her mahallede muhakkak bulunan teyzelerdir.otururlar kapıya başlarlar dedikoduya.
ayyyy!! gördünmü hayriyenin kızını.
ne olmuş ki aaa
amannnn bir etek gymiişşş allahım.bizim oğlan görmüş
bak bak bak zilliye
kız onun ablası kocaya kaçmamışmıydı
he yaaa!!ablası kılıklı
(gülüşmeler)
bizim hatice varya
ee
ee
evde kalmış
kız almaz onu kimse
ayyy ben 3. kocayı verdim torağa
(gülüşmeler)...
tüm gün evlerinin kapı deliğinin önünde bekleyip apartmana kim girdi, kim çıktı diye kontrol eden tiplerin içinde bulunduğu gruptur.
bir gün dayım bizi ziyaret etmeye gelmişti , yakışıklı ve genç olduğu için yan yanayken erkek arkadaşım sanılabilir. dayım biraz oturdu bizde, sonra gitti.. bir kaç saat sonra annem geldi eve "bizim eve biri gelmiş kızım kimdi?" diye sordu.
ben şaşırdım "dayım geldi anne" dedim ama "sen bunu nerden biliyorsun ki?" , annem "komşu söyledi, sizin eve bir erkek geldi, bir kaç saat kaldı" (bir erkek geldi! bunu da vurgulamış) dedi. ben bina da komşu falan görmedim, kadın hiç üşenmemiş, kapı deliğinden bakıp görmüş bizi, ve yine hiç üşenmemiş, annemin yolunu gözlemiş, annem onun kapısının önünden geçerken, anında kapıyı açıp, haberleri vermiş.
işte böyle hasta ruhlu insanlar mevcut!
yeni dedikodu malzemesi toplamak için canla başla çalışıp ışık hızıyla yayarlar.
selam verme gafletinde bulunursanız dakikalarca lafa tutarlar.
gözlemcidirler. ne zaman, nereye gittiğinizi, o gün ne giydiğinizi sizden daha iyi hatırlarlar.
Karakutu teyzeler. herşeyden haberleri vardır. kim kiminle- nerede sorularının cevaplarını alabilirsiniz onlardan. genelde lafa ben dedikoduyu hiç sevmem diye başlayıp mahallelinin hayat hikayesini anlatırlar.
belli bir yaşa gelip ununu eleyip eleğini asmış teyzelerdir. pencere başında geçirirler günlerini genelde. sokaktan geçenleri çevirme ve çeşitli sorular sorma ihtimalleri yüksektir. pencere ve balkonlarda geçirdikleri için zamanlarını yoldan gelip geçenlerin çeşitli sorularına cevaplar verirler ve bu soruların ne için sorulduğu hakkında teoriler üretip mahallelilere anlatır. bu sayede dedikodularla olaya çeşitli anlamlar verilir.
beyinleri olduğundan şüphelendiğim teyzelerdir. orada burada dul kadınlar veya çalışan kadınlar hakkında dedikodu yapmaktadırlar. başka işleri yokmuş gibi altın günlerinde kadınları çekiştirmektedirler. ama yaptıkları keklere böreklere diyecek lafım yoktur*
sokakta belli bir kapının önünü mesken tutarlar her zaman orda dedikodulaşırlar. vır vır vır konuşurlarken sen onların önünden geçtiğinde sus pus olup sana tip tip bakarlar ordan uzaklaştın mı bilirsin ki garanti senin hakkında da iki yorum yaparlar.
