maaşım az diye ağlayan öğretmenlere kapak

entry34 galeri0
    9.
  1. 1978 yılında rahmetli Bülent ecevit o yıllarda yaşanan öğretmen sıkıntısını aşmak için, o günlerde lise mezunu olan herkese öğretmen olma yolunu açtı, düz lise mezunu olanlara ilkokullarda sınıf öğretmenliklerini, fen lisesi, anadolu lisesi gibi okulllardan mezun olanlara ise alanlarına göre ortaokullarda branş öğretmenliklerini verdi. üniversite mezunlarına ise lise öğretmeni olma yolunu açtı. Ama bu kişiler öğretmen oldular ama öğretmenlik eğitimi almadıklarından (üniversitede eğitim fakültesi okuyanlar hariç) çoğu acemilik dönemi geçirdi ve bunların çoğu bu acemilik dönemlerini çok kötü geçirdi, bir de üzerine 12 eylül 1980 de darbe oldu, askeri idarenin emri altına girdi bu öğretmenler, ilimsel gerçeklerle değil daha çok kendi egolarına ve askeri idarenin isteklerine göre öğrencilerini eğitmeye başladılar...

    Ve o öğretmenlerin yetiştirdikleri nesil bugün büyüdü, işte bugünkü toplumun neden böyle olduğunun göstergesidir...
    10 ...
  2. 8.
  3. özel sektörde mühendis olarak haftanın altı günü, günde on saat çalışan ve bir öğretmen kadar maaş alamayan ben normalde her zaman öğretmenlerin yanında olur onların düşük ücretle çalıştığını haklarını alamadığını, atanamayanların zor durumda kaldığını düşünürdüm. ama öğrenciyi, dövemediği, sıfır veremediği, sınıfta bırakamadığı için ağlayanlarını görünce hata yaptığımı anladım. yazı doğruymuş sadece kendi derdine düşenleri baş başa bırakalım dertleriyle..
    6 ...
  4. 7.
  5. sorun öğretmenlerin çok alması değil ki çok almıyorlar da, sorun diğerlerinin az almasıdır.

    bir ülkenin rahat yaşayabilmesi için kamu kurumlarında çalışan insanların (özellikle rüşveti önlemek için) yüksek maaş almaları lazım.

    öğretmenlerin kafalarında başka sorun olmaması ve sadece öğrencilerine odaklanması için yüksek maaş almalıdırlar.

    hukukçular adaleti sağlamak için yüksek maaş almalıdırlar, aynı şekilde polis ve askerde.

    ülkenin doktorları yüksek maaş almalıdırlar.

    ülkenin mühendisleri yüksek maaş almalıdırlar.

    ancak ne yaparsan yap biri birinden yüksek maaş alacak ve yine herkes ağlayacak. özellikle orta doğu insanını mutlu etmek imkansızdır ve sürekli şikayet eden bir toplumdur orta doğu halkı.

    eğer herkes durumdan rahatsızsa komünist sisteme benzer bir sistemle herkes 3.000 TL maaş alsın. böylece sorun ortadan kalksın.
    3 ...
  6. 6.
  7. vay ona uzuluyorum vay buna uzuluyorum diye siralanan eylem turlerinden biridir. buna mukabil az diye aglamak da gorecelidir. ayrica herkesin maasi azdir ve herkes aglar, ogretmen bari anlamasın!
    yılın 6 ayı yatiyorsunuz.evet alistiniz bunu duymaya ama oyle.ogrencileriniz dershanesiz basari saglayamiyor ve bu basarisizlik sizin eseriniz.
    neyse, gereksiz aglamadir.
    ek: eksileyin mk.
    5 ...
  8. 5.
  9. şu bir gerçek ki öğretmenler sadece ve sadece kendi meslekdaşları için uğraş veriyor.artık toplumda rahatsız olmaya başladı ''atanamayan ögretmenler'' muhabbetinden.kamudaki bütün kadrolar sizin degildir ama sesinizi o kadar güzel çıkarıyorsunuz ki iş ve meslek danışmanlığı kadrolarını bile alıyorsunuz.bu konuda hakkınızı vermek lazım.dedim ya atanamayan ögretmensen kamuda önce sen atanmalısın.böyle bir zihniyet var malesef ögretmenlerde.
    6 ...
  10. 4.
  11. sonuna kadar katıldığım köşe yazısı. öğretmenler sadece zam için eylem yapar. atanamayan öğretmenlerde sadece atanmak için. sanki devlet bütün öğretmenlere iş garantisi verdi. bu ülkede nice mühendisler var işşiz olan, haftasonu bile çalışan hiç tatili olmayan. madenciler var mesela sürekli iş kazalarında ölen, gırtlağına kadar borca batmış esnaflar var. hiç birinin gıkı bile çıkmıyor. ama televizyonlarda atanamayan öğretmenlerin çığlıkları devlet bizi atasın diye. kutsal meslekmiş. tamircisi, işçisi, çöpçüsü, en az öğretmenler kadar kutsal değil mi?. tatil olayına girmiyorum bile 2 ay tatil yapamıyoruz diye ağlayan öğretmenler de var.
    13 ...
  12. 3.
  13. su ogretmenlerin gozu doymuyor arkadas, doymazda. lan neyapiyorsunuzda bu kadar zam istiyorsunuz. aksama kadar ellerinde cay agizlarinda sigara ye babam ye, got buyutun.
    kirsal kesimde ogretmenlik yapanlari ayri tutuyorum ve zam yapilacaksa koy ogretmenlerine yapilmali ama ya sehirdekiler?
    13 ...
  14. 2.
  15. fiske vurmanın yasak olduğu, eksi notun, sıfırın hükmünü yitirdiği, her ne olursa olsun öğrenciyi geçirmek zorunda olduğu gerçeğine rağmen, görevini hasbel kader yapmaya çalışan öğretmenlere kapak yaftasıdır.
    7 ...
  16. 1.
  17. konuyu inciden çaldım ama gerçekten de köşe yazarımız içimden geçenlere o kadar güzel tercuman olmuş ki kendisine teşekkürleri bir borç bilirim...

