mahalle maçında penaltı noktası tayini

entry24 galeri0
    24.
  1. 23.
  2. kaleden içeriye doğru 10 adımdır. fakat adımın belli uzunluğu olmadığı için genelde itirazlar olur.

    (bkz: sen babanın yanında da mı böyle yürüyosun lan)
    1 ...
  3. 22.
  4. penaltının nereden atılacağına karar vermek için önce kale adımlanır. kaç adımsa kalenin ortasından sayılan adımın iki katı kadar gidilir. En klasik kuralı budur.

    başka bir yöntem kullanan varsa söylesin bilelim. Biz daha eski çağ insanıyız. Şimdi köpükle falan yer belirliyorlar.
    1 ...
  5. 21.
  6. noktadan çok penaltı kullanma kuralları önemlidir.

    eğer kaleci değişirse diğer takım iki penaltı kullanır.
    birincisi gol olursa diğerini kullanmazlar.

    mahallenin en uzun bacaklısı devreye girer.
    itirazlar yükseliyor.
    (bkz: yapma volkan yapma ya volkan)
    3 ...
  7. 20.
  8. penaltının geri geri mi, ileri doğru mu çekileceğine göre farklılık gösterir. aynı taş kale direklerinde olan gol mü direk üstü mü polemikleri gibi, bunda da sık sık polemik çıkar.
    0 ...
  9. 19.
  10. genelkurmay başkanı tayininden daha ateşli tartışmalara gebedir.
    1 ...
  11. 18.
  12. penaltı noktası kaleci tarafından adımlarla sayılır ve kaleci sayarken, penaltıyı yapan oyuncu kalenin taşlarını ışık hızı gibi bir hızla taşları küçültürek takım arkadaşları tarafından bir nebze affedilir.
    1 ...
  13. 17.
  14. 16.
  15. önce penaltı el ile oluyorsa kasti değil olm el diye bir tartışma çıkar ama kimse kaale almaz tabi sonra kaleci 9 yada 12 adım sayar bu kalenin büyüklüğü ile alakalıdır .
    sonra penaltıyı kim kullancak tartışması başlar takımın en dik başı efesi ben kullancam der topu kimseye bırakmaz tabi diğer takım arkadaşları biz kullanamıyoruz bari kaleci kullansın derler kalecinin golü yok o kullansın efe oyuncu istemesede topu verir kaleci gelir topa vurur ya dışarı ya kaleciye nişanlar tabi efe oyuncunun küfürler ard arda gelir kaleciye .
    1 ...
  16. 15.
  17. oynanan yer küçük ise 6 adım sayılır, büyük ise 9 adım ama her defasında anlaşmazlık çıkar ve şu konuşmalar geçer;
    -yuh abi sen babana sigara almaya giderken böyle mi yürüyon?
    evet var mı bi itirazın!!
    -var zaten g.t kadar yer...
    ahmet saysın*
    -yok ya babanın en akıllı kızı sen misin?
    ne diyon lan sen...
    1 ...
  18. 14.
  19. (bkz: 90lı yılların mahalle maçları kuralları)
    1. Iyi oynayan iki kişinin aynı takımda yer almamasına dikkat edilirdi.
    2. Maçlar minyatür kalede oynanıyorsa, penaltı boş kaleye ters şekilde topukla vurulurdu.
    3. Maçların hayali kale direkleri arası adım ile sayılır, olmaları gereken yerler iki taş ile işaretlenirdi.
    4. Hava kararınca, ezan okununca, anne-baba çağırınca maç biterdi.
    5. Uç korner bir penaltıydı.
    6. Topu patlatan parasını öder, patlak top ikiye kesilip kafaya takılırdı.
    7. Frikiklerde açıl biraz denince Burası Ali Sami Yen mi şeklinde cevap verilirdi.
