Mahmud Esad Coşan Hocaefendinin babası Hâfız Halil Necati Efendi 1942 yılında çocuklarının tahsili için istanbula göç etti. Esad Coşan Hocaefendi ilk öğrenimini Eminönü Vezneciler ilkokulunda, 1950 yılında tamamladı. Bu arada babası vasıtasıyla dönemin âlim ve âriflerinden Serezli Hasib ve Abdülaziz Bekkine Efendilerle tanıştı. Sohbet meclislerine devam etti.
Vefa Lisesi orta kısmından 1953, aynı okulun lise kısmı Fen Kolundan ise 1956 yılında mezun oldu. istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap-Fars Filolojisi bölümünü 1960 yılında bitirdi. Arap Dili ve Edebiyatı, Fars Dili ve Edebiyatı, Ortaçağ Tarihi ve Türk-islâm Sanatı sertifikaları aldı. Fakülte son sınıfta iken Mehmed Zâhid KotkuEfendinin küçük kızı Muhterem Hanımefendi ile evlendi.
Fakülteden mezuniyetini müteakip girdiği imtihanı başarı ile vererek Ankara Üniversitesi ilâhiyat Fakültesi Klasik-Dînî Türkçe Metinler Kürsüsü asistanlığını kazandı ve bu suretle de üniversiteye intisap etti.
Fakülte yayın komisyonunda iki yıl sekreterlik yapan Esad Coşan Hocaefendi, 1965 yılında XV. Yüzyıl Şairlerinden Hatiboğlu Muhammed ve Eserleri adlı çalışmasıyla ilâhiyat Doktoru ünvanını aldı. ilâhiyat Fakültesi öğretim üyeliği yanısıra 1967-68 yıllarında Ankara Yükseliş Mühendislik ve Mimarlık Özel Yüksek Okulunda Türkçe ve Hümaniter Bilgiler dersi verdi.
Esad Coşan hocaefendi 1972 yılında Hacı Bektaş Velî ve Makâlât adlı tezi ile doçent ünvanını aldı. 1971-1972 yıllarında yedek subay olarak askerlik hizmetini yaptı. 1973 yılında aynı fakültesin Türk-islâm Edebiyatı Kürsüsü öğretim üyeliğine, bir yıl sonra da aynı kürsünün başkanlığına atandı. Emekli olduğu 1987 yılına kadar adı geçen kürsünün Anabilim dalı başkanlığını yürüttü.
1977-1980 yılları arasında Sakarya Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisinde Türk Dili ve Hümaniter Bilgiler dersleri verdi.
Matbaacı ibrâhim-i Müteferrika ve Risâle-i islâmiyye adlı takdim teziyle 1982 yılında Profesör unvanını aldı.
Üniversiteye intisap etmesinden emekliliğine kadar geçen süre içerisinde Milli Eğitim Bakanlığı ve Devlet Planlama Teşkilatı bünyesinde kurulan çeşitli komisyonlarda üye olarak çalıştı. Aynı zamanda Almanya, Avusturya, Irak, iran, Libya, Ürdün, Suudi Arabistan ve iran gibi ülkelerde uluslararası toplantı ve konferanslara katıldı, araştırma ve incelemelerde bulundu.
Mensubu bulunduğu fakültede Türk-islâm Edebiyatı, Osmanlıca, Türkçe-Kompozisyon, Farsça ve Arapça derslerini okuttu. Yedi adet doktora ve çok sayıda lisans tezi yönetti.
