çok önemli bir senfonik veri. yazılmış en heyecan verici senfonilerdendir.
5 bölümlüdür çok uzun, ve çok kompleks bir yapıdadır.
mahler - gustav mahler- hayatı içinde hani derler ya "kaderin tekmesini " çok sertinden yemiş bir insandı. bu eserin yazıldığı dönemdeki hayatı herhangi bir arabesk kokan filme konu olabilecek bir vaziyetteydi. ancak gene de senfoni son derece dingin ve fazla arabesk´e kaçmayan, klişeye fazla girmeyen bir eser olmuştur.
orkestrasyon tekniği olağanüstüdür. fikirlerinin orkestra´ya uyarlanma tekniği, enstrumanların , "register" lerin kullanımları müthiştir. eserin daha ilk başında hangi enstrumanların hangi "ses bölgelerinde" neleri çaldıklarını tartışsak bile bu öyle uzun sürer ki, bu entry entry olmaktan çıkıp "kitapçık" halini alır. eğer bunu bütün senfoni üzerine yapacak olursak, o zaman entry´i devamlı saklayıp sonunda "kitap" olarak bastırmamız gerekecektir.
ama gene de şunları bu entry´de tartışmaktan kendimizi alamıyoruz. genellikle bir müzik dinleyicisi "tema" denilen şeyi duymaya programlanmış bir şahıstır. bir tema duyulacaktır ve dinleyici bu temayı dinleyip "güzel" ya da "çirkin" bulacak ve dinlediği bu müzik parçasıyla ilgili bir "görüş" edinecektir. müzik dinleyicisinin bütün hayatı boyunca yaptığı, kendi oluşturduğu dünya içerisinde yaptığı şey , şu veya bu etkiyle dinlemeye kendini alıştırdığı müzikler içerisinde o ana kadar dinlediği "güzel" müzik parçalarından edindiği "müzik zevkini" o "kültür" ü sonra gelen müzik parçalarına da uygulayıp o parçaları güzel veya çirkin bulmaktan ibarettir.
bu tespiti yapmadan besteci mahler´i ve onun eseri "7.senfoni" yi yakalayamayız.
çünkü "tema" dediğimiz şey gayet somut, görünür, başı sonu olan, kısaca "anlaşılır" bir şeydir. bir enstruman yahut da bir şarkıcı bu temayı "seslendirir" dinleyici de bunu dinleyip "bu güzel değil", ya da "bu güzel" der.
mahler 7 sözkonusu olduğunda bir şahıs "bu eserin teması, budur, şurada başlar, şurada biter" diyemez. aslında bu konu tüm mahler için geçerlidir, ancak bu konuya eseri tanımlamayı şimdilik boşverip, bu konuyu ön plana çıkartmakla mahler 7 başlığı altında eğilmiş olalım.
evet tema...hani türkçe deyimiyle "eserin nakarat" kısmı. mahler, kendisinden önce oluşmuş bir müzik kültürünün devamıdır. "nakarat" bir müzik parçasında 3 kez aynen ilk kez geldiği gibi gelirse, bu "bestecilik" açısından zayıflık sayılır. tema- yahut da nakarat- kompozisyon bazında , o ana kadar eserin yaptığı gelişimlerden mutlaka nasibini almalı ve eserin diğer yapıtaşları gibi eserin geneliyle birlikte değişime uğramalıdır, anlayışı müzik sanatında genellikle hakim olmuş bir görüştür, ve bir müzik parçasını "nakarat" dinlemek için dinleyen şahıs mahler 7, ya da brahms 4, ya da beethoven 9, ya da schumann 4 karşısında ne yazık ki "havasını" alacaktır.
müzik eseri de aynı bir roman gibi "kompoze" edilir. nasıl ki bir roman da olaylar karakterlerin roman içerisindeki durum ve duruşlarını değiştirir, bu bir senfonik tema içinde aynen geçerlidir. yalnız müzik "konuşulan diller " gibi somut bir şey olmadığından dinleyici bunun farkına ancak ve ancak müzik konusunda ilerlemeye ve "daha kritik bir kulak" edinmeye başladığında varır.
demek ki neymiş, müzik piyasasında etkin olan "vurucu nakarat yazıp" dinleyiciyi etkilemek anlayışı aslında aynı şeyi tekrar etmek anlamına geldiğinden büyük bestecilerin genellikle - aslında her zaman, genellikle değil, ama bazen bambaşka bestecilik tekniklerini öne çıkarmak adına yapmazlar bunu- "sakındıkları" bir şeymiş.
buradan mahler 7´ye yeniden gelebiliriz. bu eserdeki kullanılan bütün temalar çok kere en üstte duyulan sesin çaldığı şekilde gelmez, hiçbir şekilde çalınıp bitmez, orkestranın içinde yitip gider, ama sonra yeniden söze kaldığı yerden gene devam eder. o arada duyulan bütün diğer müzikal fikirler, eserin devamında yeniden fermutasyonlara uğramış şekilde karşımıza çıkacaktır. bu yukarıda bahsi geçen bütün 80 dakika için geçerlidir.
bazen çok viyanavari ve elegant bir "dans müziği" duyarız, ama bu güzel dans müziği kendisini "ana tema"ya bağladığında birden o dans müziğinin oraya konmasının eserin geneline hizmet eden bir duruşu olduğunun farkına varırız.