    8. Takımlar kurulurken ilk oyuncuyu seçme hakkı, adım almayı iyi bilenindi.
    9. Kaleci topu 3 kere sektirirse rakibe Açılsana 3 kere sektirdim derdi, rakip açılırdı; efendilik vardı.
    10. Top insanın pek münasip olmayan bir tarafına gelirse herkes işe işe! diye bağırırdı.
    11. Penaltılarda kaleci değiştirilirse 2 penaltı atılırdı. Eğer ilk penaltı gol olursa ikincisi atılmazdı.
    12. Abanma ve burun vurmak yoktu, vurulursa eleştirilip kınanırdı.
    13. Tanju, Rıdvan, Metin, Ali, Feyyaz, Hagi, Hakan, Hami gibi dönemin popüler futbolcularının adı alınırdı.
    14. Topun sahibi tüm kuralları koyar, takımı kurar, kaleyi seçer, istemediği kişileri topuyla oynatmazdı.
    15. Klişe laflar vardı: At bakayim abinin kıllı göğsüne!
    16. Elin avantajı olmazdı.
    17. Bel üstü gol sayılmazdı.
    18. Taçtan kendi önüne atıp başlatılınca, taç değişirdi.
    19. Maçı izleyen küçük bir grup varsa, penaltı olup olmadığına o karar verirdi, saygı vardı.
    20. Maçlarda eğer iddia varsa ödüller genel olarak Algida Max, eskimo, meybuz, 2,5 litrelik kola vb. ürünlerden oluşurdu.
    21. Pas vermeden sadece çalım atarak gol atılırsa sayılmazdı.
    22. Frikiklerde baraj mesafesi, frikiği kullanacak olan kişinin koca bir zıplayışının akabinde 3 koca adım atmasıyla belirlenirdi. Büyük atılan adıma karşılık olarak rakip takım "sen tuvalete de mi böyle gidiyon?" diyerek ortalığı kızıştırırdı.
    23. Top, oyun alanı içerisindeki herhangi bir arabanın altına kaçarsa büyük bir şevkle arabanın altına yatılıp top alınırdı. Topu ilk kim kaparsa o takımda başlardı.
    24. Gol olduktan sonra eğer tartışmalar olursa ve golü yiyen takımın bir oyucusu golü kabullenirse rakip takım direk o kişiyi yüceltip "adamın gol diyo" diyerek golü alırlardı. Golü kabullenen kişi de kaleye veya defansa alınırdı.
    25. Varsa hakeme yapılan en dolu dizgin hakaret: "hakeme gözlük, eline de sözlük" tü.
    26. Oynayacakların sayısı eğer tek ise, güçsüzlerden biri devre değiştirerek gönlü alınırdı.
    27. Penaltılarda eğer takımınız açık ara farkla öndeyse kaleciye vurdurulurdu. Ama en güçlü forvetiniz penaltıyı kullanacaksa, hemen rakip kalecinin gönlü alınırdı: "Merak etme olm, teknik vuracam."
    28. Sabit bir kaleci yoksa 2 golde bir veya dakika usulü oyuncular aralarında değişirdi. Kalecilik sırası "Sonum bir Allah" diye kim başlarsa o kişiden geriye sayılırdı.
    29. Dizde veya ayak ucunda top sektirerek de sıra belirlendiği olurdu (genellikle 9 aylık veya 21 aylık gibi oyunlarda). Bu durumlarda ilk sektirmek isteyen "Birim bir Allah, kırmızı bayrak, yeşil kitap" derdi.
    30. Kaleci oyuncu kavramı vardı. Takımların genellikle iyi oyuncuları bu kutsal göreve kendilerini adarlardı.
    31. Eğer bir oyuncu faule maruz kalmışsa ama devam etmek istiyorsa, rakip futbolculardan birinin yürümesini dahi bahane ederek: "Adamın devam ediyor." derdi.