Mahmud Esad Coşan hocaefendi başarılı ve verimli bir öğretim üyeliği hayatı sürdürmekte iken irşad faaliyetleri ile sosyal ve kültürel çalışmalara daha fazla zaman ayırabilmek amacıyla 1987 yılında kendi isteğiyle emekliye ayrıldı. Bundan sonra Hocası ve kayınpederi Mehmed Zahid Efendiden aldığı tebliğ ve irşad görevini daha aktif yerine getirebilmek için faaliyetlere başladı. Seleflerinin başlattığı hadis derslerini Türkiyenin bir çok ilinde yapmak suretiyle yaygınlaştırdı. Yaygın ve örgün eğitim, kültür, yardımlaşma, sanat ve yayın alanlarında hizmet üretmeleri için dostlarını teşvik etti. Bu alanlarda bir çok çalışmanın başlamasına önayak oldu. Çok sayıda kitap ve makale kaleme aldı.
Sohbetlerine gösterilen ilgiden dolayı hizmet sınırlarını genişletti ve bu gaye ile dünyanın bir çok ülkesine seyahatlerde bulundu. Avrupa, ABD, Orta Asya ve Avustralyaya defalarca giderek eğitim proğramlarına katıldı.
Doğup büyüdüğü vatanından yirmi bin kilometre uzakta bulunan Avustralyada, bir cami açılışı için yaptığı bir seyahat esnasında elim bir trafik kazası neticesinde Hakka yürüdü (4 Şubat 2001). Nâşı Türkiyeye getirildi. 9 Şubat 2001 tarihinde Fatih Camiinde Cuma namazını müteakip kılınan cenaze namazına, yüzbinlerce talebe ve seveni katıldı. Eyüpsultan Mezarlığının Nakşi Tarlası denilen kısmında Hakkın rahmetine tevdi edildi.
bizi ve hatta çağımızı, ilme saygılı, ahlaka bağlı, ahirete inançlı, sorumluluk duygusuna sahip, adil, merhametli, ebediyete gönül vermiş, vefakar, fedakar, cesur ve zarif insanlar yetiştirdiğiini ispat etmiş olan ince ve eşsiz kültürümüz kurtaracaktır.
(türk dili ve kültürü-prof.dr.mahmud esad coşan)
kadınların topluma katılmasına ne kadar önem verdiğine dikkat edilmeden, kurulmasını teşvik ettiği yüzlerce kadın derneğine bakılmadan, kendi dünya görüşünden başka hiç bir doğru olmadığını zannedenlerce, bağnaz bir tutumla kötülenen din ve tasavvuf adamı.
millet bilinci yüksek bir vatanperverdir. türk kamuoyunun, ermenilerin sözde soykırımı kabul ettirme çabalarından bi-haber olduğu bir dönemde, bu faaliyetlere ve arkasındaki toprak talebine dikkat çekmiştir.
avustralya'da belli birkaç şehirde toplanmış olan türk nüfusunu, her tarafa dağılmaya, türk kültürünü ve islam dinini tanıtmaya teşvik etmiştir.
vefatı da, kıtanın iyice iç kesimlerinde bir kasabada yapılan bir caminin açılışını yapmaya giderken olmuştur.
uçsuz bucaksız çöl içlerinde, trafiğin esamesinin okunmadığı geniş yollarda, sürücüsü uyuyan bir tır bula bula merhumun aracını bulmuştur. (!)
Son gunlerde dahada bi özlemini çektigim çok muhterem hocam.
allah(c.c)'ı sevmeyi, kulu sevmeyi, vatanı sevmeyi birde kendisinden dinleyin. bu dünyada kıymetini geç anladım hocam, inşallah ebediyette yanında olurum. amin.
sohbetlerini parayla bile bulmanın imkanı yoktur. akra fm yetkilileri her kim ise, attığım maillere, telefonlarıma hep olumsuz cevap verdiler.
kardeşim, bu sohbetlerin arşivinin turşusunu mu kuracaksın ? neden indirilmemesi için olağanüstü önlemler alıyorsun. ya tamam, iskenderpasa.com ya da akra fm in web adresinde, download a müsade etmiyorsun. o zaman hocaefendinin sohbetlerinden feyz almak, ilim öğrenmek isteyen, ısrarla arayan, bir çare isteyen, hatta huzur u mahşer de davacı olmakla tehdit eden, birine verseniz ne olur ? bu zat, siz sohbetlerini saklayın, kimseye vermeyin diye mi ömrünü allah yoluna verdi, hayatını allah yolunda harcadı, ömrünü gurbetlerde garip geçirdi, dünyanın öbür ucunda vefat etti ? ne yapacaksınız başkaları sohbetini dinlese bu zatın ?
