mahalle maçı kuralları

entry208 galeri2
    155.
  1. 154.
  2. araba geçerken gol olursa sayılmaz.
    3 ...
  3. 153.
  4. top sahibinin ayarlayacagi kurallara kosulsuz eyvallah demek.
    2 ...
  5. 153.
  6. 3 korner 1 penaltı.

    3 taç bir korner.
    2 ...
  7. 152.
  8. 151.
  9. çocukken, mahalle arkadaşları ile iki tane taşı yan yana karşılıklı koyarak hayali kale yaptığımız, herkesin kendisini bir rober`to carlos hissettiği o çok özlediğimiz mahalle maçlarındaki futbol ile uzaktan yakından alakası olmayan batıl kurallar bütünüdür.

    (bkz: 3 korner 1 penaltı)
    (bkz: gol atan kaleye geçer)
    (bkz: topu atan alır)
    vb.
    2 ...
  10. 150.
  11. top sahibi büyük patrondu, seni oynatmıyom top benim.
    1 ...
  12. 149.
  13. en son 90 larda çocuk olanların rahatlıkla hepsini hatırladığı ve yaşadığı kurallardır. tatlı birer anı olarak kalmışlardır. bu maçlardan alınan zevk hala unutulamamıştır. şimdiki çocuklar pc ekranından kalkmazken biz, sabahtan akşama kadar maç yapar akşam ezanıyla eve dönerdik.
    2 ...
  14. 148.
  15. hiç bir zaman skor belli değildir, herkes kendi söylediği skorun geçerli olduğunu savunur.
    1 ...
  16. 147.
  17. 'Basarsan alırsın'lı 'koşu yoluma at'lı klasik bir maçtı.

    Terden saçlarım birbirine yapışmış, boynumdaki kir çizgileri, güneşin altında başım zonklaya zonklaya oynuyordum. Takım olarak ise gerçekten rezil bir durumdaydık. O kadar kötü bi durumdaydık ki kalecimiz kendini bilmez bi şekilde sanki sol açık gibi topu alıp karşı takımın kalesine doğru artistik çalımlar eşliğinde ilerlediği bi anda topu kaptırmıştı ve onların ceza alanına doluşmuş tam kadro olarak bittiğimizi resmileştiren golü izlemiştik. Karşı takımın oyuncusu bizim bomboş ceza alanımızı geçip boş kalemizin önünde topu ayağıyla sabitledi ve yere eğildi. Sonra kafası ile topu yavaşça sürdü kalemize doğru. Böyle bir gol, siz sevgili okurlarımın da bildiği gibi normal bir mahalle takımını dağıtmasına, golü yiyen takımın kaptanının topu tutup havaya rasgele degaj çekip uzaylamasına sebebiyet vermesine, ardından dikilen topun sahibinin aşağıdaki bayırda topun peşinden küfür ederek koşmasına ve maçın bitmesini sağlamasına rağmen biz maçı bitirmedik.

    Kaleye doğru gidip ''ver lan eldivenleri ben geçicem kaleye. Sen bas! Kıran kırana oynuycaz'' diyerek ittim denyo kalecimizi. Tecrübeli bir file bekçisi gibi direğe yaslanarak taktikler veriyordum takımıma. Ama kimse beni dinlemiyordu. Umursamadım ve bağırmaya devam ettim. Yavaş gelen bir aşırtmayı çift yumrukla bertaraf etmek isterken yanlışlıkla içeri aldım. Eski kalecimizle göz göze geldik. Çabuk hareket edip topu alıp sanki daha deminki salak ben değilmişim gibi millete ileri gitmesi için bağırarak degaj çektim ama ileri doğru gitmesi gereken top, ayağımın dışına gelerek sağ yanıma düştü. Zalim top, rakip takımın santraforunun önce göğsünde yumuşamış sonra da ayağının içinde yerini bulmuştu. Üzerime doğru şut çekmek için geliyordu. Her şey boka sarmıştı, belli ki bir mermi kıvamında gelecekti şut. Tırstım... Top resmen tsubasanın yamuk topu gibi geliyordu üzerime zıplayarak kaçılmaya çalışırken götümün yanı ile baldırım arasına çarparak zıbarttı beni. Sanki topu tutmuş gibi oldum. Ama ceza sahamızdaki tehlike bitmemişti. Biraz zıbardıgımdan reflesksel olarak hareket ettiğim için, biraz da benden başka kimse olmadığı için topu ayağıma alarak şık hareketlerle ilerledim. Orta sahayı geçince ''oluyo lan'' diye düşünüp iyiden iyiye gaza geldim. Diziyordum resmen lavukları. Ama birden iki kişi girince dengemi kaybettim yan taraftaki tellere tutunup çalıma öyle devam ettim. Mücadele uzayınca yere düştüm yerde oturarak çalıma giriştim. Yine siz sevgili okurlarımın bildiği üzere yere oturarak yapılan mücadele, mücadelelerin en rezilidir, futbol tarihinin yüz karasıdır.

    Umut Sarıkaya
    1 ...
  18. 146.
  19. elin tersiyle silinen burun.
    mahalle abisi geçerken "pas at lan" dedi mi ona doğru pas atmak. *
    kaleci topu 3 kere sektirdikten sonra sözde ceza sahasını rakip oyuncunun terk etmesi gerekirdi. (ceza sahası çizgisi mevcut değildir, dünyanın ortasından geçtiği varsayılan ekvator çizgisi gibi bir şey işte)
    penaltı kullanmak için kalenin büyüklüğü adımlanır, mahallesine ve durumuna göre kalenin toplam uzunluğunun 2 ya da 1,5 katı olarak penaltı noktası belirlenirdi.
    Golü atanın karşı tarafa el ve kollarının kullanarak (nasıl geçirdim ama der gibi,(aslında tam de demek istediği bu)) hareket yapması mübahtı.
    Evden çağrıldığı zaman 5 dakika daha izin istenirdi. bu 5 dakika sadece faraziyeler üzerine kuruluydu, uzatılabildiği kadar uzatılmalıydı.
    Top, yoldan geçen arabanın altına kaçmaması için bütün oyuncuların çığlık çığlığa bağırması elzemdi. Yedek top olayı pek azdı.
    2 ...
  20. 145.
  21. kuralları topun sahibi belirlerdi bizim zamanımızda.
    1 ...
  22. 144.
  23. genellikle beşte devre onda biter. üç adım kuralı vardır.
    1 ...
  24. 143.
  25. topun sahibi sen degilsen oynamak icin top sahibinden onay almak zorundasın.
    2 ...
  26. 142.
  27. pet şişeyle oynandığında , şişenin üstüne basan kaleye geçerdi . sonra şişe şişirilip oyuna devam edilirdi .
    1 ...
  28. 141.
  29. 140.
  30. Eksik olan takımda, kaleci aynı zamanda oyuncu da olabilirdi.
    0 ...
  31. 139.
  32. 138.
  33. 137.
  34. 136.
  35. kalenin, kaldırımla cips paketi arasında olması. ayrıca mesafe adımla sayılırdı.
    1 ...
  36. 135.
  37. gol atan kaleye geçer.
    abanmak yok.
    kaleden kaleye gol sayılmaz.
    direk yoktur ama taşın üstünden geçen her topa direk muamelesi yapılır.
    1 ...
  38. 134.
  39. topu ayağında uzun süre tutmayı frikik atışıyla cezalandırırdık. yaşı büyük çocuklar cüsselerini kullanarak rahat top saklardı, buna engel olmak için yapardık.
    1 ...
  40. 133.
  41. 132.
© 2025 uludağ sözlük