    ----işte yazı---

    bu sayfada birçok konuyu eleştirdim.

    bunların en başında, benim fazlasıyla önem verdiğim kadına şiddet konusu yer aldı.

    zonguldak’ta ki intihar oranının yüksekliği, çocuk istismarı ve bunun gibi toplumumuzun kanayan yarası olan

    onlarca konu hakkında istatiksel gerçekler sundum.

    fakat hiçbiri ‘öğretmenler ve 50 tl’lik zam yürüyüşü’ yazım kadar ilgi göremedi maalesef

    ne kadar yazık değil mi?

    her fırsatta çektikleri sıkıntılardan, yetiştirdikleri öğrencilerden bahseden öğretmenler,

    sade ve sadece alacakları üç kuruş zammı eleştiren bir yazıyı, eleştirmek için bana ulaştılar.

    evet gün içerisinde telefonum susmak bilmedi.

    aynı şekilde gazeteyi de arayan çok sayıda öğretmen olmuş,

    keşke, bu öğretmenler aynı tepkiyi diğer konularda da gösterebilselerdi,

    ama işte bizim ülkemizin en acı gerçeklerinden birisi de bu maalesef.

    bana dokunmayan yılan, bin yıl yaşasın, hatta bana dokunmasın da, kimi sokarsa soksun…

    sevgili öğretmenlerin yetiştirdiği öğrenciler, işsiz olabilir…

    istismara uğrayabilir…

    şiddet görebilir…

    intihar edebilir…

    atanamayabilir…

    bunlar kimin umurunda ki?

    onların en önemli sorunu maaşlarına 50 tl zam yapılsın…

    kadının gördüğü şiddet, çocukların gördüğü taciz, işsizlik, eğitim sistemi bunlarda sorun mu?

    bu ülkede cehalet artıyorsa, yalaka bir nesil yetişiyorsa ve artık gençler sadece menfaatleri için yaşıyorsa,

    bunun en büyük nedeni de o gençleri yetiştiren öğretmenlerdir.

    bir sınıftaki 30 öğrenciden biri doktor oluyor ve nedense öğretmen sadece bu öğrencisini hatırlıyor, sokakta

    görünce ‘benim öğrencimdi’ diyor.

    oysa işsizi de, katili de, tacizciyi de bir öğretmen yetiştiriyor…

    hükümetin askere, polise yaptığı zamma sonuna kadar ‘helal olsun’ derim ama öğretmene yapılacak zammı

    sonuna kadar eleştiriyorum…

    zaten, daha öncede belirtmiştim…

    başbakanla ilk kez aynı fikirdeyiz…

    haftaya okullar kapanıyor…

    öğretmenler her ne kadar her fırsatta dert yansa da, iki aydan fazla tatil başlıyor onlar için..

    tabi 15 günlük yarıyıl tatili, 23 nisan tatili, 19 mayıs tatili, hafta sonu tatili, birde üstüne yılda en az bir aylık

    rapor, eylem, kafalarına göre derslere girmeme derken…

    alın size koca bir eğitim-öğretim yılı…

    cidden çok çalışıyor bu öğretmenler, zam istemek de en doğal hakları…

    okullarda o kadar kaliteli eğitim veriliyor ki, ülkemizde dershane denilen, en az iki yıl eğitim süresi olan, bir

    eğitim sistemi ortaya çıktı.

    ve zavallı öğrenciler, tam okul bitti derken birde dershane eğitimine başlıyor.

    neyse, daha fazla uzatmak istemiyorum.;

    zaten öğretmenlerin yaptığı tatili kısaltma ve öğrenciye verimliliklerini artırmak için gerekli çalışmalar yapılıyor.

    bu da gösteriyor ki, düşüncemde yalnız değilim.

    pazartesi gün ki köşemi de öğretmenler dışında eleştiren olmadı.

    hatta bana hak verenlerin sayısı da oldukça yüksekti diyebilirim.

    herkes önce bir etrafına bakmayı öğrensin.

    çuvaldızı kendisine batırmayı öğrensin, bakın o zaman neler değişecek bu ülkede.

    inanış gazetesi - sonay baltacıoğlu
    36 ...
© 2025 uludağ sözlük