    32. Milli birlik ve beraberliğimiz mahalle maçlarında başlamıştır. Önce maçlar yapılır, Centilmenlik skora yansımazsa sopalar, taşlar konuşurdu.
    33. Atan alır spor vardı. Eğer top kime çarpıp çıkmışsa topun gittiği yer neresi olursa olsun koşa koşa gidip alırdı.
    34. Mahallenin abileri kaleci alıştırırlardı ve buna göre puan verirlerdi. Aralarında kavga eden çocukların puanı kesilirdi.
    35. Skor ne olursa olsun akşam!? saati yaklaştığında "Golü atan kazanır." kuralı işlerdi.
    36. Maçlardan sonra su sırasına girmek ayrı bir davaydı ve mutlaka koşa koşa gidilirdi. Genellikle yaşlı amca veya teyzeler, zemin katta oturanlar bu işin acımasız kurbanlarıydı.
    37. El kasti değilse o top direkt kaleye kullanılmaz, "kasti değilki oğlum, gol olmaz." denirdi...
    38. Eğer kaleci dahil herkes çalımlanmışsa; o top çizgiye kadar götürülür ya popo dürtmesi yada yere yatıp kafa, burun, alın gibi vucut kısımlarının dürtmesi ile gol atılırdı.
    39. Kalecinin degajla gol atabilmesi bir yetenekti fakat gene de gol sayılmazdı. Karşılıklı atışmaların sonunda yoldan geçen herhangi biri hakem yapılırdı ve sonuca o karar verirdi.
    40. Para o zamanlar kolay bulunmadığından maçın hangi takım tarafından başlatılacağına; bir tarafına tükürülmüş yassı bir taşın havaya atılıp, yaş mı,kuru mu seçiminde doğru tarafı bilen tarafın başlaması yöntemi ile karar verilirdi.
    41.Kaleler taştan olduğu için atılan şut önce defansa çarpıp sonra taşın üstünden geçtiyse şutu atan takım gooll diye yaygara çıkarırdı.Rakip takımın gol değil kale üstü cevabına,gol yoksa korner o zaman ver topu diyerek racon kesilirdi.
    3 ...
  20. 13.
  21. iki tarafın iddia ettiği noktalar arasında en az beş metre mesafe olduğundan epey bir zaman alan tartışma.
    1 ...
  22. 12.
  23. top rakip takım oyuncusunun eline çarpar ve "el var penaltı" nidalarıyla penaltı kazanan takımdaki herkes topun peşinden koşar. topu alan oyuncu topu bir noktaya koyar ama 2 yönden saldırıya maruz kalır. önce kendi takımından diğer oyuncularla penaltıyı kim kullanıcak tartışması yaşanır. "maçtan önce penaltı bir dedim" diyen adam veya "hiç golüm yok lan ben atayım" diyen adam topu alır, bir noktaya diker. gerilerden bir ses gelir: "ben geçicem kaleye". "2 tane atarız ama" teklifi gelir. tekliften sonra önceki kaleciye şöyle bir bakar yeni kaleci. mecbur teklifi kabul eder ve kaleye geçer. rakip takım oyuncuları noktanın yakın olduğuna dair itiraza geçer. bazı mahallelerde* fix 9 adımdır. kale isterse 10 metre olsun isterse 5 adım olsun kullanılacak nokta hep 9 adım olurdu. kaleci en büyük adımlarıyla kendi 9 adımını sayar ve bir nokta bulur. penaltıyı atacak olan kişi "babanın yanına da böyle mi gidiyosun lan" diyerek itiraz eder ve kendi 9 adımını sayar. bu sefer de çok küçük adımlarla saydığı için rakipten itirazlar gelir. bu sefer penaltı olayıyla alakası olmayan dürüst bir oyuncu girer. normal insan adımlarıyla 9 adımı sayar. herkes saygı duyar. top noktaya dikilir...