başka bir hocaefendi olsa, misal, m f gülen hoca nın sohbetlerini indirmek istese biri, istemesiyle indirmesi bir olur, bir aksilik çıkarsa derhal birileri evine postayla falan gönderir, yeterki birileri allah yolunda bir iş yapsın, hocaefendilerden ilim alsın, feyz alsın diye. ama malesf, mahmud esad hocamın, üstadımın, talebeleri neyse daha fazla bişey söylemek istemiyorum. yazık, gerçekten çok yazık...
tasavvuf yolunu seçseydim hiç düşünmeden biat edeceğim çok muhterem merhum zat. alimliğinin dışında allahu alem muazzam bir şehid. çok çok büyük bir insandı. hacı bektaş veli nin gerçeğinide, müslümanlar arasındaki uhuvvvetin ehemmiyetini de o öğretti.
Prof. Dr. Mahmud Es'ad Coşan Hocaefendi 14.4.1938 tarihinde, Çanakkale'ye bağlı Ayvacık ilçesinin Ahmetçe köyünde dünyaya geldi. Babası Halil Necati Efendi, annesi Şadiye Hanım'dır. Babası ile annesi üçüncü kuşakta aynı kökte birleşmektedir. Hz. Hüseyin Efendimiz'in soyundan olan dedeleri Buhara'dan gelip Çanakkale'ye yerleşmişlerdir. Büyük dedesi Molla Abdullah Efendi, istanbul'da ilim tahsilinde bulunmuş ve dönemin ünlü meşâyihinden Gümüşhâneli Ahmed Ziyâüddin Efendi'nin yakın bağlıları arasına girmiştir. Dedesi Molla Mehmed Efendi ise Fatih medreselerinde okuyup icazet aldıktan sonra, Birinci Cihan Harbi'ne iştirak etmiş ve bu savaşta şehit düşmüştür.
Mahmud Es'ad Coşan Hocaefendi'nin babası Hâfız Halil Necati Efendi 1942 yılında çocuklarının tahsili için istanbul'a göç etti. Es'ad Coşan Hocaefendi ilk öğrenimini Eminönü Vezneciler ilkokulu'nda, 1950 yılında tamamladı. Bu arada babası vasıtasıyla dönemin âlim ve âriflerinden Serezli Hasib ve Abdülaziz Bekkine Efendilerle tanıştı. Sohbet meclislerine devam etti.
Vefa Lisesi orta kısmından 1953, aynı okulun lise kısmı Fen Kolu'ndan ise 1956 yılında mezun oldu. istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap-Fars Filolojisi bölümünü 1960 yılında bitirdi. Arap Dili ve Edebiyatı, Fars Dili ve Edebiyatı, Ortaçağ Tarihi ve Türk-islâm Sanatı sertifikaları aldı. Fakülte son sınıfta iken Mehmed Zâhid (Kotku) Efendi'nin küçük kızı Muhterem Hanımefendi ile evlendi.
Fakülte'den mezuniyetini müteakip girdiği imtihanı başarı ile vererek Ankara Üniversitesi ilâhiyat Fakültesi Klasik-Dînî Türkçe Metinler Kürsüsü asistanlığını kazandı ve bu suretle de üniversiteye intisap etti.
Fakülte yayın komisyonunda iki yıl sekreterlik yapan Es'ad Coşan Hocaefendi, 1965 yılında XV. Yüzyıl Şairlerinden Hatiboğlu Muhammed ve Eserleri adlı çalışmasıyla "ilâhiyat Doktoru" ünvanını aldı. ilâhiyat Fakültesi öğretim üyeliği yanısıra 1967-68 yıllarında Ankara Yükseliş Mühendislik ve Mimarlık Özel Yüksek Okulu'nda "Türkçe ve Hümaniter Bilgiler" dersi verdi.
