romantizm akımına tepkı olarak realizm etkileri barındıran, emma'nın para, lüks, ve yüksek beklentileri yüzünden hayatını bombok edişini anlatan kitaptır.
charles bovary bana nedense, kürk mantolu madonna'nın raif efendi'sinin, 1850'lerde yaşamış fransız versiyonu gibi geldi. emma senin değerini bilemedi doktor..
anna karenina dan sonra en etkileyici kadın roman karakterlerinden. Tabii bunda büyük yazarların çoğunluğunun erkek olmasınında payı büyük. romantik akımdan realizmde geçişte köşe taşı. karakterinin zehirlendiğinde neler yaşadığını anlamak için flaubert in çok küçük müiktarda siyanür alıp zehirlendiği de rivayet olunur.
gençken okumuştum, kadının dramını büyük bir meziyetle anlatır. hatta erotik sahnelere bile yer verir- ki butürden dram kitaplarında pek rastlanmayan bir şeydir.
aşkı ve çeşitli tutkuları kitaplardan öğrendiği şekilde bekleyen, evlenince bunları okuduğu şekilde hissedemeyen, doyumsuz, büyük zenginlikler arzusu ile yanıp tutuşan bir kadının hikayesi. doktor kocasıyla orta halli bir hayat sürse de kendini insanlardan, kocasından dahi üstün görmeye başlıyor, burjuvalara özenmeye başlıyor, takıyor takıştırıyor giyiniyor falan, düşeslerin ihtişamlı hayatına imreniyor, öyle bir hayatı olmadığı için sürekli isyan ediyor. farklı duyguların peşinde başka erkeklerle ilişkiler yaşamaya kadar ilerliyor. yazar karakteri nakış nakış işlemiş, çevrenizde böyle veya tam böyle olmasa da kısmen böyle insanlar görmeniz mümkün. çevrenizdeki kadınları oturup biraz inceleyin, konuşmalarını dinleyin, arzularını sorun. hissedeceksiniz. ayrıca kitapta cok uzun betimlemeler var, bir başlıyor böyle 2 3 sayfa ortamı, çevreyi betimliyor falan. sonuç olarak okuması keyifli.