''elalem'' kavramını oluşturan parçaların başında yer alır. futboldan, siyasetten, ekonomiden anlamadıkları için bu konulara ''ben bilmem beyim bilir'' gibi politik bir cevap verip savuştururlar. dolayısı ile dedikodu yapmak kaçınılmaz sondur. x kişi y kişiyi, y kişi z kişiyi, z kişi w kişiyi, w kişi q kişiyi çekiştirir. sonra q kişi w kişiyi, w kişi z kişiyi, z kişi x kişiyi, x kişi q kişiyi çekiştirir. bu kısır döngü içinde böyle dönüp giderler. toplu halde bulundukları ortamda kimse kimse nin yüzüne bişey söylemez. başbaşa kaldıklarında, başlıca konuları arasında; düğünde damat tarafı nın taktıkları, felanca kişi' nin kızı nın kocaya kaçması, filanca kişinin 5 defa üniversite sınavına girip kazanamayan oğlunun durumu... v.s..
en çok kullandıkları kelime ''anaaamm'' , ''one gııızzzz'' , ''one keleee'' v.s dir. şaşırdıkları zaman beden dili etkin bir şekilde kullanılır. eller bir yumurta tutuyormuş gibi yumularak ağıza götürülür. bu haraket ''aboooo'' ile desteklenir. bu gibi durumlarda çok şaşırılmıştır doğrusu. olayın ciddiyeti ve önemi bakımından son derece etkilidir.
genç türk kızları nın bu statüye dahil olmak istemedikleri için üniversite ve iş hayatına atılırlar. para kazanmak, diploma almak ''mahalle' nin dedikoducu teyzesi'' olmamak kadar değerli değildir.
mahallenin olmazsa olmazlarıdır. genelde ya ev hanımı kökenlidir bu insanlar ya da emekli. yaşları ise 55+ dır.
ellerinin üstünde küçük kahverengi noktalar vardır. kimisi saçlarını sarıya boyatmıştır bu teyzelerin. dişlerinin bir kısmı protezdir. ama sevimlidir bu teyzeler. ellerinden anahtarı hiç düşürmezler. devamlı şimdi gidecekmiş izlenimi verirler. böylece dedikodu daha uzun süre yapılır.
teyzeler dizi tutkunudurlar. hangi dizi hangi kanalda saat kaçta çıkacak bilirler. hatta öyle ki izledikleri dizinin reklamlarında bile dizi izlerler. komedi unsuru içeren dizileri izlemezler. çünkü önümüzdeki hafta acaba ne olacak telaşı yoktur.
sabah programları ise en büyük tutkularıdır. oraya çıkan yaşı hafif geçkin insanları "aa!bu yaşına gelmiş utanmıyor" ya da " kart zampara" şeklinde yorumlarlar. esra erol ve zuhal topal'ı çok severler.
kalabalık bir şekilde toplandıkları zaman yanlarına başka ev hanımları da çekmek isterler. bu ev hanımları 30 yaşlarını geçmiş 7-8 yaşında okula giden çocuğu olan kadınlardan seçerler. bir nevi yanlarında mahallenin geleneği bozulmasın diye adam yetiştirirler. uzun lafın kısası stajerlik. ilk başta stajer çekinir çok vakıf olamaz durumlara ama sonradan o da açılır. sonra versin elini haftalık ev toplantıları.
mahallede olup biten hakkında da bilgi sahibidirler. muhtarı sevmezler. hele üst kat komşularını asla. hep birbirlerine şikayet ederler ve gaza getirirler. muhtara ise bir dahaki seçimlerde oy verilmeyecektir.
teyzeler dedikodunun biteceği anda ellerindeki anahtarı süper bir silaha çevirirler. anahtara bakarak ocakta yemeğim vardı deyip olay mahalini terkederler. anahtarlık ise ya oğullarının işyerinin anahtarlığıdır ya da sünger bir oyuncak.
acayip hafızaya sahip teyzelerdir. 94 de taşınan üst komşunun ortanca kızının eltisi kimdir sorusuna bile on saniye içerisinde cevap verebilir, gece üçte eve geldiğinizin ertesi günü "içmiş bi de" ile başlayan yorumlar yapabilir.
çocukları her türlü ahlaksızlığı yaparken, başkasının çocukları için abuk subuk konuşan teyzelerdir. bu anlamda bir mahallede uzun süre ikamet etmenin şöyle bir faydası vardır; dedikoducu teyzelerin, ettikleri tüm dedikoduların kendi başlarına geldiğini zevkle izleyebilirsiniz.