çocukluğumun sakızıdır. hatırlarım bir gün o sakızdan çok istemiştim annemde bana takılmak için o sakızı çiğneyenler kararıyo demişti uzun bir süre buna inanıp çiğnememiştim.
mabel, sakızlarının yanı sıra çikolatasıda güzeldir. biraz pahalı olmasına rağmen tadı fevkaladenin fevki.
çeşitlerden bazısı:
-vişneli krokanlı.
-portakallı bitterli.
otelde hem sakızı hem de sakız şeklindeki çikilotası bayramda ikram edildiğini görünce havalara uçtuğum sabahtan akşama 10 sakız sayamadığım kadar çikolata yememe sebep olmuş şekerleme ve çikolata markası. *
anlatmaya başlasam bitirememekten korktuğum sözcük.
sözlükle ilgili olsun hadi... mabel... ma bella...
her türlüsüyle içime hüzün akıtan,benim için binbir tane anlam barındıran beş harfli.
ilk önce annemin basit naneli sakız tanımlamasıyla kekremsi bir tat almıştım. çok esmer* kadın,tuhaf gelmişti. kendinin tam aksi renkteki inciler,daha tuhaf... hata bulmayı pek seven bünyem basım hatalı ambalajıyla dalga geçmişti vaktinde.
takvimselleştiremediğim kadar süre sonra kumral ada mavi tunayı okudum.belki çok klasikti,basitti,öyleydi ama;bir şeyler hissettirebilmişti diğer birçok kitaptan farklı olarak. belki de aşkı birinci ağızdan okumak,birinin düşüncelerinde yolculuğa çıkmak hoştu. hele ki o düşüncelerde aşk varsa.
tam okuduğum sırada tanıştığım ve şimdiye kadar gördüğüm en mabel insanın kısa sürede kocaman dostum,sırdaşım olmasından belki onunla kısa zaman görüşmesem aklıma geldiğinde dudaklarımdan dökülse gözyaşlarımla birleşeceğinden korktuğum... sözcük.
ve bu kısa süre uzun süreye döküldüğünde kumral ada mavi tuna'dan okuduğum bölüm. tapınırcasına belki,kutsal.
sen hiç kimsenin olamayacağı kadar çok şeyimsin benim...
yüreğimde sana ayrılan yer herkesinkinden büyük. yalnızca bir arkadaş, bir kan kardeş, bir sırdaş, bir çok yakın dost değil, bir büyük sevgisinsen...
yanında sonsuz şımarabileceğim ve hala kaybetmekten korkmayacağım tek kişi...
yani biraz annem, biraz babam, hatta hiç görmediğim dedem, belki hiç doğmayacak oğlum...
sonra daimi hayranım ve tabii dokunulmamış sevgilim...
sen benim masumiyetimsin tuna...
benim en yakınımsın!
aslında belki öbür yarımsın!
buket uzuner'in kumral ada mavi tuna kitabında bolca adı geçen ve akılda kalan naneli olmasına rağmen güzel ve hatırası olan sakız. üstelik 2 tane çiğnemenizede gerek yoktur. ** sanki kabından dolayı içinde çikolata varmış hissi verir. en son bimde görmüşümdür kendilerini.
istiklal'e her geçtiğimde hala bulup aldığım çikolata markası.
hala rastladığımda dayanamayıp bir iki tane aldığım ve cüzdanımda bir tane duran sakız.
kumral ada mavi tunada ada'nın tuna'ya sadece yalnızken öyle hitap ettiği takma ad.
fabrika sahibinin sakız için isim düşündüğü anlardan birinde fabrikada çalışan fransız asıllı siyahi bir kıza fransızca olarak "sakızın adını ne koyalım sence güzelim" demesi üzerine.
kızın " bana güzelim diye hitap ettiniz, siz de uygun görürseniz "ma belle" olsun demesi üzerine bu ad koyulur.
çoktandır aranıp bulunamayan sakız markasıydı. dün akşam hasber kader bir kuruyemişçide karşıma çıktı ve o an beni dünyanın en mutlu insanı yapmayı başardı. tabi aradan iki saniye geçmeden kumral ada mavi tuna hatırlandı ve geçmişte hüzünlü bir yolculuğa çıkıldı.