buna örnek olarak meşhur "die nachtmusik - gece müziği " bölümünü ele alalım. bu, eserin 2.bölümüdür. bu bölüm yaklaşık 17 dakika falan sürer. bu bölüm çok düşünceli bir şekilde ağır aksak bir kornoların atışması şeklinde başlayacak, sonra tahta nefeslilerin çaldığı karmaşık geçişlerle gelişecektir, ama dikkat, arka planda fagot ,tuba, bu tema diyemeyeceğimiz "motif" i duyurmaya devam edecektir. sonrasında kornolar bu "motiften" bir "tema oluşturacaklardır. yalnız, burada dikkat edilmesi gereken şey, bu gelişimin o andan sonra bayağı uzun bir süreçle devam edeceği konusudur. kornolar b u tematiği işlerken arka planda viyolonseller , gene o motiften alınmış öğeleri "eşlik" gibi çalacaklar, ancak kemanlar işin içine girince olayın rengi gene değişecektir.
müzik dinleyicisinin bu eseri dinlemeye başlamadan önce bu kendi içinde mütemadiyen gelişen temasal yapı olayını anlaması gerekmektedir. yoksa lady gaga´nın şarkılarını dinlemeye alışmış bir kulak kulağına gelen ve birbirinden türemiş müzikal yapıyı ...yani anlamaz dersek, o kulağı küçümsemiş oluruz, öyle demeyelim ama "anlamakta çok güçlük çeker" diyelim.
sonra eserin başında o "çok ilgisiz" duruşlu obua trilleri, ki eserin en başında kornolar ilk motifi çalarlarken duyulmuşlardı, taaa eser ilerleyip 10 dakikalık bir gelişim yaptıktan sonra, bambaşka bir temayı geliştirmek amacıyla yeniden dile getireceklerdir. bunu duyabilen kulak için eser "gerçek bir müzik şöleni" haline gelecektir. ve mahler de "büyük bir dahi" haline gelecektir. bunu duyamayan kulaksa "hoppala yavrum, bu da nereden çıktı?" diyecektir.
sonradan "ana temaya" dönüş yapacaktır mahler. yalnız bu sefer eserin armonik yapısı artık çok değişmiştir. mesela baslar bnir önceki alınan temadan türetilmiş bir motifi seslendirmekteler, tahta nefeslilerse bu tematik ilk duyulduğunda yaylıların çaldığı basit ritmik öğeyi devşirmiş bulunmaktadırlar.
buna benzer daha birçok gelişim içerir bu bölüm. ancak şurası kesindir ki bütün bu gelişim hiç zorlama olmadan son derece "doğal" bir bestecilikle kağıda geçirilmiştir, ve bu "sanki olması gerekiyormuş gibi" bestelenmiş bütün bu yapıtaşları bestecinin yazdığı kompozisyona ne kadar hakim olduğunu, ve beste yapmayı ne kadar iyi bildiğini bize gösterir.
bu sözlük kaç yıldır mevcut...ve sözlükteki yayınlanan toplam entry sayısı bildiğim kadarıyla 13 milyon u aşmış vaziyette. gene de bu entry mahler 7. senfoni için yazılmış 2. entry´dir. bizce çok üzücü bir durumdur bu.
senfonin kayıtlarından da bahsedelim. en iyi kayıtlardan birisi bernstein - new york philarmonic kaydıdır. bernstein- vienna philarmonic kaydı da çok iyidir. haitink- amsterdam concertgebouw kaydını da tavsiye ederiz.
yedinci senfoni tekrarlanan düzeltmelerle birlikte, 1904-1905 yılında yazılmıştır. senfonin anahtarı e minor olup ' kendi tonal düzeni ' daha karmaşıktır. senfoni mahler'in de " işaret ettiği gibi ilk hareketi e küçüğe b minor (giriş) taşınır ve iş c majör bir rondo-finale ile biter.
leningrad senfoni kiril kondrashin şefliğinde mahler 7 yi yorumluyor,
dika newlin e göre mahler bu senfonide gelişmeci tonaliteye geri döner ve 6. senfoniyi abandone eder.
utube da berlin filarmoni kayıtlarının numune olarak yer alması, bernstein şefliğindeki new york filarmoni kayıtlarının ses kalitesinin ise yetersiz olmasından başlığa referans olarak alınamamışlardr. mümkünse royal concertgebouw kayıtlarının temin edilmesi önerilir. karajan şefliğindeki 7.senfoni icraları da favorilerdendir.
kondrashin şefliğindeki leningrad senfoni, r.chailly şefliğindeki royal concertgebouw yorumlarını aratmıyor. mahler ve mahler partisyonları görkemli yorumları sever. ancak parça parça utube a alınmış eseri toparlayıp sıraya koymak eksiklerden dolayı sinir bozucu hale gelebiliyor. işte bu yüzden tam sürüm kaydı olarak haitink şefliğinde bayerischen rudfunks kaydı hadiyesi oldu. meraklısına.
Çok güzel yazmışım...eklenecek pek bişey yok..2o11 yılından bugüne yıllar geçti...12 yıl sonra bu senfoni hakkında daha da dahiyane olduğunu düşünüyorum.
En büyük müzik eserlerinden...hele , "die nachtmusik"!!