insanlar daha kolay görsün ve alsınlar diye dışarıya koyduğu marul tipi yeşil ve bilimum vitamini veren o besinleri yavaş yavaş dizerken, ben de rahatsız etmemeyim diye usulca içeriye sokuldum. kafamda alıcaklarımı 3 kilo patates, yarım kilo şeker, 2 ekmek, bir demet akalın da maydanoz diye tekrarlıyordum. tüm bunları yaparken aynı zamanda nefes alıp verme işlemini yapıyordum ki bunu daha sonraları hatırladım. bakkal çırağı sevgili arkadaşımızın da ağzı açık bir şekilde ''ne var lan hıyar'' bakışını attırdığını görünce ''yok hacı hıyar değil patates'' cümlesi çıkıverdi ağzımdan. ben patates diyince ''maytap mı geçiyon lan bizimle sen'' bakışını attırdı bu kez. ben de tatsızlık çıkmasın diye ''yok bişey bak dalgana'' bakışı atıp dışardaki esas oğlan mahalle bakkalını süzmeye başladım. çünkü asıl olayım, asıl derdim onunlaydı. o adamla. gazetede okuduğum ''bakkalları telaşlandıran deney'' haberini okuyunca bakkal amca bakkal amca x'in var mı varsa recreativo huelva yapsana türküsüne mevzubahis olan bakkal amcayla sorun hakkında derin mevzulara girme heyecanında buldum kendimi. derken bu durumdan dolayı annem de beni bakkala gönderince bakkal beyle durum değerlendirmesi yapmak üzre bakkala dalmış bulundum, bakkala derken bakkal dükkkanının içine daldım, bakkal amcaya değil yanlış anlaşılmasın..neyse, bakkal çırağıyla bir süre bakıştıktan sonra dışardaki bakkal amca içeriye girdi ve ;
-şimdi, ben mi içeriye girdim yoksa dışarsı mı içeride kaldı?
diye sordu. o andan itiaren ''ben nasıl bir entelleşme girdabında boğulan bir mahallenin içinde oksijen tüketiyorum lan'' diye etrafıma bakındım. akabinde bakkala ''ne biliyim lan ben allahan manyağa'' bakışımı fırlattıktan sonra kendisi son günlerde bing bang deneyiyle epey gerildiğini ve kendini felsefe ve bilimin kucağına attığını söyledi. o esnadan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı. her zaman için ''hacı iki ekmek ya da bi uzun viceroy remzi abi'' diye diyaloğumun geçtiği insan, insan-ı kamil olma yollarında ilerlemeye başlamış aristotales olup çıkmıştı. ''otursana lan dikilme öyle tezgahın önünde'' bakışını attıktan sonra gıkımı çıkarmadan yere çöküverdim. ruh ve fiziksel sağlığım için en yararlı şeyi yaptığımı düşünürken konu isviçreli bilimadamlarından malum deneye geldi. bakkal abi hiç olmadığı kadar dertliydi bu konuda. bilimadamlarının herbir hücre çeperine, ordan dna ve tüm sinir sistemine küfür ediyordu. hızını alamamış olacak ki alakasız olarak bi ara darwin'e bile küfretti. ben de o esnadan sonra bakkal abinin artık, ruhsal sağlığını kaybettiğini düşünürken ''hıyara zam yapıcaklar'' dedi.
-abi yapsınlar da memlekette hıyardan bol ne var zaten zhiehzehi
+kes lan marul
-ne bağrıyon abi eheh ben seni desteklemek adına şeyettim
+bas git lan.
diyince tabi benim de tam kayışlar koptu ve akabinde adamın zaten deneyden dolayı gergin olduğunu anladığımdan ''peki sen bilirsin abi'' bakışı atıp susuverdim.
ertesi gün yine aynı saatte bakkala girdim. bakkala girdim derken yine yanlış anlaşılmasın bakkal dükkanı o girdiğim. neyse, kapiyi actigimda memelerini sivazliyordu. hiç istifini bozmadan ''çöksene'' dedi. bunları derken ve icra ederken tvdeki deney haberi gözüme ilişti. yanılmıyorsam o da habere istinaden öyle sapıkça bir şey yapıyordu. zaten dedim hatırlarsanız dün tüm deneyin ve çalışanlarının atomlarına ve proton numaralarına küfrediyordu. kendisine yan kahveden beyaz şarap söyleyip konuşmamıza başladık.
-lan o değil de deney biz bakkalların zararınaymış hafız
+niye be hacı
-ne biliyim proton ve notronları çarptırınca elektrik akımından doğan radyasyon altında kalan kimi bilimadamları akli dengelerini yitirdiklerinden biz bakkallara saldırıcaklarmış
+sana bunu kim söyledi abi tanıdık mı var içerde?
-ee elinin körü ama haber izliyoz lan kaç gündür
+abi demin pek izler gibi değildin ama eheh
-ne diyosun lan sen ben yoğunlaşmıştım anlıyo musun yoğunlaştımm
+tamam abi ne bağrıyosun?
demesem adam beni sıvazlıyacaktı ki zeki bi insan olduğumun farkına varıp çabucak tüymek için ayaklandım. tam çıkarken bakkalın çırağı da memelerini sıvazlıyordu. kendisine ''hepiniz ivne olmuşssunuz lan'' bakışımı attıktan sonra o da ağzı açık olarak ''uza lan hadi '' bakışını attı. ardımdan bakkal amcanın tüm isviçreli bilimadamlarına ''yapacağınız deneyin taa protonuna koyuyim'' cümleleri arasında.