mahalle maçı

entry231 galeri8 video1
    176.
  1. her erkek çocuğunun katıldığı veyahut katılması gereken maçtır. Neydi o günler be, zeytin yağ tenekelerinden veya taşlardan, sokağın bir ucundan ta bir ucuna kaleler yapar, ha babam top peşine koşardık.
    özetleyecek olursak mahalle maçları, çocukluk anıları arasında her zaman tazeliğini korumayı başarmıştır.
    0 ...
  2. 175.
  3. aslında üst sokaktaki çocuklarla yapılan maçtır. bazen aynı apartmandan çocuklarla bile mahalle maçı yapıldığı görülmüştür. günde 5 ya da daha fazla mahalle maçı yapılabilir. o yaşlarda mahalledeki çoğu çocukta kenyalı maraton koşucusu kondisyonu vardır.

    kadrolar kurulur, topu olan ama yetenek yoksunu zengin piçi arkadaş da çağırılır, akşam ezanı okunmasın da annem eve çağırmasın endişeleriyle maç tamamalanır.

    kolasına olan mahalle maçları da vardır. yenilen takım aralarında para toplayıp 2.5 litre kola ya da karşı takımın her bir oyuncusuna birer tane meybuz alır. köpek gibi acıkarak evin yolu tutulur ve yemek yedikten sonra günün verdiği yorgunlukla erkenden uykuya dalınır.

