tam ilk böyle tanınmaya bilinmeye başladığı herkes tarafından yine de pek bilinmeyen bir dönemde dinlemeye başladım. 6 sene öncesi filan yani. söylese o ben söyleyemem şarkısı da bu. buna denk gelmiştim youtube da müzik dinlerken. bir baktım şarkının sözleri müziği ve havası güzel gelmişti ve farklı tabi.
o zamanlar dinlemeye başlamıştım işte. ki o dönem pek çok ismi ilk defa dinlemeye başlamıştım. şimdi bakıyorum da son zamanlarda çıkardığı albümler şarkılar yine güzel. ama o ilk tanınmaya başladığındaki daha popüler olmaya başlamadığı zamanlardaki şarkılarında olan tat daha farklıydı. ve sözler de.
bu dinlediğim pek çok şarkı söyleyen isim için geçerli. o ilk zamanlardaki farklı tat farklı sözler sonradan uçuyor sanki. ama yine de güzeldir şarkıları.
türkiye'de gey olduğunu açıklayan ilk ünlü. zeki müren'in gey olduğunu tahmin ediyorduk ancak kendisi açıklamadı diye biliyorum. mabel matiz lgbtqi+ mücadelesine destek veriyormuş. helal olsun mabel bey. bülent ersoy gibi dinleyici kaybederim diye korkmak yerine, içinde bulunduğunuz topluluğu savunmanız takdire değer.
Kendisini dinlemekten çok keyif alıyorum. Tüm şarkıları birbirinden güzel ve şarkıların müziği ve sözleri de insanın içine işliyor. Bu arada Matiz ismini de Kumral Ada Mavi Tuna romanındaki Tuna karakterinin takma adından almış. Bu kitabı lise yıllarımda okumuştum ve çok beğenmiştim.Kitabın etkisi hala bende saklıdır.
ilk iki albümü gibi albümler yapamayan sarkıcı,köçek. Önceden dinlemekten keyif alırdım.şarkıları bir seyleri kapalı şekilde anlatan üsluba sahipti. Lakin şimdiki şarkıları ve kliplerindeki hali beni hızla soğuttu.
Çok özel bir ses. Çok özel bir yetenek. Fakat şunu bilmesi gerekir bence; Şarkılarının insanlara biraz daha değebilmesi için, sadece üstü kapalı sözler yazmaması gerekir. Yani kendi özel dünyası "bambaşka" olabilir. Kabul ediyorum. Ancak yeri geldiğinde kadın-erkek arasındaki "heteroseksüel" bir aşkı da anlatabilmeli şarkılarında. Şarkılarında "Kadınım" demekten çekinmemeli mesela. Bir erkeğin bir kadına aşkını da dinleyebilmeliyiz sesinde. Bu geçmişte; mesela Zeki Müren'de böyleydi. Zeki Müren "Koklamaya kıyamam benim güzel manolyam" dediğinde insanların yüreğine değer. Kendi dünyası bambaşka olsa da, başka insanların dünyasına dokunur. Bugün de böyle. Yani şarkıcılık tek boyutlu değildir. Bir çok farklı insanın duygularına tercüman olabilecek şarkılar söylemesi gerekir. Yoksa "sığlığa" sıkışıp kalırsın. Mabel Matiz'de ben biraz bunu görüyorum. Tabi kendi bileceği iş. Fakat bence tutması gereken yol biraz da budur. Ha.. diğer şarkılarını söylemesin mi? Onları da söylesin. Hepsinden bir ahenk yaratsın. Bilmem anlatabildim mi?
aga sesini sevmezsiniz, yaptığı müziği sevmezsiniz, kaşını gözünü sevmezsiniz kabul. ama bu adamın her klibi bu ülkede çekilmiş en kaliteli, en sanatsal, en güzel prodüksiyona sahip, en güzel mekan seçimine sahip, en kaliteli filmlere bile ders olur.
gerekirse sesi kısın ama şu mendilimde kırmızım var klibini bi izleyin amk! bu ülkede bu yokluklarla böyle güzel şeyler yapılıyor olması beni umutlandırıyor.
Yaptığı işi sonuna kadar kaliteyle ve severek yapan müthiş insan. Ayrıca Mersin'li özel insan. Mendilinde Kırmızısı Var klibiyle yine yine bizi büyülemeyi başardı.