bazen sinir bozucudur. ürünleri pahalıya satar. sizde daha ucuza satan başka bir yerden alırsınız. lakin eve dönüştü elinizdeki poşetleri keserek sizi rahatsız eder.acaba sövüyor mu diye düşünmenize neden olur.
şimdi mahalle bakkalı dediğimiz varlık; seni her halinle görendir, ailedendir artık o. ve mahalle bakkalı kişilik gelişiminde aileden sonra gelen insandır. düşün yılların onunla geçiyor, ona muhtaçsın sen. her halini de biliyor zaten. stratejik olmak lazım gelendir. *
veresiye konusunda defterlerini cilt halinde tutan insandır. mesela ahmet bey'in veresiyesini 3 ayrı ciltte bulabilirsiniz. en belirgin yanı veresiye defteri değildir elbette. açık ve tartılarak satılan pirinç, bulgur, şeker de bu grubu tanımlamada önemli verilerdir.
dükkan önü tavla turnuvaları düzenler diğer esnaf kişilerle. o bir candır.
büyük marketler yokken bunların vergi vermediği zarar gösterdiği tozlu raflı dönemlerinde normal fiyatından bir hayli yüksek fiyata ürün satarlardı bizlere.
Hayat kurtarandır. Yiyecekler bir yana kırtasiye malzemelerini bulabildiğimiz yerlerdir. Mahalledeki herkesi tanıyan, güler yüzlü, büyük küçük herkesin arkadaşı sevecen insanlardır...
iş yerimin arkasında var bunlardan bir tane ama görsen sözlük, tıpkı çocukluğumuzdaki şekliyle.
Ne ararsan var. En adisinden en iyisine her türlü abur cubur. Karşı rafta 60 yapraklı defterler. Girişte garip renkli oyuncaklar...
Hani küçükken üçü yanyana renkli küçük TOP şeklinde sakızlar vardı ya. Nazar marka şimdi. Geçmişi yadedeyim alayım dedim ne kadardı biliyon mu fiyatı.
5 kuruş. Markası bilindik üstelik onu bırak ta 5 kuruş ne demek Zaman hiç geçmemiş gibi.
Batsa iflas etse acından ölse zerre sikimde olmayan bakkaldır. Bu götveren ki 10 liralık alışverişde fiyatı standart olan şeylerde dahi 5 lira köstürmeye çalışır. Filanca ne kadardı ki diye sorunca kusura bakma yanlışlık olmuş diyerek hesabı düzeltir ama istisnasız bunu hergün yapar. Ahlaktan mahlaktan bahseder ama dükkandan hoş bir kadın çıkınca hemen fantezilerinden bahseder. Yarrak kürek konuşur hep. Mınakoduum çok pis etrafı gözetler. Sırf o suratındaki yavşakça ifadeyi görmemek için mecburen dükkanının karşısına parkettiğim kendi öz arabama bile gizli saklı biniyorum lan.
Ama en sonunda dayanamadım artık sikerim böyle aşkın ızdırabını dedim iki elimde 12 tane bim poşetiyle göt kadar dükkanına girdim. Spesifik bi sigara markası söyledim kekeleyerek yo yoo yok dedi. Siktir dedim o dakka bi chestirfield mentollünde yoksa siktirgit kapa dükkanı amk dedim. O gün bugündür beni her gördüğünde ağlamaklı bakıyor bende mahsustan sikimi düzeltiyorum.
her süpermarket poşetleriyle evin yolu tutulup yakalanıldığında cenazene ben gelicem lan bakışı atan mahlenin esnafıdır. nesilleri tez zamanda tükenecektir kanımca.
kucuk olanda lays cipsinin sadece sade olani vardir.
buyuk olanda baharatli, yogurtlu vs. birden fazla cesidi vardir.
kucukte sadece coca cola vardir. ve sadece fuse tea nin seftalilisi vardir.
buyukte alternatif olarak pepsi de vardir. fuse tea nin limonlusu da vardir. hatta 2 litrelik olani da.
