Bitsin amk. Öğrenciye yardım öğrenciye yardım.
Yaz yaz.100 tl hesapladığın şeyi 200 tl diye sokuyor şerefsizler.
O mahalle arası bakkallik eskisi gibi degil.
Adama bimden alıyor 3 tl ye bakkalda satıyor 5 tl ye.
istanbul un son kalan mahallelerinde hala var. bizim kavacık ta otuz senelik bakkalımız dimdik ayakta. genelde veresiyelerle dönüyor, benim bile kaç sayfam o defterde. allah razı olsun en zor günümüzde annenin, babanın, abinin, arkadaşın esirgediği yardımı kendisi esirgememiştir...
Sanayide çalışmış, kapasite kullanımı, birim maliyet kavramlarını bilen kişiler için doğru bir önermedir. Örneğin 10 ekmek kapasiteli tek bir fırın, tek bir işçi ve bir kilo odun ile on ekmek yapabiliyor. Bunun yerine mahallede 10 ayrı fırın kurup, herbirinde birer işçi çalıştırıp, her birinde birer kilo odun yakıp, herbirinde birer ekmek yaparsanız neticede mahallede yine on ekmek olur. Ama birinci yönteme göre işçilik, enerji ve amortisman X katına çıkar. Kısaca mahalle bakkallığı işi akıl karı değildir, yerini en azından mahalle hipermarketlerine migros, kim, bim, kiler, tansaş vb, terketmeye mahkumdur. Duygusal olarak farklı düşünsekte mahalle bakkalının kendisi bile mahalle bakkalından alışverişi bırakacaktır.
- mahalle arası bakkallık bitti
- görürsem söylerim canım!
bazılarımızın hala burnunun ucunu göremediğini görmemize vesile olmuş özlü söz.
--spoiler--
yasaklarla mücade için etkili bir yöntemdir.
büyük marketlerin kurallara daha bağlı olduğu aşikar.
--spoiler--
hangi yasaklar?
hangi kurallar?
peki yöntem dediğin ne?
malum ülkenin malum tüccar başbakanının söylediği güzide söz!
ilave: mahalle arası bakkallık diye tabir edilen yoksul bir ülkenin yoksul insanlarınca işletilen ve çok kişiye kazanç kapısı, rızk kapısı olmuş bir sektör.
nedir acaba sayın başbakanın mahalle bakkalı şeklinde dillendirdiği ve karşı çıktığı şey?
söyleyeyim; esnaflık. evet bildiğiniz esnaflık. asıl mahalle aralarına kadar küresel sermayenin, yabancıların şirketlerinin açılmasına karşı çıkmalıydı sayın başbakan. bim, migros, dia, şok vs. gibi.
kimin cebine gidiyor bu modern zaman bakkallarının kazandıkları?
adamlar çeşitli krediler ve teşviklerle mantar gibi büyürlerken bunların karşısında rekabet edemeyen küçük esnafı ve ailelerini bir düşünün. banka kredileriyle anası sikilmiş, siftahsız dükkan kapayan bu insanların halini düşünün. bakkal hasan amcayı, manav rızayı, kasap cemili, çamaşırcı şükranı düşünün.
düşünmek zor mu? gidin o zaman bim den aldığınız sikindirik marka çayı demleyip bi çay koyun. sana , bana herkese...
bu ülke böyle böyle bu hale getirildi. aman canııım nolcak ki sanki, adamlar iyisini yapıyorlar, hem ben bilmem nerden alışveriş yapıyorum asilim, zenginim , amım götüm diyerek siktiniz anasını memleketin.
eli mark sipensır lasenza bok püsür markaları burada adam oldular. kime yaptırıyorlar sattıkları ürünleri biliyor musunuz? fason çalışan türk firmalarına. hemde köle gibi kullanarak bu firmaları.
üzerine basıyorlar marka damgasını al sana marks sipensır, karfur falan. gerisi zaten malezya, çin vs.
senin gayet kaliteli ürünler üreten firmaların bir bir küresel sermaye karşısında tükeniyor. yok oluyor.
mahalle arası bakkallık dönemi bitmiş. öyle buyurdu başkan. devir gemicikler alabilecek, ihaleden ihaleye koşabilecek şirketçiklerin devri. yetimin hakkını da yedirmiyorlardı! öyle demişti zaar. kendileri yemekten fırsat bulurlarsa yetimin elbette yiyecek küçük bir lokması olacak.