir adamıyla birlikte gördüğünü söylüyor, fotoğrafını çekin diyorum, aman bize ne, biz niye uğraşalım diyorlar)