mağara resimleri insaların doğaya karşı kültürlerini kullandıkları zamandan beri vardır. insan doğada yaşamayı öğrenip, kültürünü oluşturmaya ve geliştirmeye başlayınca yaşamında bir boşluk olduğunu farkeder. bu boşluk ölümün ta kendisidir. ölüm korkusu insanı sarmıştır. insanlar bunu biraz olsun bastırabilmek için bir ifade yöntemi olan mağara resimlerini çizmeye başlarlar. çoğu kişi bunların av sahneleri ya da insanların hayatlarını anlatmak için çizdiği resimler olduğunu düşünürler. eğer böyle olsaydı bu resimler mağaraların en kuytu, en karanlık köşelerine çizilmezdi. bu resimler bilinçdışının insanın kültüründeki yansımasıdır. ölüm korkusu, bilinçdışının etkisiyle mağara resimlerinde hayat bulmuştur. ayrıca resimlerdeki hayvanlar döneminin insanları tarafından avlanamamış hayvanlardır. alet teknolojileri büyük hayvanları avlayabilecek nitelikte değildi. daha çok küçükbaş hayvanlar avlanmıştır (neolitik yerleşimlerde koyun, keçi vb. hayvanların kemikleri bulunmuştur). insanlar böylelikle ulaşılmazlarını da resmetmişlerdir ki bunlar zaten av sahnesinden daha çok bir ritüele benzerler.
