askeri bir kurulun aldığı meslekten ihraç kararına, kararın muhatapları tarafından yargı yoluyla itiraz imkanını, siyasilerin askerin içişlerine karışması olarak yorumlayabilen dehayı takdir eder, demokratik bir ülkede asker-sivil tüm devlet memurlarının seçimle gelmiş siyasilerin yönetiminde olması gerektiğini bu askeri vesayetçi anlayışa sahip zeka karşısında vurgulama ihtiyacı bile duymadığımı belirtmek isterim.
"neden : siyasiler askerin iç işlerine karışmamalı." denmis anayasanın 117 maddesi ni hatirlatirim;
--spoiler--
Genelkurmay Başkanı, Bakanlar Kurulu nun teklifi üzerine Cumhurbaşkanı nca atanır. Görev ve yetkileri kanunla düzenlenir. Genelkurmay Başkanı, bu görev ve yetkilerinden dolayı başbakana karşı sorumludur.
--spoiler--
siyasiler askerin içişlerine karışmaz diye bir saçmalık olamaz. olursa da sadece askeri vesayet rejimlerinde olur. demokratik bir ülkede askeri de halk oyuyla seçilmiş siyasiler yönetir. altını çizerek söylüyorum yönetir. yani bir demokraside tüm askeri memurlar hükümeti oluşturan siyasilere ve meclise karşı sorunmludur.
kışlaya siyaset girmesin söylemini siviller askere karışmasın şeklinde anlayan varsa bu söylemin de askerlerin aktif siyasete girerek, siyasi yorumlar yaparak ve siyasi partilere taraf olaerak ordunun farklı siyasi kamplar arasında bölünmesini sağlamamaları için bu uygulama talep edilmektedir. ikisi sapla saman kadar ayrıdır boşuna karıştırmayın.