eyüp'te meşhur osmanlı macunu yiyeyim dedim. adama şu neli dedim muzlu dedi. tadına baktım, abi muz nerede dedim. kardeş kardeş ayrıldık. çoluk çocuğa karışmak gibi bir hayalim var.
afyon'un güzide sandıklı ilçesinde elinde küçük sepeti ile dolaşan şirin amcamızdı. elindeki sepet küçüktü, üst bölümünde temiz bir sofra bezi olan sepetle mahalle mahalle dolaşırdı. o sofra bezinin altından dünyanın en güzel tadına sahip olan, yerken dişlerimize yapışan, bitmek bilmeyen, ucuz, renk renk macunlar satardı.*