az önce ikince defa nat geo wild kanalında izlediğim mükemmel belgesel. belgesel demek az, film, destan. bir dişi aslanın 3 yavrusuyla yaptığı yaşam savaşını, yavrularını korumak için verdiği mücadeleyi anlatıyor.
Maditao 3 yavrusuyla kendi bölgesinde yaşarken bölgesine giren gümüş göz adlı bir aslanın liderliğindeki sürü tarafından bölgesinden kovuluyor. Gidebileceği tek bir yer var ancak oraya gittiğinde rüzgarın çıkarttığı yangın sebebiyle geri dönüş imkanı da kalmadığı için bölgedeki nehiri 3 yavrusuyla geçmek zorunda kalıyor. önde kendisi arkasında yavruları teker teker nehiri geçerlerken diğerlerine göre daha temkinli, daha az cesaretli olan 3. yavruyu timsah avlıyor. kalan 2 yavrusuyla bir adacığa sığınıyor ve günlerce av olmadığı için aç kalıyorlar. derken bir buffalo sürüsü çıkageliyor. bu yiyecek imkanı açısından iyi, güvenlik açısından kötü bir haber çünkü tek başına ve buffalolar nerede bir aslan görseler gözdağı vermek için saldırıyorlar. yavrularını korumayı başaran maditao saldırmak zorunda ki yavrularını emzirebilsin. saldırıyor ancak suya alışkın olmadığı ve tek başına olduğu için defalarca başarısız oluyor. tüm bu kargaşayı kendisini kovan aslan sürüsü de fark ediyor ve bir kez daha maditao'nun bölgesine geliyorlar. yavrular artık daha fazla tehlike altında. maditao dahiyane çözümü buluyor: eğer buffalolara saldırırsa diğer aslanlar da saldırır ve hem aslanlar hem buffalolar av ve can derdine düşüp yavrularına saldıramaz. öyle de oluyor.
böylelikle yavrular ironik bir şekilde hayvanların kralının aslan olduğu doğada bütün tehlikelere açık büyüyorlar ve tek başına avlanmaya çalışan maditao nihayet başarısızlıkların tecrübeye dönüştüğü bir avda bir buzağı avlıyor. ancak hayvanlar aleminin en bilinen leşçillerinden olan sırtlanlar çıkageliyor ve bütün bir yemeği ona bırakmıyorlar. yine de yavrularını emzirebileceği kadar süt salgılamasına yarayacak eti yiyen maditao yavrularının yanına dönüyor ve onlara sesleniyor. sesleniyor.. sesleniyor...
erkek yavru hep uzakları keşfetme meraklısı, yuvadan her ayrıldığında daha uzağa gitmeyi seven bir haylazdı. dişi yavru ise ana kuzusu, dışarıyı keşfetmektense annesinin koynunda yatan bir uslu bebek ve şimdi ikisi birden yoklar. maditao çevreyi kolaçan ediyor, hızlı adımlarla yavrularını arıyor ve uzaktan bir yardım çığlığı duyuyor. minik kızı hayatta ama yaralı. bunu gören sırtlanlar yine saldırıyor ama maditao adının anlamına yakışır şekilde ( yavrusunu koruyan demektir ) sırtlan sürüsüyle başa çıkıyor. peki kırık bir beli hangi sevgi, hangi şefkat, hangi cesaret iyileştirebilir ya da hangi noktaya kadar koruyabilir? doğa... doğa ona emrediyor. yavrusunu onun çığlıklarına rağmen orada bırakıp kükreyerek uzaklaşıyor. erkek yavrudan da zaten umudunu kesmişti maditao.
hayvanlarda intikam, acı, yokluğun yarattığı yıkım gibi duygular var mı bilinmez ama maditao ilk iş olarak adaya ilk geldiğinde kendisine saldıran buffalo sürüsünün lideri erkeğe saldırıyor ve yaralıyor. devamında ilk başta kendisini yuvasından eden aslanlara yine tek başına meydan okuyor ve bu cesaret karşılığını buluyor, sürünün lideri gümüş göz geri çekiliyor. ve maditao durmuyor. sürüyü kendisiyle birlikte bir sınava sokuyor: aslan topluluğu için yeni bir liderle, maditao için yeni aslanlarla birlikte, daha önce hiç beraber avlanılmamasına rağmen, bufalolara saldırmak.
saldırı anı geldiğinde saflar tutuluyor. ancak buffalo sürüsünün arkasından bir ses duyuluyor, bir yavru aslan yardım çağırıyor. evet bu onun yavrusu, onun haylaz, her seferinde daha uzağa giden erkek yavrusu. maditao tekrar anne olmanın verdiği güçle yine tek başına buffaloların üzerine gidiyor, safları yarıyor ve yavrusuna kavuşuyor. tam da bu sırada gümüş göz çıkageliyor. hani hiç konuşmadan sadece gözlerimizle anlaştığımız anlar vardır, iki aslan işte öyle bakışıyorlar ve maditao gümüş göz'ün düşmanca gelmediğine inanıyor ve işte o an, bir anne, bir lider, bir savaşçı olarak buffalo sürüsünün üzerine atlıyor ve gümüş göz onu yanıltmıyor. maditao safları yok ederken gümüş göz öldürücü ilk hamleyi yapıyor ve buffaloyu arkasından yakalıyor. diğerleri de ona eşlik ederken maditao yaralayıp yıkamadığı, kendisine ilk saldıran erkek buffalonun kaçınılmaz sonunu kusursuz bir planla getirmiş oluyor. evet maditao o erkek buffaloyu da alt ediyor. erkek yavru ise hayatında ilk defa bir ava tanıklık ediyor. her şey bittiğinde maditao ve gümüş göz baştaki düşmanca tavırları unutarak bu aslan topluluğunun maditao'nun önderliğinde bir sürü haline gelmesini oynayarak ve koklaşarak kutluyorlar.
ancak bu şekilde anlatabileceğim bu destansı yapımı izlerken ağladım, dükkanımdayım ve ne çalan telefonlara baktım ne de başka bir iş yapabildim. hayatımda ilk defa dükkanıma müşteri gelmesin istedim. evet ekmek parası kazanmak bile istemedim bir süre için. bildiğim kelimelerle anlatamam maditao'nun bende bıraktığı etkiyi. emeği geçen herkese de tıpkı maditao'nun yüreği gibi uçsuz bucaksız teşekkürler.