anlatılan bir şehir efsanesine göre, zamanın birinde diyarbakır'a bir konferansa giden alman bir bilim adamı, karayolu ile geceyarısı maden'den geçerken, maden'in dağ eteklerine kurulu ve güvercin yuvasına benzeyen evlerin ışıklarına hayran olup maden'den ev almaya karar verir. konferans bittikten sonra bu defa maden'den gündüz geçer ve hem ev alma fikri hem de ilçeye karşı tüm sempatisi çarpık yerleşim nedeniyle kaybolur. bu durum ne kadar sikimizdedir?hiç.. siktirsin gitsindir gerzenkirşenin'e pezevenk. maden'imizi bize bıraksınlar, ev mev almasınlar böyle bilimadamcığı dallamalar.
Elazığ ve Diyabakırın tam ortasında kurulmuş(her iki ile de 77 km'dir) çocukluğumun geçtiği özlenesi bir yerdir. Dicle'nin toprak anadan doğduğu yerdir. Bakırı dünyada en kaliteli bakır olarak bilinen yumuşak bakırdır. hatta cevherin içinde altın bile vardır ama oranı çok azdır. şehir merkezi yoktur. Çöp arabası olmadığından eşeklerin kullanıldığı bir ilçedir. Dağlarının karşısında arkasında onunde yukarısında sağında solunda otesinde berisinde yine dağ vardır. Yüksek bir dağına çıkılması halinde erganinin bile görülebileciği ya da oyle sandığım bir yerdir.
Maden ocağı çok derindir. Eğer faal olsaydı dünyanın en derin çukurları olarak gösterilen yerler arasında gösterilebileceğini sandığım maden sahasına sahiptir. insanı bi acayiptir. Ama insandır. Artık kimsenin olmadığı ama hep hatırlanacak bir yerdir. Görenin asla unutamayacağı bir yerdir. Burası Elazığ Maden'dir. Çocukluğumun geçtiği yerdir.
1978 yapımı sinema filmi tamamen gerçek maden ocağı dekorlarında ve gerçek maden işçileriyle çekilmiştir. cüneyt arkın ilyas adında devrimci bir madencidir. Ocakta hemen hemen her gün ciddi kazalar olur. Ölümler artınca ilyas arkadaşlarını örgütler ve başkaldırır. Yöneticiler devrimci riski farkedip ilyas'ı başka bir ocağa sürerler. ilyas bu ocakta şaibeli bir göçük olayında ölür. filmde korkunç sahneler var. tv'de +13 le gösterilir herhalde. film karanlıkta uyananlar kadar çağdaş ve izlenebilir değil ama cüneyt arkın'ın en verimli dönemini yansıtır.
türk sinemasında, işçi konulu en çok ses getiren filmdir. Yavuz Özkan'ın yönetmenliğinde ilyas* ve Nurettin'in* kapitalizme, çıkarcılığa, dönen pis oyunlara karşı mücadelesidir. Zülfü Livaneli'nin hoş ezgileriyle filme dahil olgudu, Hale Soygazi'nin mücadelede akıl çelen dişi rolüne büründüğü, ve işçi dayanışması, sendika, işçi hakları gibi önemli konulara parmak basan güzel bir film.