Benim çocukluğumun içine sıçan ve hala da sıçmaya devam eden olay "ayrımcılıktı" . ama bu ayrımcılık "bak ahmet ödev yapıyo musti sende yap" şeklinde değil "ahmet bak musti ödev yapıyo sen de yap" şeklindeydi. kısacası çocukluğunuzda annelerinizin "böyle bir evladım olsa" dediği, sizlerin 2 saat azar işitmenizi sağlayan ve her yaramazlıkta ismini duyduğunuz mahallenin "başarılı çocuğu" bendim. ismi seneler boyunca zikredilen her duylduğunda anne babaların gururlandığı (sanki ellerinde büyüdüm pezevevenglerin onlara noluyosa), bebelerin "hay nalet gitsin x'e ne x mis " dediği x benim. bebelerin üzerinde anlamsız bi baskı yaratan anne babaların can simidi ben musti usta..
şimdi kimse, "tabii aldı övgüyü götü kalktı" demesin benim için. inanın mahallenin en piç çocuğu olmak en uslu veya en başarılıçocuğu olmaktan daha kolay. benim adımı kim çıkardıysa mahallede (onun ben ağzına sıçayım) seneler boyunca tahtıma kimse oturamadı la. çünkü oturduğumuz yerin en uslu bebesi ben olabilirdim. daha doğrusu akdere gibi bi yere en uslu ben gelebilirdim zaten. 4 yaşında aldığım bu bayrağı 12 senedir gururla taşıyorum demek isterdim ama yalan olur.
mahallede ki teyzeler oturmuşlar apartmanın önünde çene çalıyolar. beni görünce "kamerayı gören adamın birden sırıtması" gibi başlıyolar .mına koyim:
-şu kazım'ın oğulları...
-ay ben bizimkilerle başedemiyom keşke musti gibi oğlum olsa...
-geçen bizimki bilgisayar oynuyo derslerine çalışmıyo dedim bak musti'ye..
oralı olmamaya çalışıyorum ama yüzümde mecburen bi amele gülümsemesi beliriyo. utanıyom haliyele kim utanmaz. ama öyle konuşuyolarki sanki ben doktorum kadınlarda derdini anlatıyo. daha doğrusu dertlerini anlatıyolar lafın arkasına "musti gibi ol dedim" lafını yerleştiriyolar. kendimi hacettepe hastanesinde Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı doçent doktor güzel insan yusuf hayaloğlu sandım..
-bizim oğlan derslerine çalışmıyo..
-bilgisayar oynamasını engelleyin. bir-iki hafta düzenli olarak fiş çekin. reaksiyona göre dozajını ayarlarız.
-bizim oğlan sürekli direklere tırmanıyo...
-o direği götüne sokun bi yanma olacak. yakar o biraz. ama devamlı uygulandığında alışacaktır ve artık kendisi istemeyecketir direğe tırmanmak..
-benim kız geçen okulu asmış..
-ergenlikte olur böyle şeyler. "çocuğun cinselliği öğrenmeye başlması" diyebiliriz. çok sıkmayın sorun devam ediyorsa 2 ay sonra tekrar gelin.
sonra bi olay odluğu zaman ilk benim ismim geçiyo. adam evin camını kırmış başlıyolar gene..
-şu kazımın oğulları...
-bir başkadır onlar...
bebe elini kesmiş
-şu kazım'ın oğulları..
adam sınıfta kalmış..
-şu kazım'ın oğulları
adam sıçmış
-şu kazım'ın oğulları...
hay allah belanı versin la yeter la. sus la. senin yüzünden el içine çıkamaz oldum. gençliğimi yaşayamaz oldum.
kötü bişey yaptığında da inanmıyolar ha. o da çok sinir bozucu. ben bi keresinde duvara boya spreyiyle gırafiti yaptım. evet ben yaptım bunu. insan inanmak istemiyo ama ben de "insan gibi" yanlış bişey yapabiliyorum. görünmeyen sikinidirik bi duvar incir kabuğunu doldurmayacak bir olay.. patladı la. haber her tarafta patladı "geniş yankı buldu. reyting kırdı. adından söz ettirdi.."
kimseyi inandıramıyoruz ya.
-musti duvarı boyamış..
-musti yapmaz. benim bildiğim musti yapamaz. hayır inanmıyorum, sen bi çılgın olmalısın...
akrabalar ayrı bi tripte. bildiğin yüksek konsey toplandı beni görünce "musti duyduklarım doğru mu" diyolar.
-evet maalesef özür dilerim..
-neden yaptın olum. neden böyle bişey yaptın...
erkeklerin yüzleri aşağıda kafalarını sallıyolar biz ne yaptıkta böyle oldu bu çocuk cinsinden. kadınlar diğer oda da feryat ediyolar. noluyo lan.. öldüm la sanki. cenaze evinden farksız.. ona da inanmazlar açıkçası..
-musti öldü.
