insanları fikir ve inançları ne olursa olsun yakmak hoş değil. bana göre olayın altında hala aydınlanması gereken çok karanlık noktalar var. ne oldu karşılığı olarak başbağlar'dada insanlar katledildi. iki olayda bu memleketin tarihinde kara lekedir.
katliam değil daha ağır bir kelime söyleme gereği doğuran durumdur. çünkü bu insanlık suçu bir şehrin ortasında ve tv kameraları önünde gerçekleşmiştir. önceden planmış bir eylem olduğu tespit edilmiştir. sivas da yakılan cumhuriyet ve insanlık değerleri olmuştur. ve her zamanki gibi zamanaşımından maşalar bile beraat etmiştir. akıllarda kalan sahne ise ağzından köpükler saçan refah belediye başkanıdır. 1993* önemli bir yıldır, karşı devrim sürecinin ivme kazandığı dönemdir.
tüp gazının öyle yetenekleri vardır tabi, kafası bozulunca yangın çıkartır. bunu gören kapılar dayanamaz kilitlenir, itfayede sevgilisinden ayrılmıştır, efkarlıdır gelemez, katliam falan hep yalan bunlar. amerika irana, israil filistine, hep çiçek yağdırır zaten, ama işte çiçeklerinde patlamak gibi özellikleri var, katliamda neymiş lütfen yapmayın.
madımak kesinlikle provokasyondu ve büyük bir katliamdı. bunun aksini iddia edenin aklına şaşarım. zira kim 50 insanın cayır cayır yanışından zevk alabilir?
katliam kelimesinin yanlışlığını vurgulayan söylemdir. öyleki, katliam kelimesi bir milleti asimile etmek demektir yani efendim o milletin kökünün kurutulması gerekiyor. malum olayımıza gelirsek eğer, ortada ne millet var ne de o insanların ailelerinin tamamını yok ediyorsunuz. haliyle bunun adı katliam olamaz.
vahşet çok daha tanımlayıcı olur. Allah uğruna bunları yaptığını söyleyen ve karşılığında sevap kazandıklarını falan zanneden bir kaç gerizekalı yüzünden bu ülkenin çok kıymetli yazarları orada canverdi. bakın yazar diyorum, aydın demiyorum. o insanların siyasi düşüncelerinden önce edebi kimlikleri vardı. çocukluğu aziz nesinin kitaplarıyla geçen biri olarak, babama ' aziz nesin nerede yaşıyor ' diye sorup karşılık olarak ' aziz nesin öldü ' cevabını aldığımda büyük hüsrana uğramıştım. sözü kelam niteliğinde bırakıp daha fazla laf seviyesine indirmemek gerekirse eğer yaşananın katliamla alakası yoktur evet ama bu Türkiye'nin utanmasını gerektircek bir olay olduğu gerçeğini değiştirmez.
--spoiler--
Binlerce kişiden oluşan karşıt grup, Kültür Merkezinden yeniden Hükümet Meydanına geldi. Hükümet Konağını taşlamaya ve slogan atmaya başlayan grup ardından Madımak Oteli civarına ulaşarak, slogan atmaya devam etti. Grup önce Madımak Oteli önündeki araçları ateşe verdi ve oteli taşladı. Madımak oteli tutuşturulan perdeler ve alt katta bulunan eşyalarla birlikte yakıldı. Otele sığınmış olan kişilerden, aralarında Asım Bezirci, Nesimi Çimen ,Muhlis Akarsu, Metin Altıok ve Hasret Gültekin'in de bulunduğu 35 kişi yanarak veya dumandan boğularak yaşamını yitirdi. Aralarında Aziz Nesin'in de bulunduğu 51 kişi de olaylardan kendi olanaklarıyla, ağır yaralarla kurtuldu. itfaiye merdiveniyle kurtarılmaya çalışılan Aziz Nesin, merdiven trabzasındaki görevli tarafından darp edilip, merdivenden itfaiye aracı etrafında toplanan azgın kalabalığa doğru itildi. Başından yaralanan Aziz Nesin'i linç girişiminden araya giren polisler kurtardı. Yaralılar, polis arabalarıyla Tıp Fakültesi Hastanesi`ne götürüldü.