kucuk olan 48 g. peynir verebilir.
buyuk olan veremez.
kucuk olan tek yumurta satabilir.
buyuk olan satamaz. 6'li 9'lu 15'li koli halinde satar.
kucuk olan para yerine sakiz verir.
buyuk olan "sakız kalmamış, bozuk para versem olur mu?" der.(??)
kucuk olan bakkalin sahibinin bisikleti vardir. yanindaki kaldirima koyar.
buyuk olan cocuklugunda surse bile artik bisikletin hayatinda yeri yoktur.
kucuk olan gazeteye poset veremez.
buyuk olan sakiza bile isteseniz hayir demez.
kucuk olan kışın kola dolabinin fisini arada ceker.
buyuk, sibirya soguklari bile olsa o fisi cekmez.
kucuk olanin yazin cikolatalari eriyebilir. buyuk olan klimayla o cikolatalari eritmez.
klima demisken kucuk bakkalin sahibini klima, pervane çarpar ve hasta eder. buyuk olan terli terli o klimanin karsisinda dikilir.
Bizim mahalleninki hiç Dr öyle değildi zannımca, çoklu paket margarinleri tek tek satar ekstra para kazanırdı. Bşr de üstünde kırmızı kırmızı yazıyor tek tek satmayın diye.
Önceden mahalle bakkalı cebinde parası olan, veresiyeden canı yanmayan, sıcak sohbeti olan, güven veren ve birton sayamadığım şeylere katkı sağlayan bir cisimdi evet cisim..
Lakin şimdi devletimiz GÜYA esnafa yardım ediyor ama g"t kadar mahallede A101-BiM-Hakmar hepsinden var. Ee nerde esnafa yardım. Sen git zincirleme marketler açılmasına izin ver esnafın önünü kes para kazandırma borç batağına sok sonra esnafa yardım..
Bütün başkanlar, bakanlar, vekiller hepsi kendini düşünüyor net olan tek şey budur. Bizde köpek gibi 3 kuruş için çalışıp 5 kuruşunu vergilere verelim. Özel tüketim vergisi adı altında özelimizide ziksinler.
anca kafa siker. 100 liralık rakıyı 80'e verdiğini ya da parasını sonra verirsin abi dediğini görmedim daha. anca kafa siker. çomarların samimiyet sahtekarlığından nefret ediyorum.
Mahallenin en sevilen esnafı. Kendimi bildim bileli burada. Gönlü zengindir, üçe beşe bakmaz, candandır. Dedeme benziyor diye ekstra sempatim var. Bakkala hiçbir girişimde on dakikadan kısa sürede çıktığımı hatırlamam, öyle dalarız sohbete.
içki falan da satmaz bizimki, sigara bile alsam ne işsin diye ters yapar. Kontör zamanları kontör alışımda "ooo sık sık alıyorsun, manita işleri mi?" Diye zarf atardı. Bir de bu adam rizeli, doğal komik. Dükkanda diğer müşterileri takmadan köydeymişiz gibi başlıyoruz ağızlı ağızlı konuşmaya. Her çıkışımda da "kendine iyi bak yeğenim!" diyerek beni uğurlar. Velhasıl sohbeti lezzetli, sokağımızın neşesidir.
Marketler zincirinin acımasız rekabeti bakkal mı bıraktı? Bizim gençliğimizdeki bakkalların çocukları şimdi marketler zincirinde bir reyona bakıyorlar.
Hükümetin en kısa zamanda " al sat " işi yapan, özellikle dışardan gelmiş yabancı sermayeye ayar vermesi gerek. Yoksa yeni türkiye de adil bir gelir dağılımından bahsedemeyiz.
Öyle babacan bakkallar vardır ki yediği menemeni bile ikram eder. Paranız olmadığında veresiye defterine yazar hatta sigaraya zam geldiğinde ve haberiniz olmadığında bir seferlik eski fiyatından satar.