insanı deli eden, "ulan nerden çıktın be?!" dedirten, 24 saat ilgi bekleyen sevgilidir. uzaktaysa hele dayanılmazdır, ya arayacak ya mesajlaşacaksınızdır, hiçbir şekilde kaçışınız yoktur. yanınızdaysa da "gel birlikte izleyelim" dersiniz, olmaz işim var diyip içerde birşeyler yapar, ondan sonra "hala maç izliyo ya!" diye yırtınır. lan manyak, ben oturuyorum işte, gel otur yanıma konuşalım muhabbet edelim?!
bir de bunun maç izlerken sevişeceği tutan modeli vardır ki hem maçı kaçırtır hem garip duygulara sevk eder insanı. üzülsem mi sevinsem mi kestiremezsiniz. maçın başlamasına yakın pes etmiş gözükür, "tamam ya tamam izle" der; maç başlayacağı zaman okşama, elleme ve elletme hareketlerine başlar; "bunun sonu belli ayten, uzak dur benden şu maç bitsin" dersiniz, inmez üstünüzden. sinsice, yavaş yavaş; en büyük zaafınızı kullanarak elde etmeye çalışır sizi, pipiye odaklanır ve sizi maçtan çekip alır. abazanlığınıza yanar, "kaç kaç bitti lan?" diye soracak arkadaş ararsınız.
oku bunu! re re re ra ra ra gasray gasray cimbombom ulan!
temelde, ilginin başka bir noktada toplanmasından kaynaklanan şirin ve şımarık bir huysuzlukla ortaya çıkar. bir süre sonra kafasını görüş alanınıza sokarak (o anda gözler sevgilide değil televizyondadır.) "ya bi şi anlatıyorum. baksanaa !" şeklinde tepkiler vermeye başlar. bu tepkiler zamanla elleriyle kafanızı tutup kendisine çevirmesi (gözler hala televizyondadır.) gibi direk müdahelelere dönüşür.
ve son evre olarak sevgili, maçın en heyecanlı yerinde kumandayı alıp televizyonu kapatır. siz "ya açsana !" falan diye bağırıp çağırınca da 21. yüzyılın en klişe triplerinden biri olarak "al ! maçın benden daha kıymetli zaten !" diyerek kumandayı kafanıza atar. kafanızdan seken kumandayı kapıp televizyonu açtığınızdaysa ise birkaç saniye önce atılan golün tekrarıyla karşılaşırsınız.
tebrikler, artık kaçan gole mi, yoksa sevgilinin gönlünü almak için atacağınız taklalara mı yanmanız gerektiği konusunda uzun uzun kafa yorabilirsiniz.