her zaman arkasından işler çevrildiği düşüncesinden kurtulamayan çocuk.
yeni mahalleye, yeni bakkala, yeni suratlara, yepyeni bir eve, garip alışkanlıkları olduğunu düşündüğü mahallenin yerli çocuklarına ısınması epey zaman alır ve çocuk bu zaman zarfı içersinde evde tek başına saçma sapan oyunlar üretmeye başlar. bu yalnızlığın giderilmemesi durumunda psikolojik bozuklukların ortaya çıkması olasıdır.
alışma süreci çocuğun sosyalitesine göre değişir. mahalleye ondan sonra taşınan kişiyle arası diğerlerine göre hep daha iyi olan çocuktur çünkü onda kendini bulur.
aynı mahalledeki kız çocukların dikkatini hemencecik çeker nasıl oluyorsa, dedikodu konusu olur .
+ayşeeee kooooş. şu çocuk kim?
-hangisi?
+salak orda tanımadığımız kim var?
- ha gördüüüm.. harbiden kim be o ?
+çok da tatlıymış ha
- yok be..
+sevgilisi var mıdır ki *
- ...
.
.
.
90'ların başında bizim mahalleye bulgaristan göçmenleri taşınmıştı. ilk başlarda çok garipsemiştik. epey bir süre arkadaşlık gelişemedi onlarla aramızda. onlar ayrı biz ayrıydık. ne zamanki kavga etmeye başladık o zaman arkadaş olduk. bu anlamda çocukluk kavgalarının böyle bir olumlu yanı olmuştu.