-hayır musti öyle bişey yapmaz.
-öldü la öldü.
-ben musti'yi tanırım yapmaz öyle şeyler..
"küfür" gibi olmuştum. evet tanım bu. şimdi ne alaka demeyin. millet benim adımla "tatmin" oluyodu. nasıl küfretmek için yer ararsın. aynısı. sinirli bir baba arabada kendini parçalarken "musti" der hatta..
uzun lafın kısası bu işte. en başarılı ve uslu çocuktum ben. aslında bu işi istemememin büyük nedeni kızların 'serseri' tarzı erkeklerden çok hoşlanmalarıydı. hatta 'uslu' çocuklardan hiç hoşlanmamalarıydı. kimseye tavsiye etmem. yeni mi geliştiniz gidin hemen piçlik yapın. mahallenin en pisliği olun. insanlar sizden yaka silksin.
kaybedecek bişeyiniz olmayınca yaptığınız en ufak bi olay bile büyük yankı bulur. benim gibi beklentileri yüksek tutarsanız oxford için çalışmak zorunda kalırsınız...
yıl 1998 daha futbol yeni öğrenmektedir. mahalle abilerimizden ümit abi herkese futbolu anlatmaktadır. hami denir, hagi denir, hakan şükür denir. ayakla oynanacağını öğrendiğimiz vakit maç başlar amaç topu kimsenin almamasına izin vermeyip iki taşın arasından atmaktır. maç 1-1 olmuş ve ümit abi maçı bitirmiştir. beter ile ümit abinin arasında şöyle bir diyalog yaşanmıştır.
en yaramaz çocuğu bendim mahallenin. piçtim var mı ötesi. tek amacım para kaldırmaktı o vakitler bir amacım vardı. top her zaman benim olacaktı orhan piçini oynatmayacaktım maçlarda. gel vakit git vakit bir top aldım kendime. hiç unutmam arkadaş top pembe renkti. zaten çocukluğumda pembe takıntısından dolayı başıma gelmeyen kalmadı. az dur onu da anlatacağım. neyse hocu gittik aldık topu beşyüz bin liraya. ama pezemenk bakkal pembe verdi topu. o sıralarda benim saçlar uzun sarışın bir şeyim. gözler yeni yeni dönmeye başlamış. bildiğin kız gibiyim lan. asılan falan oluyordu arka mahallelerden. neyse ki oğuzhan vardı koruyordu beni. iri yarı yarma bi çocuktu. neyse konumuz oğuzhan ın kaslı vücudu değil. konumuza geri dönelim. piçtim hocu ben. yani öyle böyle de bi piç değildim. aldık topu gittik mahalleye. bir de ne göreyim o zamanlar moda olan adidas toplardan vardı orhan piçinde. benim ki bildiğin plastik top. osursan öteki mahallelere gidecek düşün yani. intikam planlarımı düşünürken peder çağırdı balkondan hadi gel bisiklet almaya gideceğiz diye. gittik mi gittik. bakıyorum böyle bisikletlere. dedim ya hani kız gibiyim o vakitler. pezemenk bisikletçi pembe bisikleti önerdi bana. sinir yaptım ben kız değilim ulen diye bağırdım. sonra çevre illerden itfaiyeler geldi de ayırdı. neyse konu tekrar dağılıyor. ucuz diye peder aldı bisikleti. ben bisikletin tepesinde peder benim tepemde tin tin gidiyoruz. sokağın başına geldik bi baktım ki orhan ın topu geliyor bana doğru. bisiklette çok seksi bir duruş sergileyerek topu ayağımın altına aldım. arabanın geçmesini bekliyorum peder de bağırıyor yolun ortasında durma diye. bi baktım araba geliyor. o zamanlar matematik falan da yok hocu. 6 yaşında falanım ama piçim yani. baktım köşeden geliyor saldım çayıra topu mevlam kayırmadı. piçtik lan işte. piç olmayan çocuk yoktur bu memlekette o yaşlarda.
akşam ezanı okunduğu vakit evde olan, oyunun en heyecanlı yerinde annesi tarafından "buraya gel sırtına bez koyalım" şeklinde rencide edilen, bildiği en ayıp küfür gerizekalı olan, düştüğü zaman ağlarken bile çekinen ve oyunlarda sürekli ebe olmak zorunda kalan çocuktur.
ancak bu çocuk ilerleyen zamanlarda bu dönemin acısını çıkartmak istercesine hayatın bokunu çıkarmaya meyillidir.
akşam ezanı yerine artık sabah ezanında eve girer. annesi arar ancak ulaşamaz. bildiği en ayıp küfür oldukça şekil değiştirmiştir. düştüğü zaman ağlamak yerine düşene güler artık. oyunlarda ebe olmak yerine, ebesinin ...
mahallenin en uslu çocuğu olmak demek, zaman geçtikten sonra mahallenin a.ına koymak demektir.
tehlikelidir.
