Yıl 1598... Osmanlı tahtında Padişah III. Mehmet oturuyor. Vezir - i azamı da, sonradan idam edilecek olan Yemişçi Hasan Paşa...
Hazine yine tamtakır. O kadar tamtakır ki, Padişah III. Mehmet, o sırada idam edilmiş olan Tırnakçı Hasan Paşa'nın elbiselerinin satışa çıkarılmasını ve parasının kendine verilmesini istiyor vezir - i azamdan. Ama elbiseler de, fazla bir para etmiyor.
işte o dönemlere ait bir "vergi" fıkrası:
Vüzera heyeti, yani bugünkü deyimiyle bakanlar kurulu, Hazine'ye para bulmak için ne yapacağını şaşırmış, kendi arasında görüşüp duruyor.
Derken içlerinden biri:
- Piç Mehmet Paşa diye, aklı evvel bir zat vardır, bir de ona soralım, belki o bir çare bulur diyor.
Piç Mehmet Paşa'yı çağırıyorlar Ayak Divanı'na...
Piç Mehmet Paşa:
- Para bulmak kolay, diyor, hemen bir "baca vergisi" salın. Nasıl olsa herkesin evinde bir baca vardır.
***
Rivayet edilir ki, Piç Mehmet Paşa'nın "baca vergisi alınması" teklifi üzerine, vezir - i azam, şeyhülislama dönüp sormuş:
- Efendi hazretleri, "fiili livata - eşcinsellik" mi daha rezilane bir şeydir, yoksa "fiili zina" mı?
Şeyhülislam:
- Efendim, demiş, "fiili zina" ne de olsa tabiata uygun bir rezilliktir. O nedenle de "fiili livata", "fiili zina"dan daha rezilane bir şeydir.
Vezir - i azam:
- Yok demiş, "fiili zina", "fiili livata"dan daha korkunç bir rezilliktir. "Fiili livata"dan bir şey çıkmaz; ama "fiili zina"dan böyle bir piç çıkar ortaya, ümmet - i Muhammedin başına bela olur.
***
Bekri Mustafa'ya sormuşlar:
- Hey Bekri, bizim Başbakan Tayyip Bey, neler yaptı Brüksel'de?
Bekri, bir fırt çekmiş elindeki şişeden:
- Elindeki bir cep aynasıyla en çok ensesine bakmaya çalıştı, demiş.
- Allah Allah, neden?
- 2004 yılında, AB üyeliği için Türkiye ile müzakerelerin başlamasını, ancak ensesinde görebileceğini anladığı için...
***
Ünlü bir saptamadır. Bir yazar için, bir romana başlarken "ilk satırı yazmak, yarısını yapmaktır" derler.
Roman yazmaya özenen bir genç de, masasının başına oturup, ilk satırı yazmış:
"Adam gece yatağına yattı."
Sonra başlamış düşünmeye:
- Evet ama, sabah olunca adam yatağından çıkacak, o zaman ne yapacak?
ilk satırı silmiş ve yeni bir satır yazmış:
"Adam öğle yemeği için bir lokantaya girdi."
Ve yine başlamış düşünmeye:
- Lokantadan çıkınca ne yapacak adam?
Yeniden yazdığı o satırı da silmiş ve şöyle yazmış:
"Adam gece yatağına yattı ve öldü..."
Arkasından da:
- Oh, demiş, adamın öldükten sonra yapabileceği bir şey yok. Böylece roman da bitmiş oldu...
***
Bizim Irak'a asker gönderip göndermeyeceğimiz sorunu da; roman yazmaya özenen gencin ilk eserine benzedi.
Tezkere Meclis'ten geçti.
Tezkere Meclis'ten geçmedi.
izin Meclis'ten çıkmayabilir.
izin Meclis'ten çıktı.
Top şimdi Washington'da ve izin iktidarın cebinde.
Washington'da patlayıp söndü top; izin de iktidarın cebinde kaldı.
işte Ankara'nın, üstünde onca uğraş verdiği şahyapıtı.
***
incili Çavuş'a sormuşlar:
- Washington'un şamar oğlanına çevirdiği ülkeler, neden bunun bir türlü bilincine varamıyorlar?
Çavuş:
- Soğuk Savaş yıllarından kalma bir alışkanlık, demiş; Washington'un yüzlerine doğru uzanan avucunun, okşamak için olduğunu sanıyorlar hala...
***
"Erken öten horozun başın keserler" denmiş? Böylece güneşin doğması önlenecek sanıldığından...
Ve güneş doğarmış yine. Enseyi karartmayın.