Bursada görüklede izlemiştim yıllar evvel. Ege üniversitesinin bir oyunuydu.
Mahagoni ağaçlarını bulmama vesile olan güzel oyun. Çok oldu izleyeli ama son derece başarılı bir oyundur, bilhassa müzikleriyle hafızama kazınmıştır.
"Orada bir kent var, adı Mahagonny. Kurulmakta olan ve şu an sokaklarında yaşanılan bütün şehirler, günümüz dünyasının gittikçe çirkinleşen yüzünü saklamaya çalışan gökdelenler ve yine o gökdelenlerin gölgelerinde sömürüldüğümüz, kapitalizmin avuçlarında ağlayan dünya, dünyamız
içimizde bir kent var, adı Mahagonny. insanlık olarak unutkanlığı alışkanlık haline getirmişken yarattığımız dünya kin kusar bize, bizse ona küfrederiz. Metalar koyarız önümüze, gözümüzü hırs bürür, hep daha fazlasını isteriz ve sadece kendi derimizin kıymetini biliriz, yani var olma çabası içinde yok oluruz.
Burada bir kent var, adı Mahagonny. Paranın, üzerinde taşıdığı imzaya ve kendisine yüklenen anlama güvenerek patronluk Özmeni üstlenmesi, zaten tamahkar olan insanı aşırılığın olağanlığına alıştırmışken, bizler nefes alıp vermedeki basit yaşamsallığa inanarak bütün bunlara olağanca gücümüzle hayır! diyoruz.
Dışımızda bir kent var, adı Mahagonny. Paranın egemenliğinin gün be gün arttığı çağımızda dünya dev bir Mahagonny köyüne dönüşürken, bizler de bu köyün sakinleri olarak sesleniyoruz sahnemizden:
Bir kent kuracağız, adı Mahagonny.
Bir kent yıkacağız adı mahagonny. "