1978 yılında rahmetli Bülent ecevit o yıllarda yaşanan öğretmen sıkıntısını aşmak için, o günlerde lise mezunu olan herkese öğretmen olma yolunu açtı, düz lise mezunu olanlara ilkokullarda sınıf öğretmenliklerini, fen lisesi, anadolu lisesi gibi okulllardan mezun olanlara ise alanlarına göre ortaokullarda branş öğretmenliklerini verdi. üniversite mezunlarına ise lise öğretmeni olma yolunu açtı. Ama bu kişiler öğretmen oldular ama öğretmenlik eğitimi almadıklarından (üniversitede eğitim fakültesi okuyanlar hariç) çoğu acemilik dönemi geçirdi ve bunların çoğu bu acemilik dönemlerini çok kötü geçirdi, bir de üzerine 12 eylül 1980 de darbe oldu, askeri idarenin emri altına girdi bu öğretmenler, ilimsel gerçeklerle değil daha çok kendi egolarına ve askeri idarenin isteklerine göre öğrencilerini eğitmeye başladılar...
Ve o öğretmenlerin yetiştirdikleri nesil bugün büyüdü, işte bugünkü toplumun neden böyle olduğunun göstergesidir...
özel sektörde mühendis olarak haftanın altı günü, günde on saat çalışan ve bir öğretmen kadar maaş alamayan ben normalde her zaman öğretmenlerin yanında olur onların düşük ücretle çalıştığını haklarını alamadığını, atanamayanların zor durumda kaldığını düşünürdüm. ama öğrenciyi, dövemediği, sıfır veremediği, sınıfta bırakamadığı için ağlayanlarını görünce hata yaptığımı anladım. yazı doğruymuş sadece kendi derdine düşenleri baş başa bırakalım dertleriyle..
sorun öğretmenlerin çok alması değil ki çok almıyorlar da, sorun diğerlerinin az almasıdır.
bir ülkenin rahat yaşayabilmesi için kamu kurumlarında çalışan insanların (özellikle rüşveti önlemek için) yüksek maaş almaları lazım.
öğretmenlerin kafalarında başka sorun olmaması ve sadece öğrencilerine odaklanması için yüksek maaş almalıdırlar.
hukukçular adaleti sağlamak için yüksek maaş almalıdırlar, aynı şekilde polis ve askerde.
ülkenin doktorları yüksek maaş almalıdırlar.
ülkenin mühendisleri yüksek maaş almalıdırlar.
ancak ne yaparsan yap biri birinden yüksek maaş alacak ve yine herkes ağlayacak. özellikle orta doğu insanını mutlu etmek imkansızdır ve sürekli şikayet eden bir toplumdur orta doğu halkı.
eğer herkes durumdan rahatsızsa komünist sisteme benzer bir sistemle herkes 3.000 TL maaş alsın. böylece sorun ortadan kalksın.
vay ona uzuluyorum vay buna uzuluyorum diye siralanan eylem turlerinden biridir. buna mukabil az diye aglamak da gorecelidir. ayrica herkesin maasi azdir ve herkes aglar, ogretmen bari anlamasın!
yılın 6 ayı yatiyorsunuz.evet alistiniz bunu duymaya ama oyle.ogrencileriniz dershanesiz basari saglayamiyor ve bu basarisizlik sizin eseriniz.
neyse, gereksiz aglamadir.
ek: eksileyin mk.
şu bir gerçek ki öğretmenler sadece ve sadece kendi meslekdaşları için uğraş veriyor.artık toplumda rahatsız olmaya başladı ''atanamayan ögretmenler'' muhabbetinden.kamudaki bütün kadrolar sizin degildir ama sesinizi o kadar güzel çıkarıyorsunuz ki iş ve meslek danışmanlığı kadrolarını bile alıyorsunuz.bu konuda hakkınızı vermek lazım.dedim ya atanamayan ögretmensen kamuda önce sen atanmalısın.böyle bir zihniyet var malesef ögretmenlerde.
sonuna kadar katıldığım köşe yazısı. öğretmenler sadece zam için eylem yapar. atanamayan öğretmenlerde sadece atanmak için. sanki devlet bütün öğretmenlere iş garantisi verdi. bu ülkede nice mühendisler var işşiz olan, haftasonu bile çalışan hiç tatili olmayan. madenciler var mesela sürekli iş kazalarında ölen, gırtlağına kadar borca batmış esnaflar var. hiç birinin gıkı bile çıkmıyor. ama televizyonlarda atanamayan öğretmenlerin çığlıkları devlet bizi atasın diye. kutsal meslekmiş. tamircisi, işçisi, çöpçüsü, en az öğretmenler kadar kutsal değil mi?. tatil olayına girmiyorum bile 2 ay tatil yapamıyoruz diye ağlayan öğretmenler de var.
su ogretmenlerin gozu doymuyor arkadas, doymazda. lan neyapiyorsunuzda bu kadar zam istiyorsunuz. aksama kadar ellerinde cay agizlarinda sigara ye babam ye, got buyutun.
kirsal kesimde ogretmenlik yapanlari ayri tutuyorum ve zam yapilacaksa koy ogretmenlerine yapilmali ama ya sehirdekiler?
fiske vurmanın yasak olduğu, eksi notun, sıfırın hükmünü yitirdiği, her ne olursa olsun öğrenciyi geçirmek zorunda olduğu gerçeğine rağmen, görevini hasbel kader yapmaya çalışan öğretmenlere kapak yaftasıdır.