hz muhammed nicin i.ö 5000 yılında gelmedi de; onca insanın/peygamberin katledilmesinden sonra geldi.
cevap: uygun şartların oluşması. büyük ihtimalle ondan önce bir sürü adam ben peygamberim demiştir başka başka iklimlerde. ama çevre şartları, diyende ki inandırıcılık potansiyeli, yardımcı kuvvetler bunun olmasına izin vermemiştir. interneti icad eden adam teeaa 2000 li yılları beklemeseydi biz de öğrenirdik geçmişte ne olmuş ne bitmiş.
şimdi tanrı nın yaratılması ve ilk maddeyi kim yarattı konuları birbirinden o kadar alakasız ki .
efenim benim zaten tanrı yı kimin yarattığını öğrenme gibi bir iddam yok. ben buna iman diyorum. ben buna kayıtsız ve şartsız inanıyorum. sen ama ilk madde hep vardı diyorsun ancak senin dediğin olay bilim, yani bunu hep bilimsel olarak açıklıyorsun.
senin ile benim aramdaki fark bu.
ben tanrı ya inanıyorum
sen inanmıyorsun
ben tanrı hep vardı diyorum
sen madde hep vardı diyorsun
kardeşim ben tanrı nın nasıl hep var olduğunu sana açıklayamam diyorum. bilmiyorum cünkü ve bunu öğrenmem de imkansız. bunu ben kabul ediyorum.
ama sen kabul etmiyorsun madde konusu açıldımı verecek cevabın olmadığı için madde hep vardı diyorsun. yani sen bilimsel yolla açıklıyorsn her şeyi ben doğmatik yolla.
sen dersin ki ben maddenin her zaman var olmasına iman ettim seninle tartışmam zaten bu konuyu. tamam der geçerim. ama o zaman sen tanrı olarak maddeyi görmüş olursun. yani ateiz mi bir din maddeyi de onun tanrı sı olarak görürsün.
herşey zaman gerektirir. insanların evrimleşmesi için uygun ortam ozaman oluşmuş ve olaylar gelişmiş. bunun bi sürü adımı var. mesela gezegenlerin ve gerekli elementlerin oluşması, dünyanın soğuması gibi.
bu arada ben müslümanın ve evrime inandığımı söyleyemem burda söylemeye çalıştığım şey başlık saçma olmuş.
başlığı açan bir insan olduğundan "neden evrilmedik" sorusuyla kastedilmek istenenin insan evrimi olduğu sonucuna varırız. ancak aslında sorgulanmak istenenin "ilk madde, sonsuzdaki madde" tanımlamalarına bakılarak dünyanın oluşumu, evrenin oluşumu, herşeyin başlangıcı gibi konular olduğunu anlarız. bu durumda yazarın kafasının içinde herşeyin birbirine girdiğini de anlarız, dolayısıyla bu anlamsız bir sordur.
basit bir sıralama için;
evrenin oluşumu (big bang) - güneş sisteminin oluşumu - gezegenlerin oluşumu (dolayısıyla dünyanın oluşumu) - atmosferin oluşumu ve evrimi (oksijensiz evre, abiyotik yolla organik madde sentezi) - canlılığın ortaya çıkışı - hücresel evrim - eşey evrimi - çok hücreliliğe geçiş - sudan karaya çıkış - sıcakkanlılığın ortaya çıkması ( artık insan diye birşeyden bahsedebilirsin) - psiko-sosyal evrim.
yani evrimde milyonlarca yıllık bir süreç söz konusudur.
yani, dünyanın oluşumundan tek hücreli bir mikroorganizmanın var oluşuna kadarki süreci; 5 milyon nüfuslu bir kentin (~1.000.000.000 m2)oturum alanı olarak kabul edersek;
- deniz sürüngenlerinin karaya çıkışı; bir futbol sahası (~7200 m2) kadar,
- insan olarak tanımlanan canlının varoluşu ise; çeyrek dairelik bir korner köşegeni (~0,08 m2) kadar yer kaplar.
kısacası evrilmek, tahayyül edilenin de ötesinde zamana gereksinim duyulan bir süreçtir ve öyle! çamurdan üç günde adem'i, onun kemiğinden havva'yı yaratmaya benzemez!
Varlığın nasıl var olduğunun darwinizmle yada diğer evrimci teorilerle kanıtlanamaması. Big bang teoriden bahsetmek gerekirse o duman bulutunun nasıl oluştuğuda benim için bir merak konusu?? Hatta aslında varlık gerçekten var mı? Birşeyler var ama aslında birazda hayal gibi.. nihilist olcam lan ben.
kimyasal evrimi bilemem, ama biyolojik evrimden bahsederken 'neden?' sorusu sorulamaz. çünkü bu sorunun cevabı, 'öyle olabildiği için'dir.
eğer bir canlı ortama ayak uydurabilirse, hayatta kalır. uyduramazsa, yok olur. bulunduğu ortamda hayatta kalabilmek için evrim geçirebiliyorsa, geçirir. o yüzden, 'neden bla bla bla yıl önce evrimleşmedik' sorusu, kendi içinde anlamsızdır.
evrimci olmamama rağmen çok saçma ve basit buldum. Big bang ardından big crunchlar oluyorsa ve biz bundan önceki sonsuz big bang ardından son big bangin oluşturduğu kainatta yaşıyorsak şimdi evrim geçirmemiz mantıksız değildir.