    hey gidi günler hey.
    0 ...
  4. 174.
  5. saçma sapan kuralları olan çocuk oyunudur.
    0 ...
  6. 173.
  7. Çocukluğumuzun derbi maclaridir. Kimi mahallelerle büyük Çekişmeler yaşanırken kimiye dostluk maÇı yapılırdı . O maclardaki alınan zevk ve heyecansa Çocukluktan mıdır bilinmez bir başka tatlıydı.
    0 ...
  8. 172.
  9. 171.
  10. Sabah başlayıp arada bir annelerin 'yemek hazııır' sesleriyle bölünen ve akşama kadar devam eden eğlenceli maçlardan ibaret.
    0 ...
  11. 170.
  12. gol mu, direk mi laflarıyla kavga çıkan maçtır.
    0 ...
  13. 169.
  14. Mahalle maçlarında faul yoktur ; ' adamın devam etti ' vardır .
    0 ...
  15. 168.
  16. insanın dizlerinde hiçbir zaman gitmeyecek, kalması hoşa giden güzel yaralar oluşturan maçlar.
    0 ...
  17. 167.
  18. zamanla ne yazık ki halı saha maçına evrilmiştir.
    0 ...
  19. 166.
  20. mahalle maclarında outa gıden topa gol diyen çocuk galatasaraylıdır! o gol ise bizimkide gol o zaman diyen çocuk fenerlidir , tamam ulan gol olsun diyen cocuk ise besiktaşlıdır. kendimden biliyom lan. ibneler.
    0 ...
  21. 165.
  22. internet gelince artık rafa kalkmış aktivitedir. ah o günler bee...
    0 ...
  23. 164.
  24. topu atan aldığı için oyuncuların teknik vuruş yapmasına sebep olan ve bu sayede birçok teknik oyuncu yetiştiren, atılan şuta farklı açılardan bakıldığı için direk-gol-out üçlemesinin tartışılmasına ve sonucuna "mahallenin abisi" nin karar verdiği, topun edep yerine isabet etmesi sonucu bütün oyuncuların "işe işe işeee" diye tempo tutmasına sebebiyet veren yarı amatör futbol maçlarıdır.
    2 ...
  25. 163.
  26. çimen spor- karaaslanlar maçı öğle 11 de. mahalle maçları final müsabakası. maça bi saat kala evden çıkıp antreman yapacam. kapıda annem. yemek pişecek ye öyle git. dakikalar ilerliyor ve annemin pişmek bilmeyen yemeğini tadıp kaçmak istiyorum. anneme ısrarla gitmek istediğimi söylüyorum. ama o içimdeki sıcaklığı anlamıyor. saat 12:30. ve ben evden koşarak gidiyorum. yolun ortasında takımla karşılaştık. kaptan başta başı eğik. durum anlaşılmıştı. bende konuşmadan kafileye dahil oldum. mekana vardık ve beni takımdan kovdular. çocukluğun vermiş olduğu gazla isyan bayrağını çektim. sağdan soldan bikaç kişi buldum ve yeni bi takım kurdum. zaman içinde barcelona olduk. proyduk artık. mahalle futbolunun son temsilcileriydik. hey gidi günler.
    1 ...
  27. 162.
  28. sonunda mahalle kavgası olan fakat en cok sevdiğim ve unutmadıgım maçlardır.
    1 ...
  29. 161.
  30. mahalle maçını yaşayan son nesil bizdik galba. bizden sonra kalmadı bunlar. şimdi bilgisayar başında eğlendiğini sanan çocuklara çok acıyorum. onlar aşşa mahalleyi yenmenin zevkini asla tadamıcaklar. mahalle maçında herkesi ipe dizip mc manaman olmak varken, pes'te real madridle kupa almak.. peeh.
    0 ...
  31. 160.
  32. bir profesyonel futbol karşılaşmasını iğnelemek için yapılan benzetme.
    0 ...
  33. 159.
  34. türkiyede futbolun bu kadar çok sevilmesinde etkisi büyük spor aktiviteleridir. çeşitli kurallar ve klişeleşmiş sözler içerir. hakem yoktur. ilk önce bir mahalle bulunur genel olarak takımlar 2 şer taştan kale kurarlar. kaptanlar takımlarını seçerler kalecilere genel anlamda değer verilmez en kötü oynanan kaleye konur. kaleye konan eleman maç içinde 3 gollüğüne kaledesin sonra ben geçicem diyerek kandırılır kalecilerin bazıları bilerek gol yerler bunun neticesinde. arabalar sürekli maçı bölerler bu bölme sırasında sen arkadaydın,top bendeydi gibi kavramlar ortaya çıkar. üst direk olmadığı için havadan toplar maç içinde oyuncuların kararıyla belli olur. aut mu gol mü tartışmaları sürerken bir tarafın isyankar oyuncusu tamam ağlama gol der veya bir takımın enayi oyuncusunun lafı üzerine adamın gol diyo klişesi ortaya çıkar. herhangi bir taktik yoktur. paslaşma azdır genel anlamda defanstan çalımlarla yaldırmaya çalışmak vardır. en zevkli olaylardan biri gol atan oyuncunun o dönemin meşhur oyuncularından birinin adını kendine koyarak bağırması ile oluşur. maçın ortasında mahallenin adamlarından biri at bakalım babanın kıllı göğsüne diyerek oyunu böler büyük ihtimal kazma olduğu için topu kaçırır. top kaçıran adam topu almakla yükümlüdür. bazen hafif ezik tipler top almaya yollanılır. garip kavgalar çıkabilir, küfürler havada uçuşur. frikik sırasında adım sayan adama sen tuvalete demi? öyle gidiyon denir. herşeye rağmen bu maçlardan alınan zevki hiçbir futbol aktivitesi geçemez. şu yaşta mahalleye gidip oynayasım var öyle derinden etkiledi.
    1 ...
  35. 158.
  36. çok güçlü veya çok sert şut çeken bir rakip takıma karşı oynayan takımın içinde "g*t dönmeyin beyler" uyarısının sık sık yapıldığı keyifli maç türüdür.
    0 ...
  37. 157.
  38. futbolun tohumlarının atıldığı anları barındırır.
    1 ...
  39. 156.
  40. saçlar şapkanın altına sıkıştırılmak suretiyle erkeğe dönüştüğü hissine kapılan kız çocukları için de über eğlenceli olan bir mahalle klasiği.

    -olm benim adamım kız, abanma hayvan gibi.
    1 ...
  41. 155.
  42. saatlerimizi harcadığımız o süper maçlardan çoğumuzun bir fotoğrafı yoktur.
    1 ...
  43. 154.
  44. bir dizi kendine has kurallar içerir. bu kurallar tüm mahallelerde geçerli olup, fifa'nın bile beceremeyeceği bir organizasyonla tüm ülke geneline yayılmıştır.

    o kurallardan bazıları;

    >üç korner bir penaltıdır.

    >en iyi oynayan iki kişi aynı takımda yer alamaz.

    >maçlar minyatür kalede oynanıyorsa, penaltı boş kaleye ters şekilde topukla vurulur.

    >abanma ve burun vurmak yoktu, vurulursa eleştirilip küfür edilir.

