hiç unutmam. ilkokul ikinci sınıftayken (o zamanlar 8 yaşındayız) kendi yaş grubumla bizden 2-3 yaş büyük olan larla okulda bir maç yaptık. hatta rakip takımdan biri ablamın sınıfındaydı. bunları biz 4-2 yendik. bende 2 gol attım maçta. kendimi adeta raul gibi hissediyordum. maçtan sonra herkes bunlarla alay ediyor, bizde gülüyorduk. allahım ne seviniştik o gün. tabi o zamanki aklımızla real madrid'i yendik sanki. ne günlerdi hayatta unutamam.
mahalledeki çocukların genelde hafta sonları yaptıkları maçtır. mahallede boş bir alan bulunur, içindeki taşlar, otlar bir güzel temizlenir, evin badanasından artan kireçle yamuk yumuk çizgiler çizilir, şanslıysak 4 tane düz odun bulunabilirse toprak kazılarak kale direkleri yapılırdı. topun sahibi çocuk hep forvet oynardı, iyi oynamasa da kimse sesini çıkarmazdı. dizler kanar, tartışmalar yaşanırdı. acıyorum şimdiki çocuklara, ellerinde joystick ne zevk var ne heyecan ne de dizde bir yara.
kusura bakmayın ama futbola ihanet edilen maçlardır.
ne yetenekler söndü bu maçlarda. sırf hoşlandığı kıza hava atmak için forvette oynamaya kalkan ve başarısız olan ve aslında çok iyi bir defans ya da kaleci olan bir sürü çocuk şu anda bankada vezne memuru ya da ne bileyim düz bir insan işte...
bu maçlar profesyonel ortamda uzmanlar nezaretinde yapılsa, eğitim verilse bu halde de olmazdık belki ülke olarak.
çocuklukta kazanılıyor birçok şey. saf yetenek işe yaramıyor. saf yetenekle yusuf şimşek, ceyhun eriş falan oluyorsunuz işte.
takımın iyisinin iyi bir de kaleci olduğu maclardir. maç içinde kaleye geçip takımı toparladığı, kaleden kaleye çalımlarla katedip gol attığı görülürdü artistin. bizim köyde böyleydi en azından.
3 korner bir penaltı
kremitin üstün tükürüp yaşmı kurumu demek
mahallenın en salağını genelde kaleye koymak
mahallenın en güçlüsü ve en akıllısı her zaman forvettir
yedeklerin olmadıgı takımlar
özellikle trakyada holigan mahallenın sarı saçlı mavi gözlü kızları
maçta oluşan kavgaya mahallenin abilerinin karışması
mahalle maçlarında susayıp komşu bahçelerinde yada kahvelerde çeşmeye azını dayayıp kana kana su içmek.
iyi oynayan iki kişinin aldım verdim ben seni yendim diyerek birbirlerine adım adım gemesi ve kazananın iyi topçuları takımına seçmesiyle başlar. süresi ise genelde 5'de devre 10'da biter şeklindedir. kimse kalecilik yapmak istemediğinden gol yiyen değişir ve köşe vuruşları kulanılmadığından 3 korner 1 penaltı kazandırır...
herkese renkli günler