turk izleyicileri tarafındna yeterince dikkate alınmamış dizidir.
öncelikle amerikada birçok ödülü almakla kalmamış adından uzun süre söz ettirmiştir. evet başta yahudi zenginliği yahut klasik amerikanvari konulara çok değindiğini kabul etmekle beraber reklamcılık- müşteri anlayışı ve hayat hakkında verdiği öğütler ilginçtir. senaryosunun da sıkça değiştigini de kabul edelim. biliyorum hiçbir izleyici senarist ve yönetmenlerine dikkat etmez ancak elinizde sezonluk arşiv varsa bir göz atın derim.
en başarılı reklamları sanırım bolcasigara içilmesiyle kazanılmakta. dizinin kendi resmen lucky strike reklamı yapmaktadır. hani oyun içinde oyun deriz ya resmen bir reel gönderi içermektedir.
özellikle 1968 yılındaki sovyet-abd çatışması ve küba krizinde yaşananlar ilginç ve kayde degerdir.
ancak don drapper'ın aşırı cool hali ve karısı ayrılırken bile takındıgı tavır bırakalım cool havayı resmen "orda olmayan adam"dan beterdir.
cnbc-e'de yayınlanan ilk sezonunu elimde olmayan sebepler nedeniyle kaçırdıktan sonra imdadıma hızır gibi yetişen e-2 sayesinde hem de ara vermeden ilk iki sezonunu seyrederken, amerikan dizi ve sinema sektörünün neden dünyanın bir numarası olduğunu bana tekrar hatırlatan ve şu an 3. sezonunu seyrettiğim eşsiz dizidir...
bir dizi projesi bu kadar mı ciddiye alınır be allahsız yapımcılar... her bölüm başlı başına bir başucu eseri, bir şaheser adeta. sadece *donald draper ı bulup, bu role uygun gören cast ekibine saygıda kusur etmemek için bile izlenebilir mad men...
inanılmaz müzikler, bizleri 1960'ların amerikasına götüren kostümler, bir tane karakteri bile yanlış seçmeyerek adeta şov yapan cast ekibi, müthiş yazılan senaryolar, insan üstü oyunculuklar, diyaloglar ve yarattığı muazzam atmosfer...
doğrusunu söylemek gerekirse aman allahım dedirtip heyecanla seyredilen bir dizi değildir. konusu ağır ilerler, çoğunluğu dumanaltıdır, kişiler donuktur.
ama işte bir büyüsü var ki bu dizinin, tüm bunlara rağmen mad men saati geldiğinde ekrana kilitlenerek seyredersiniz, ayrıntılarında boğulursunuz, sevişme sahnelerinde yanınızda büyük varsa geçme gereği duymazsınız - madman onlar yapsınlar - ve o yılların new yorkunda yaşayan bir insan gibi kalkarsınız yerinizden dizi bittiğinde.
suyunuzu gırtlağınızı yakmış viski gibi ağır aksak içtikten sonra,
-bugün kahvaltı yapmayacağım, toplantım var, gece de beklemeyin.
-yavrum saat gecenin 12si ne diyosun anlamadım