--spoiler--
milliyetteki yazı dizisine göre öyledir evet. milliyet gibi borazan bir gazete bile kabul etmek zorunda kalmıştır. yan binadaki bbp liler aradaki havalandırmayı kapalı tutarak kaçışı önlemişlerdir.
promosyonlu ürün tadında başlık.
yine hangi faşist ne saçmalamış diyerek başlığa girdikten sonra oflayıp poflayarak çıkıyorsunuz. hiç gerek yok böyle dolambaçlı cümlelere madımak oteli katliamı başlığı neyimize yetmiyor, yarın biri çıkar mustafa kemal'e atatürk demek diye başlık açar altına da doğrudur'u yapıştırır.
edit imladan ibarettir, nöbetçi baykuş'a selam olsun.
halk denen kalabalığı gaza getirmek bir dönemin türkiye'sinde çok kolaydı. bir cuma çıkışı dinimize küfreden biri sivas'taymış kışkırtıcılığı ile malum alana halk toplandı. iha muhabiri 2 gün önceden gelmişti. toplanan halk eminim aziz nesin'i yolda görse tanımazdı. ve acı tablo bir şekilde gerçekleşti. birileri otelde dumandan zehirlenirken, şehrin arka sokaklarında dükkanını kapatma telaşındaki genç kaynağını bilemediği silahla kapı önünde can veriyordu. ölümün tarafı olmaz. katliam yada değil insanlar öldü hem de gariban insanlar.
katliam denilemez çünkü kaza süsü verilmiştir....provake eylem denilmiştir...provake edileceğinden haberi olmayan bir mitin bir emniyetin bir askerin bu devletten ve ülkeden aldığı para haramdır ki hepsi bunun olacağını biliyordu demek ki emir büyük yerden geldi. bu ülkeye sahip çıkan dinsiz ya da imansız her neyse ama en azından abd ye karşı çıkan aydın dediğimiz insanların toptan bertaraf edilmesi olayıdır....teker teker bertaraf edilenlerin son halkasını muhsin yazıcıoğlu oluşturdu... allah hepsine gani gani rahmet eylesin..bize de akıl fikir versin..
yangın kaza sonucu ortaya çıkan alevler bütünüdür. katliam ise insanları toplu olarak imha etmektir. madımak otelinde yapılan katliam değilde nedir. bir grup ilkçağ zamanında yaşayan şeriatçı yobazların yaptığı katliam, katliamın daniskasıdır. danizkası diyorum çünkü burda önemli olan kaç insanın hayatını kaybettiği değildir. hayatını kaybeden insanların ne uğruna, neler uğruna ölmeleridir.
tarihi bilmek, olayları inkar etmemek, adeta bir yavvvvşak gibi, alay edercesine "şanssız" yazıp utanmadan ünlemini de ekleyen yaratıklardan farklı olarak insan olmak, bir beyin taşımaktır.
insan neyi, nereden, nasıl öğrendiğini kendine dahi söylemeye çekinir olur bazen. "yok abi böyle bi'şeyi biz yapmış olamayız. kesin yanlış anlama vardır." diye söylenir durur. gün gelir kendine müşrik bellediği üç beş özgürlük bağımlısını katleder. alkışlarlar birbirlerini, tekbirler havada uçuşur. kesin emindirler kendilerinden. bu zihniyeti nereden kaptıkları ortadadır. tek avuntum bu tarz katliamları öğrendikleri yerleri de yanlış anlamış olabilecekleridir;
Haram aylar (süre tanınmış dört ay) sıyrılıp-bitince (çıkınca) müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün, onları tutuklayın, kuşatın ve onların bütün geçit yerlerini kesip-tutun. Eğer tevbe edip namaz kılarlarsa ve zekatı verirlerse yollarını açıverin. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir. tevbe suresi/ 5. ayet