işte o çocuk hep ben oldum. ama abilerim beni hiç oynatmadılar. ısrarla çık dışarı lan güdük dediler. annem çağırdı. topu almadan eve gidememe ikilemi yaşadım hep. maçları da hiç erken bitmedi ipnelerin. bi gün aynen öyle demiştim onlara, bi gün de erken bitsin maçınız lan ipneler dedim. sonra topu bırakıp maçı benle yaptılar. çok zor yıllardı.
plastik bile olsa topumuz olurdu mutlaka. meşin olmasa bile biz kendi aramızda takımı kurar gece yarılarına kadar maç ederdik. kaliteli topu olup da bizi oynatmayanlar bizim kadar eylenemezdi.
hiç olamadığım çocuk. Anadolu'nun dağlık bir köyünde büyüyen biz çocuklar pek fazla top göremedik. arada sırada imece usulü çalıştırılan bakkal vazifesi gören kooperatife naylon top gelse de köy şartlarında iki gün dayanabildiği görülmemiştir. yıllık geliri yiyeceğini çıkartmakla ölçülen ve halihazırda para yerine takas usulüyle alışverişin gerçekleştiği bir ortamda babaların çocuklarına top alması için iki de bir para yahut nohut vermesi * de mümkün değildir. bu yüzden kırk yılda bir topu olan çocuk olursanız size, yahut bayramda seyranda şehirden gelme böyle bir çocuk bulunursa o kişiye tapılır.