o an o kadar insanın içinde yaşanan ve adı tam anlamıyla ezilmişlik olan histir. o anki psikolojiyle her ne kadar olayı sklemiyor gibi görünmeye çalışsanız da nafiledir tüm çabalar. göt olursunuz tam anlamıyla. özellikle saha dışına çıkarken 20. dakikada oyundan alınmış futbolcu hissiyatına girersiniz. dilinizdeki en kallavisinden küfürler, futboldan zerre anlamadığı halde sırf topun sahibi olduğu için sizi seçmeyen göt oğlanına yöneliktir. ama neticeyi değiştirir mi? değiştirmez tabii.
''bugün zaten ayağım agrıyo , istesenizde oynayamam'' gibi cümleler sarfederek mac sahasının kenarındaki agacın altına giderken yüze pembelik kıvamını veren hisdir.
"ödevlerimi bitirmemiştim henüz, bende gider onları yaparım" cümlesi ile entelektüel birikim için çocuk yaşta yola çıktığı izlenimi verilmesi muhtemel olay.
Lakin sahaya sırt dönüldüğü anda küçük parmaklar gözlerden akan bir damla yaşı da derhal siler.
aslında seçilme esnası kemal sunal'ın insan pazarındaki hissiyatına benzer. her isim söylendikçe içinizden "ben" demek geçer. isminiz söylenmezse büyük hayal kırıklığı olur. eğer olur da isminiz söylenirse mahalle arasında yol üzerine yapılmış taş direkli sahalar yeni bir pele kazanacaktır.
Bu hissi en iyi bilirim. Kadrolar seçilirken hep bi umutla tip-top yapan iki kaptanın gözlerine bakarsınız. AğIzlarından çıkan kelimeleri beklersiniz heyecanla. Hep bi umut vardır ama bi türlü sizin isminiz çıkmaz o ağızlardan. Sonra oturur birinin annesini tarafından çağrılmasını beklersiniz.