    bir penaltı atılabilmesi için bunları yaşardık...

    şöyle yazınca birde geçmişe bakıyorum da herşey güzeldi bee...
    2 ...
  24. 11.
  25. adımın 9 olmasını geçtim de, o ilk adımda kale çizgisinden atlarken her veledin birer uzun atlama sporcusu kesilmesi yok mu, onun hastasıyım ben işte.
    1 ...
  26. 10.
  27. kale adımına karşılık sayılan noktadır bazı mahallelerde.
    edit: mahalleye göre değişen;fakat kuralları esnekliği içinde sabit harika icatlardandır.
    0 ...
  28. 9.
  29. 9.15 diye bilinir benim çocukluğumun geçtiği mahalede. 9 adım tepegöz adımı şeklinde atılır geri kalan 15 adım ayaklar birbirine temas edecek şekilde yürünerek atılır.
    Eğer o 9 tepegöz adımı çok büyük atılmış ise; karşı takımın oyuncularından "babanın evinde de öyle mi yürüyorsun" sorusu alınır.
    1 ...
  30. 8.
  31. mahalle kuralları kitabının 5. maddesi 7. fıkrası der ki:
    "olası bir penaltı durumunda, gol cizgisinden 9(dokuz) adım sayılır. adımların bittiği yere tükürülmek suretiyle nokta tayin edilir, top oraya dikilir."
    1 ...
  32. 7.
  33. kalenin ebadının altın oran ile çarpılmasıdır. Zekayı ve sanata eğilimi o yaştan geliştirir. Bide sanattan anlamayan karşı takımın zevzekleriyle münakaşa sebebidir.
    2 ...
  34. 6.
  35. mahalle maçında çıkan kavganın baş sebebidir.

    (bkz: ileri alma topu sumsuğu korum lan)
    0 ...
  36. 5.
  37. koca koca adım atan kaleciye;
    -lan oğlum babanın yanında böylemi yürüyoon.
    veya
    -tuvalete böyle mi gidiyoon.
    diye tepki verilir
    edit: eksileyenlerin heralde babası olmadığından ve kalecilik yaptığı için duyduğu gerekiz eziklikten kurtulmaları temennidir.
    2 ...
  38. 4.
  39. kim demiş türk çocuklarının matematiği zayıf, ölçme bilgileri yok diye.

    kimin ayağı büyükse onu kaleye geçirmek, alehine penaltı olduğunda adımları ayağı büyük olana saydırmak hakikaten zeka ister, bu zeka da türk çocuklarında vardır. okullarda neden matematik dersi sevilmez çünkü bazı standartlar dayatılmıştır, türk çocuğu kendine dayatılan şeyi sevmez, matematik dersi yaratıcılık üzerine kurulsun, görün bakın nasıl oluyor sbs, öss gibi sınavlarda matematik ortalaması.
    2 ...
  40. 3.
  41. kalenin genişliği altı adım penaltı noktası oniki adımdır.
    1 ...
  42. 2.
  43. kalecinin uzuuuuunca bir kaleci adamı sayıp daha sonra adımlarını saymaya başlaması daha sonra bu uzun kaleci adımına yapılan itirazlar akabinde kaleyi çaktırmadan küçültmeyle sona eren olaydır. bir kalecilerin üst direk olmadığı için golün sayılması, ne kadar zıplayabildiğinin testi vs gibi can alıcı tartışmaları beraberinde getirir.
    4 ...
  44. 1.
  45. ilk başta taşlardan yapılmış kalenin arası adım adım ölçülür. çıkan sayı iki ile çarpılarak penaltı noktasının mesafesi alınır. kaleyi ölçen kişi kalenin ortasında başlayarak alınan sayıya kadar adımlar, daha sonra ayağın yan tarafı ile bir çizik atılır ve top üzerine koyulur.

    -el var oğlum..ahaa penaltıı
    -say lan kaleyi..
    -murtazanın ayağı büyük oğlum ben saymam.. ahmet ölçün kaleyi.
    8 ...
© 2025 uludağ sözlük