Es'ad Coşan hocaefendi 1972 yılında Hacı Bektaş Velî ve Makâlât adlı tezi ile doçent ünvanını aldı. 1971-1972 yıllarında yedek subay olarak askerlik hizmetini yaptı. 1973 yılında aynı fakültesin Türk-islâm Edebiyatı Kürsüsü öğretim üyeliğine, bir yıl sonra da aynı kürsünün başkanlığına atandı. Emekli olduğu 1987 yılına kadar adı geçen kürsünün Anabilim dalı başkanlığını yürüttü.
1977-1980 yılları arasında Sakarya Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademis'nde Türk Dili ve Hümaniter Bilgiler dersleri verdi.
Matbaacı ibrâhim-i Müteferrika ve Risâle-i islâmiyye adlı takdim teziyle 1982 yılında Profesör unvanını aldı.
Üniversiteye intisap etmesinden emekliliğine kadar geçen süre içerisinde Milli Eğitim Bakanlığı ve Devlet Planlama Teşkilatı bünyesinde kurulan çeşitli komisyonlarda üye olarak çalıştı. Aynı zamanda Almanya, Avusturya, Irak, iran, Libya, Ürdün, Suudi Arabistan ve iran gibi ülkelerde uluslararası toplantı ve konferanslara katıldı, araştırma ve incelemelerde bulundu.
Mensubu bulunduğu fakültede Türk-islâm Edebiyatı, Osmanlıca, Türkçe-Kompozisyon, Farsça ve Arapça derslerini okuttu. Yedi adet doktora ve çok sayıda lisans tezi yönetti.
Mahmud Es'ad Coşan hocaefendi başarılı ve verimli bir öğretim üyeliği hayatı sürdürmekte iken irşad faaliyetleri ile sosyal ve kültürel çalışmalara daha fazla zaman ayırabilmek amacıyla 1987 yılında kendi isteğiyle emekliye ayrıldı. Bundan sonra Hocası ve kayınpederi Mehmed Zahid Efendi'den aldığı tebliğ ve irşad görevini daha aktif yerine getirebilmek için faaliyetlere başladı. Seleflerinin başlattığı hadis derslerini Türkiye'nin bir çok ilinde yapmak suretiyle yaygınlaştırdı. Yaygın ve örgün eğitim, kültür, yardımlaşma, sanat ve yayın alanlarında hizmet üretmeleri için dostlarını teşvik etti. Bu alanlarda bir çok çalışmanın başlamasına önayak oldu. Çok sayıda kitap ve makale kaleme aldı.
Sohbetlerine gösterilen ilgiden dolayı hizmet sınırlarını genişletti ve bu gaye ile dünyanın bir çok ülkesine seyahatlerde bulundu. Avrupa, ABD, Orta Asya ve Avustralya'ya defalarca giderek eğitim proğramlarına katıldı.
Doğup büyüdüğü vatanından yirmi bin kilometre uzakta bulunan Avustralya'da, bir cami açılışı için yaptığı bir seyahat esnasında elim bir trafik kazası neticesinde Hakk'a yürüdü (4 Şubat 2001). Nâşı Türkiye'ye getirildi. 9 Şubat 2001 tarihinde Fatih Camii'nde Cuma namazını müteakip kılınan cenaze namazına, yüzbinlerce talebe ve seveni katıldı. Eyüpsultan Mezarlığı'nın Nakşi Tarlası denilen kısmında Hakk'ın rahmetine tevdi edildi.
gerek kendisi gerek selefi zahit kotku efendi bu ülkede mukaddes değerlere bağlı insanların eğitimli bireyler olup sınıf atlamalarına vesile olan başlıca kimselerdendir.