anlam veremediğim bir eylemdir. malesef bu eylem ülkemizde pek fazla görülmektedir. tabi zenginde değil fakirde. asgari ücretle çalışıp maaşının iki katı değerinde telefona sahip olan insanlara baktığınızda, genelde yurdumun fakir insanlarıdır.
oysa o kişi pilav üstü et döner yiyeceğine, yarım ekmek arası tavuk döner yer. aynı kişi kafede ikinci çayı içemez ama en pahalsıdan marka elbise giyer. kızla buluşmaya giderken taksiye binmektense minübüse biner.
maaşının 20 katı bir araban varken, 50 katı değerinde bir arabaya binmek istemekten farklı bir durum değildir. tek farkı buna ulaşmak ondan daha kolaydır. tanıdık bir doktor sohbet esnasında elindeki nokia 5110'u göstererek bakın ben bunu kullanıyorum. diyerek halkın lüks telefon merakını eleştirmişti. ben de peki hocam iyi hoş da siz doğan görünümlü şahine biner misiniz dedim. aslında neden binmiyorsunuz demek istedim. meseleyi anlamış olacak ki o durum farklı dedi. aslında temelde fark yok, insan imkanının ulaştığı noktada egosunu tatmin etmeye çalışıyor. kimi evle, kimi arabayla, kimi de telefonla.