boyle bir sey var aslinda hepimizin bildiği ancak dile getirilmeyen, veya önemsenmeyen. avrupa kupasi maclarinda ortaya çıkan bir sendrom bu. ister gundem degistirmek olarak adlandırın, ister maçı kaybeden takımın yaptığı duygu sömürüsü olarak... bu taktiği futbolcular, teknik direktörler veya yöneticiler sık sık kullanıyorlar medya kanalıyla.
vereceğim örnekler lütfen yanlış anlaşılmasın. beşiktaşlı kimliğimi bir kenara bırakarak, olaya objektif olarak bakmaya çalışıyorum. Samimiyetim anlaşılsın diye kendi takımımdan da örnek vereceğim.
olaya arda turan ın dün akşamki hamburg maçı ardından yaptığı açıklama ile başlamak istiyorum zira en güncel olan olay budur. ne demiş arda;
"Maç Kadıköyde diye insanların neredeyse kalbine inecekti. Keşke final Ali Sami Yende olsaydı da Fenerbahçe, Beşiktaş gelip orada final oynasaydı."
sizce samimi mi bu açıklamalar? ben doğruluğundan bahsetmiyorum. doğru olabilir söyledikleri ama yürekten mi söylemiştir bunu. belki öyle, beki de değil.
ben galatasaray camiasından, şu güne kadarki başarılarını türklükle özdeşleştirmelerini beklerdim. madem türk takımı olarak oradasınız, o zaman bir galatasaraylı olarak şükrü saracoğlu finalini hayal ediyoruz diyerek bunu ezeli rekabet platformuna taşımayacaktınız. Siz şu ana kadar kulüpçülük yaparsanız, arda kusura bakmasın yaptığı açıklama ne kadar samimi olursa olsun birşey ifade etmez...
işler iyi giderken galatasaray çok yaşa, işler kötü gidince biz türk takımıyız keşke bizi destekleselerdi... lütfen arkadaşlar...
aynı platformda olmasa da yıldırım demirören in, del bosque davasında kulübü büyük zarara uğratmasını mütakip, milli mesele edebiyatı yapmasını da anlamakta zorlanmıştım. kendisine gülmüştüm. bir başkan ancak bu kadar aptal yerine koyabilir çevresindekileri diye. zaten kimse dikkate almadı söylediklerini. gülüp geçtiler.
ardanın bu soyledikleri de dikkate alınmayacak ne yazıkki. bu gidişle de hiç alınmaz.