Ayrıca belli bir ısı ile baloncuk şeklinde yeni kainatların oluşması gibi fikirler de bunu açıklayabilir.
şimdi bunları düşünmeyelim. hava gölgede 39 derece. böyle devam ederse sikerim maddeyi. her şeyden önce sıcaktan evrimleşiyoruz amına koyim. bi' insan otururken terler mi arkadaş? veya bi' ekmek almaya gitsin gelsin orası burası yanar mı? biri bana bunu açıklasın. bırakın evrimi şeyi. tipe bak.
belki insanın oluşması şimdiye kadar sonsuz gezegende cereyan eden bir olaydı ve bir de dünya denilen gezegende gerçekleşti.
Yani 'neden daha önce olmadı' diye sorarken daha önce olmadığını ispatlamak lazım ki bu muhaldir.
ben mi bir şey kaçırdım, yoksa bu entry'lerde mi bir saçmalık var.
trilyon yıllardan falan bahsediliyor. şu an bildiğimiz, içinde yaşadığımız, algılayabildiğimiz evrenin yaşı zaten 13-14 milyar yıl kabul ediliyor. milyar < *trilyon ise hangi trilyon yıldan bahsediyoruz, anlamadım.
evrenin şu an kabul edilen başlangıcı, big bang teorisi kapsamında açıklanıyor ise, yine şu an kabul edilen bilimsel teoriler diyor ki; o big bang, yani büyük patlama anında bilinen fizik kurallarından bahsedilemiyor, çünkü bu kurallar o derece yüksek sıcaklık, basınç, enerji, her ne haltsa, o şartlarda işlemiyor. yani ben bilmem beyim bilir diyor. ondan öncesinde zaten madde yok, çünkü madde (ve hatta zaman, bak burası çok önemli), big bang ile başlıyor. yani, maddeyi geçtim, zaman bile yok big bang'ten önce. e, o zaman, zaten bu 13-14 milyar yıldan gerisi, ötesi, öncesi bir şey olamaz (bizim anladığımız anlamda uzay/zamandan bahsediyorum). çünkü zaman yok arkadaş zaman!!!11!!
sözün özü şu; bilim çok önemli bir araçtır ve doğru bir yöntemdir hayatı anlamak adına. ama, henüz herşeyi bilemiyor ve bence asla da herşeyi bilemeyecek. daha 1900'lü yılların başında amerika patent enstitüsü, "bilimde bulunması gereken herşeyi bulduk, daha da bi bok olmaz" diyordu da, üstüne einstein'ın görecelik kuramı, kunatum fiziği falan patlayıverdi gitti. ee n'oldu? öyle 3 tane kuantum parçacığı çarpıştırdık diye "evrenin her bokunu çözdük" demek bence biraz abartılı oluyor ki gerçek bilim de zaten böyle bir şey söyleyemez.
her iki hükümde de hata barındıran soru. ateistler (neden ateistler? bu konu teolojinin değil astronomi, fizik, kuantum mekaniği v.b. disiplinlerin sahasına girer) böyle bir tez ileri sürmemişlerdir. sürenler olmuşsa da onlar da yanılıyorlar. evrenin var oluşuyla ilgili en yaygın şekilde kabul gören teoriye (bkz: big bang) göre evrenin bir başlangıç noktası vardır ve bu da zamanımızdan 15-20 milyar yıl öncesine dayanır. Bu bize aynı zamanda maddenin de var oluş tarihini verir. Çünkü bahsedilen teoriye göre bu patlama sonsuz kütle ve sıfır hacim değerinde bir noktacığın (isterseniz başka bir isim verin) bir anda patlaması şeklinde gerçekleşmiştir. evrenin (yani sonsuz kütle ve sıfır hacim değerine sahip bu noktanın) her yerinde aynı anda gerçekleşen bu patlamanın ardından bildiğimiz, hidrojen temelli maddelerden oluşan evren ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte evrenin ancak %3'ünü bildiğimizi, geriye kalan %97'nin ise hala bir sır olduğunu belirtmekte fayda var (kuantum fiziğinin son verilerine göre evrende "zerre" kadar boşluk olmadığı düşünülürse konunun ne kadar çetrefilli olduğu daha iyi anlaşılır). evrim teorisi ise (harun yahya ve benzeri güruhun "evrim = tanrının yokluğu" şeklindeki ideolojik, sığ ve cahilane evrim kavramını kastetmiyorum) halen en geçerli var oluş teorisidir ve bizlerin ilk zeki uygarlık olduğumuz şeklinde bir iddia evrimciler tarafından hiç dile getirilmemiştir. Şöyle diyelim, bizden önce de zeka ve teknik beceri sahibi uyarlıklar (mesela 500 milyon yıl önce) var olmuş olabilir. bunu kesin olarak bilmiyor olsak da mümkün olduğunun farkındayız. örneğin mars gezegeninin günümüzdeki durumu, dünyamızın geleceğini gösteren örneklerdendir. bundan birkaç milyar yıl önce mars'ın da tıpkı dünya gibi bir atmosfere, benzer iklim koşullarına ve ısıl değerlere sahip olduğunu artık biliyoruz.
