mahmut muhammet taha

entry1 galeri0
    1.
  1. 1909’da Sudan’ın Rufa kentinde doğdu. ingiliz sömürgesine karşı Sudan’ın bağımsızlığını desteklerken, aydınların ve geleneksel ulemanın sömürgecilere takındığı teslimiyetçi tutumu şiddetle eleştirdi. 1945’te Cumhuriyetçi Parti’yi (CP) kurdu. 1946’da hapse girdi. 1951’de Benim Yolum adlı kitabı yazdı. Hapiste geçirdiği değişimin ardından CP’yi Cumhuriyetçi Kardeşler (CK) adı altında bugün Mısır’da hala etkinliğini koruyan Müslüman Kardeşler benzeri bir kardeşlik cemaatine dönüştürdü. 1955’te Sudan’ın nasıl bir anayasası olması gerektiğine ilişkin önerilerini, Esas-ı Düstur üs Sudan (Sudan Anayasası’nın Esasları) isimli kitapta topladı. Burada bir başkan tarafından yönetilen federal, demokratik, sosyalist bir cumhuriyet çağrısı yaptı. Mevcut kanunlara karşı çıkarak bunların gerçek islam’ın saptırılması olduğunu savundu. Bu kanunların uygulanması halinde toplumsal bölünmeler olacağını söyledi. Bu öngörüsü çok geçmeden gerçek oldu. Sudan’da çok kan dökülecek ve uzun yıllar devam edecek bir iç savaş çıktı.

    1956’nın Ocak ayında Sudan’ın bağımsızlığını kazanmasından sonra bir anayasa yapmak amacıyla oluşturulan Kurucu Meclis’e seçildi. Ancak müdahaleler yüzünden istifa etti. Yeni anayasa tamamlanamadan Kasım 1958’de General ibrahim askeri bir darbe yaptı ve tüm siyasi partiler kapatıldı. Bu süreçte Taha’nın halka açık toplantılar yapması ve fikirlerini açıklaması engellendi. Mahmud Taha bu sırada düşüncelerini ev toplantılarıyla açıklamaktan ve yeni kitaplar yazmaktan geri durmadı. 1960’ta islam’ı, 1966 – 67’de Tarik-i Muhammed (Muhammed Yolu), Risalet üs Salah (Namazın Mesajı) ve Er risalet üs Saniye min-el islam’ı (islam’ın ikinci Mesajı) yayınladı. 1967’de Arap-israil Savaşı’nın Arapların yenilgisiyle sonuçlanmasının ardından israil’in 1967 sınırlarına çekilmesi koşuluyla barış yapılması gerektiğini savunduğu Müşkilat üş Şark ul Evsat (Ortadoğu Problemi) isimli kitabını yazdı.

    Mısır’da Cemal Abdülnasır’ın şahsında Arap Milliyetçisi yönetimlere ve bazı Arap ülkelerindeki Müslüman Kardeşler Hareketi’nin temsil ettiği anlayışa karşı çıktı. Komünizme yönelik eleştirilerine rağmen Sudan’daki Komünist Partisi’nin kapatılmasına muhalefet ederek, bunu demokrasiden sapma olarak nitelendirdi. 1968’de “dinden çıkma” (ridde) suçlamasıyla tutuklanarak yargılandı. Ancak mahkeme heyeti önünde savunma yapmayı reddetti. Mahkeme onu suçlu buldu ancak idam cezasıyla yargılamış olmasına rağmen bir ceza vermedi. Bu yargılanma CK’nın işine yaradı ve halk arasında taraftarları arttı. Taha’nın özgürlükçü düşünceleri sayesinde CK saflarında mücadele veren kadınların sayısı da küçümsenmeyecek ölçüde artmıştı. Cemaat, kadın erkek eşitliği ilkesini uygulamak ve cinsiyet ayrımcılığını ortadan kaldırmak konusunda en azından kendi içinde başarılı oldu. 1973’te yönetime bir darbeyle gelen Cafer Numeyri, CK’yı yasakladı. Cemaatin birçok üyesi tutuklandı, bunlar arasında CK’nın üst düzey yöneticileri olan kadınlar da vardı. Bu sıkıntılı günlere rağmen, Taha ve CK çalışmalara devam etti.

    1983’te Numeyri, ülkede şeriat ilan ettiğini söyledi. Taha, “Ya Bu Ya Tufan” başlığı altında kaleme aldığı bildirisinde bu şeriat ilanına karşı çıkarak, yeni kanunların geri çekilmesini ve demokratik sivil hakların iyileştirilmesini istedi. Bu bildirinin ardından 1985 yılında bildirisi delil gösterilerek bir grup arkadaşıyla birlikte yeniden tutuklandı ve yine idam cezası ile yargılandı. Mahkemeye savunma yapmayı reddeden Taha, bunun sebebini açıkladığı konuşmasında, mevcut yasaların islam’ın aslını reddettiğini, islam hukukunu bozduğunu ve nefret edilir hale getirdiğini savunarak, bu kanunların tek hedefinin halkı yıldırmak ve boyun eğmeye zorlamak olduğunu söyledi. Bu anlayışla hareket eden idareye boyun eğen hâkimlerle işbirliği yapmayacağını açıkladı. Taha’nın neyle suçlandığının bile belli olmadığı mahkemeden idam kararı çıktı. Taha ile birlikte yargılanan dört arkadaşına “tövbe” etmeleri şartıyla idam cezalarının affedilebileceği söylendi. Ancak Taha’ya bu hak tanınmadı. Taha mahkeme kararından üç gün sonra idam edilirken, diğer arkadaşları “tövbe” ederek kurtuldular. 76 yaşındaki Taha’nın idam kararını veren diktatör Numeyri, idamdan 76 gün sonra kendi hükümetinin savunma bakanı tarafından yapılan bir darbe ile devrildi. Başa gelen yönetim Taha’nın büyük kızı Esma’nın başvurusuyla, Mahmud Taha’ya itibarını iade ederken, idamı hükümsüz ve anayasaya aykırı ilan etti.

    alıntı yapılmıştır. http://www.aliseriati.com...kale_id=296&Kat_id=38

    ayrıca islam'ın ikinci mesajı adlı kitabın yazarıdır.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük