şu içerisinde 7 milyarlık müzik sistemi olan şahini kullananlara benzerler. zevk meselesi ayrı bir şey, ayranı olmadan tahtarevan' a gitmek bambaşka bir şey.
tam anlamıyla statü kaygısının başyapıtlarından biridir. toplumda yer edinmek için mal mülk sahibi olan insanların çoğunluğu oluşturduğu bir ülkedeyiz. ne yazık ki başarı tamamen bunlarla ilişik olarak değerlendirilmeye başladı.
bir türlü anlamıyorum boyle insanları iş yerimde bakıyorum aldıkları maas benimkiyle aynı ben ayın sonunu ulan nasıl getireyim diye düşünürken adamlar don değiştirir gibi iphone 1 2 3 4 sıralamışlar ha bide samsung galaxy serileri var tabi soruyorum bazen abicim bak o kadar siyasetimiz var kıskandığımdan değil nasıl alıyorsun nasıl hayat suruyorsunuz aldığımız para aynı değilmi maasınızamı zam yaptılar yok falan şebekenin kampanyası var bilmem ne diyorlar. tamam o falan şebekenin kampanyasına birde ben bakayım bende alayım ulan telefon fiyatı o zaman iki katına çıkıyor ustelık ilk 6 ay mı 1 yıllık ucrette peşin alınıyor. ulan dıyorum gıtsen piyasadan alsan daha ucuza dıyorum yok efendim taksitli yok efendim şöyle böle. küfür etmek istemiyorum burada ama şirket galiba herkesle anlaştı bana birşey demiyor yada bu insanların yaşamı bi farklı. günümüz devleti vergileri arttırıp maası ekmek alıp para ustu diye sakız veren bakkal misali arttırırken kayıt dısı ekonomi almış başını giderken insanlar ya her geçen gün tüketim çılgınlığı içerisinde kendilerini kaybetmektedir. durun artık elinizi yüzünüzü yıkayın bi düşünün bi sorun kendinize aga ben ne yaptım.
Torunu oluncaya kadar ödeyeceği taksit ile almıştır. sözleşmeyi imzalar telefonunu alır gider ama içinde gerekirse böbreğini bile alabileceklerine dair şeyler yazmaktadır.
eşek gibi çalışıp keyfine göre harcayan adamdır. sana giren çıkan ne kardeşim sana mı soracaktı. ayrıca pis faşikler diye havlayan havhavların açtığı başlık, aslında faşistlik değil puştluktur.
bu tüketim çılgınlığının kölesidir ona laf yok ama oturup bu adamı ölesiye eleştirenler üstünden sosyal tespit sıçanlar nefretin hangi boyutunda yüzerler onu anlamak gerçekten daha zor.
tamamen türkiye'de yaşadıkları içindir. ayrıca bulundukları ülke teknolojiyi yakından takip edip hayatlarını kolaylaştırmak istemelerini de garip karşılar. suç hiçbir şekilde kdv'yi ötv'yi dayayan, insanı resmen enayi yerine koyan devlette değildir de, alt tarafı bir telefon almak isteyen insandadır.
benim de bundan seneler önce turistik bir beldemizde, bir turistin elinde gördüğüm e-book'a uzaylı gibi bakıp, şaşırıp, bir o kadar da utanmışlığım mevcuttur. onun $200'a sahip olabildiği yegane teknoloji harikası alete ben nasıl uçuk rakamlar bayılmak zorundayımdır acaba, aklımdan geçmedi değil. uzun lafın kısası iki gıkımızı çıkarıp, hakkımızı arasaydık elin fakir amerikalısı gibi burada da canı çeken herkesin ayfon'u, efendime diyeyim bir heyçtisi'si, bılekberi'si olabilirdi. ama biz bayılıyoruz teknolojisizliğe, geri kalmışlığa. bayılmayanlarımız da enayi zaten, ölsün hepsi.
Patron hergün metresine farklı renkte iphone alsa asla garipsemeyecek, üste bir de helal olsun diyecek tipler, iş dar gelirlinin bir hayalini gerçekleştirmesine gelince aslan kesiliyorlar.
hay türkler kadar taş düşsün kafanıza. sorun türklerden değil, onları yaşadıkları ülke olan türkiye'den gelir. hayırlısıyla bir iş bulursanız üç kuruşa eşek gibi çalışırsınız, buna rağmen hayvani boyutta bok vergisi püsür vergisi, geçi(ri)ci vergi falan ödersiniz. eloğlu memleketinde 100 lira olan şey burada 500+ lira ise bunun kabahati türkler değil. e onu almasın bunu almasın, napsın ölsün mü la o zaman bu türkler.
bunun en pahallı telefonu olup, sınavdan bir gün önce hesap makinesi arayan öğrenci modeli vardır.
kıçındaki kotla, elindeki telefonla, altındaki arabayla, ayağındaki ayakkabıyla, adam yerine konan toplumların kaçınılmaz davranışıdır.