geriye akıl sahipleri için esas soru kalıyor; neden cahil-cühela dinci tayfası bilimi ve bilimsel ilkeleri ideolojik sınırların ötesinde değerlendirme becerisinden mahrum olmasına rağmen ortalıkta dolaşıp irşad memurluğu taslıyor, sözümona parlak zekalarıyla hiçbir ideolojik kaygısı olmayan biliminsanlarını güya göt ediyorlar?
bu çok ilginç bir sorudur. aslında üstüne gidilirse, accayip komplikasyonlar çıkabilir altından...
ilk evrilen nedir? bir tek maymun mu? dişisiyle beraber bir çift mi? yoksa aynı anda bir sülale, çoluk çocuk beraber mi?
dikkat ederseniz, bütün maymunlar evrilmiyor, sadece en evrilmiş olanlar evriliyor. sanırım, dünyanın bir çok bölgesinde aynı anda oluyor bu? ve bu evrilenler, değişik ırkları meydana getiriyor. siyah ırklar siyah maymundan, beyaz ırklar beyaz maymundan...
bir de pembe maymundan evrilenler var. yalnız onların dişileri evrilmeyi başaramadığı için, bunlar birbirine dalmışlar. toplar da onlardan türemiş...
ve bu maskaralığa bilimsel teori diyorlar ya, orası daha komik!
şimdi bu evrime karşı çıkış konusunda inat eden arkadaşlar neden sadece bir noktayı ele alırlar bilmem. bir çok nokta var fakat her noktayı ayrı ayrı ele alırlar; toplu halde bir inceleme yapmazlar. şimdi ki konumuzda maddenin sonsuzdan beri var olması.
tamam madde sonsuzdan beri var ama canlı oluşumu için gerekli koşullar daha yeni sağlanmış olabilir mi acaba?
tabi bu konuştuğumuz olay şu an bizim bildiğimiz dünya üzerinden, ha sen dersen ki dünya öncesi diyorum diye; ee o zaman biraz bekleyeceksin. şunun şurasında uzaya kaç yıldır açıldık. tam açılınca onu da araştırırız.
fakat siz yine tek nokta üzerinden gidip evrim yok diyeceksiniz. bu böyle sürüp gidecek herhalde.
12 milyar yıl sonra (atıyorum lan) dünya ve güneş yerinde olmayacak elbette ama varmış gibi hesap yapalım. evet 12 milyar yıl sonra çıkıp gerizekalının birisi "ya madem madde sonsuzdan beri var biz neden 16 milyar yıl önce evrime falan başladık" dese siz de "zaman madem sonsuzluk üzerinden ölçülüyor bunun öncesini ve sonrasını nasıl tayin edeceksin sonsuzdan beri var olan zamanın neresinde evrilmeye başlarsan başla yine de hep geç kalmış sayılmayacak mısın" desen o da "haaa tamam o zaman" dese sen bi gülümsesen ne olurdu? ya da şöyle bişey olabilirdi mesela "zamanı sonsuz olarak ele alıp sonsuzluk içeriside geç-erken gibi insan algısıyla kavranabilen kavramlar nasıl uygulanabilir?" desen ve üzerine eklesen "zaman dördüncü boyut olarak maddenin altında kilim vazifesi görer ve madde bu kilimin üzerinde zaman zaman esneme yapar ve varlığı idame ettirir" desen karşındaki "işin içine xler girmeye başladı ben de anlamamaya başladım" dese nasıl olur. yani velhasıl bu konular harun yahya kafasıyla konuşulmaz. hele hele işin içine zaman-madde-varlık konuları girdim mi burda sen de ben de çük gibi kalırız ontoloji sıkıntı yapar fizik sıkıntı yapar kuantum sıkntı yapar... ben bu kadar sınırlı bilgiyle pek bişey söylemek istemiyorum. tek demek istediğim zaman kavramını sonsuz olarak ele almak ve bunun üzerinden erken ve geç gibi tayinler vermek saçmalamaya delalet edecektir. saygılar.