    > maçların hayali kale direkleri arası adım ile sayılır, olmaları gereken yerler iki taş ile işaretlenir.

    >anne-baba çağırınca maç biter.

    >topu patlatan parasını öder.

    >takımlar kurulurken ilk oyuncuyu seçme hakkı, topun sahibine aittir.

    >kaleci topu 3 kere sektirirse rakibe "açılsana lan 3 kere sektirdim" der, rakip açılır.

    >top çüke çarparsa, kişi koltukaltlarından tutulup silkelenir, işetilir.

    >penaltılarda kaleci değiştirilirse 2 penaltı atılır. eğer ilk penaltı gol olursa ikincisi atılmaz.

    >frikiklerde baraj mesafesi, frikiği kullanacak olan kişinin kocaman 3 adım atmasıyla belirlenir.

    >top, oyun alanı içerisindeki herhangi bir arabanın altına kaçarsa büyük bir şevkle arabanın altına yatılıp top alınır.. topu ilk kim kaparsa o takımda başlar.

    >gol olduktan sonra eğer tartışmalar olursa ve golü yiyen takımın bir oyucusu golü kabullenirse gol yiyen takım 360 derece dönerek durumu kabullenir.

    >eğer bir oyuncu faule maruz kalmışsa ama devam etmek istiyorsa, rakip futbolculardan birinin yürümesini dahi bahane ederek: "adamın devam ediyor." der.

    >atan alır mevzusu vardır. eğer top kime çarpıp abuk zubuk biyere kaçmışsa topun gittiği yer neresi olursa olsun koşa koşa gidip alır.

    >eğer kaleci dahil herkes çalımlanmışsa kale çizgisinde yere yatılarak topa kafa vurulur.

    >maçların süreleri, 5'te devre 10'da biter, iftar için okunan akşam ezanı son düdüktür.

    not: bu kurallara uymak zorunda olduğunu bilen, bildiğiyle amel etmeyip çoğu yerde mızıkçılık hatta dövüş çıkaran, sadece birkaç saat sonra barışıp tekrar kale direklerini(taşlarını) kurup maç yapmaya başlayanlara..
    2 ...
  45. 153.
  46. serkan'ın taş atmasıyla uyandım. yeni masturbasyon yapmanın verdiği uyuşuklukla kalkarken, bir taş daha attı serkan ayısı. yere baktığımda odanın içi taş doluydu. aptal serkan dedim içimden gülerek. pencereye geldiğimde serkan soluk soluğa '' koşş aşşa mahalleden çocuklar geldiii, mahalle maçı varr. büyük maç olum bu yenilmememiz lazım. sen hala uyuyosun şerefsiz '' diye kusuyordu içindekileri. 5 maçtır yenemediğimiz, kadrolarında çingene rıfat, kara sercan, piç bekir ve daha nicelerini bulunduran mahalle gelmişti. acabalar kafamı kurcalarken serkan'a ''sen git geliyorum ben'' dedim. niyetim gitmesi değildi, '' yok abi beklerim ben '' demesiydi. ama göt serkan arkasına bile bakmadan, adeta topuklarını götüne vura vura maçın olacağı sahaya koşmaya başladı. saha dediysem dandik bi parkta, belediyenin henüz görüp kaydırak koymadığı boş alanda.

    heycanla dolaptan, arkasında cafu yazan inter formamı çıkarttım. yanlışlıkla yazdırmıştım bunu. dokuz aylık oynarken aytekin ''cafu intere transfer olmuş'' dediğinde '' olum benim inter formam var hemen gidip yazdırıyım '' diye gaza gelip yazdırmıştım. hatta gülenlere '' görüceksiniz olum cafu gidicek intere, kerizmiyim ben yepisyeni formayı kirletiyim'' diye sikindirik bir savunma bile yapmıştım. başka formam da olmadığı için hemen giydim üstüme. koşa koşa maçın oynanacağı alana gittim.

    ben yine yedekteydim bundan emindim. hiçbir zaman bir mahalle maçında da oynayamamıştım fakat bu sefer içimden bir ses, serkanın sakatlanıp yerine benim oyuna gireceğimi söylüyordu. serkanı sevsemde bu sesi daha çok sevmiştim. maçtan önce ısınırken serkana bi kaç tekme attım bu yüzden. sonra serkan tokat atınca hemen vaz geçtim bu fikirden. rakip takım nihayet oyun alanına girip ısınmaya başlamıştı. piç bekir' e gözüm çarptı bir an. elinde sigarasıyla ne kadar da topa hakimdi allahım. kara sercana bağırarak '' at lan abinin kıllı göğsüne topu '' diye inliyordu. bir kaç hagi hareketi yaptıktan sonra tıkandı. ''bir futbolu fizğinden çok zekasını kullanmalı'' derdi babam. piç bekire baktığımda zekanın esamesi okunmuyordu neyseki. onların takımından en çok korktuğum çingene rıfattı. ne zaman top ayağından kapılsa ''faul var lan'' derdi. kimse itiraz edemezdi çünkü edildiğinde '' abilerimide alıp geliyorum lan bekleyin şerefsizler'' derdi.

    maç başladığında kızlarda izlemeye geldi. ben de takımın bir parçası olduğumu belli etmek için, ayağa kalkıp taktikler veriyordum takımıma. ama kimse beni dinlemediği gibi, serkan bağırarak ''sus s.kicem şimdi gelirsem oraya, zaten yeniliyoruz'' diye bağırıyodu. hemen sustum. ayça ''serkan ne kadar güzel oynuyo dimi'' derken araya girip serkanı kötüledim. hakkında ileri geri konuşup tiksindirdim serkanı etraftakilere. artık herkes serkana şerefsiz gözüyle bakıyordu. hatta serkan topu ayağına aldığında yuhalayanlar bile oldu. artık serkan sakatlanmalı ve yerine ben girmeliyim diye içimden dua ediyordum. ve sanırım sesimi birileri duymuş olucak yada ısınma hareketlerinde serkana vurduğum tekmeler işe yaramış olucak ki, serkan oyundan düştü. seyirciler serkana pis pis bakarken ben mutluluktan sarılmayı düşündüm. başka adam yoktu ve ilk mahalle maçıma çıkıcaktım. milli olucaktım.

    sahaya çıktığımda kendimi cafu gibi hissederken, birden piç bekirin bana bakışını gördüm. hemen gözlerimi kaçırarak yere baktım. piç bekir yanında kara sercanla gelerek enseme vurdu ve takım kaptanımıza dönerek '' bunu mu oynatıcaksınız lan. salak cafu interde değil ki'' dedi gülerek. '' yo dostum yoo, interle transfer görüşmeleri olmuş ama dünya kupası olduğu için alamıyolar. memleketine döndüğünde imzalıycaklarmış.'' diyerek çıkıştım. sinirlenen kara sercan bir tokat patlattı suratıma ve '' lan bi bas, nereye cafuyu alıymuş inter '' dedi. bir an '' cafu benim amcam lan, bi tek bana söyledi transferi'' demeyi düşünsemde, hemen vazgeçtim bu fikirden. kalabalığı gören çingene rıfat bağırarak '' lan dağılın s.ktirtmiyim abilerime şimdi sizi '' dedi ve herkes oyun alanlarına dağıldı. ilk defa çingene rıfak bi işe yaramıştı. içimden küfürler ediyodum ona ve duymadığı gerçeği çok hoşuma gidiyodu.

    serkan forvette oynadığı için bende o mevkiye geçtim. şortumu belime kadar çektim. ayakkabımı bağladım. artık maça hazırdım. birden sırtımdan biri beni dürtmeye başladı. piç bekir diye tırsak bir şekilde döndüğümde, özgürle göz göze geldim. özgür de bizim takımın kara sercanı gibi bişeydi. kavga çıksa güvendiğimiz tek adamdı. bana bağırarak '' sen oynamıycaksın lan çık maçtan'' dedi. ayçaya duydumu acaba diye baktığımda serkanla gülüşüyolardı. serkan planım tutmamış üstüne bir de özgür ayısından hakaret yiyordum. gözlerim doldu. özgür, sesimi çıkartmamamdan cesaret almış olacak ki bir tanede tokat patlattı ve '' seni yedekte tutuyoruz çünkü annen bize hep cola ve cips getiriyo gerizekalı '' dedi. işte o an neden takımda oynayamadığımı ve neden beni yedeğe aldıklarını anladım. çünkü ben aslında arkada unutulandım.
    1 ...
  47. 152.
  48. şikenin mevzu bahis olamayacağı yegane maç.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük