iş kötüleme çabasına gelince adamı neredeyse genelkurmay başkanı ilan etme atraksiyonlarına örnektir. hani çanakkale'de rütbesi itibariyle büyük bir rolü olamıyordu?
yine bir yalan, yine bir iftira ve bu iftira ve yalanın altında yine kadir mısıroğlu ve fatih tezcan adlı itler.
kaynakları yok, belgeleri yok...
bakınız ben şimdi kaynakları ve belgeleri ile bu kudüs'ün ingilizlerin eline nasıl geçtiğini yazacağım.
kudüs'ü 9 aralık 1917'de kaybettik.
102 sene önce.
neden kaybettik?
çünkü bütün savunma planlarımızı gazze üzerinden yapmıştık.
7 aralık 1917'de gazze'yi kaybedince, ingilizlerin kudüs'e girmeleri sadece 2 gün sürdü.
peki gazze'yi nasıl kaybettik?
önce onu anlatayım.
1917 senesinin başında kanal seferi başarısızlıkla sonuçlanınca ordumuz gazze müstahkem mevkiine çekilip savunma pozisyonu aldı.
amaç denizden ve güneyden gelecek ingiliz saldırısını durdurup püskürtmekti.
ingilizler gazze'ye ilk saldırıyı 26 mart'ta yaptı.
geri püskürttük.
kanal seferi hezimetinden sonra zafer gibi gelmişti ordumuza adeta.
sonra ingilizler nisan 17'de 2. defa saldırdı gazze'ye.
3 gün 3 gece çarpıştık.
müdafaa ettik. bir karış geri çekilmedik.
çok kayıp verdik ama zafer kazandık yine...
ingilizler 6 kasım 1917'de 3. saldırı harekatını başlattı.
yine direndik. direndik. direndik...
7 kasım günü öğlen vakti ordumuz doğudan da kuşatıldı.
şerif hüseyin'in oğlu faysal'ın başında bulunduğu hain arap köpekleri ordumuzu arkadan vurmuş, ordumuz 2 ateş arasında kalmıştı.
iki ateş arasında çaresiz yok olmaktansa geri çekildik.
7 kasım 1917'de gazze'yi bırakmak zorunda kaldık.
tam 120 kilometre geri çekildikten sonra anca durabildik.
bu arada biz geri çekilirken ingilizler ve hain arap köpekleri önce yafa'yı, ardından da 9 aralık'ta kudüs'ü ele geçirdiler.
ingilizler ve hain arap köpeklerinin girdikleri her yerde araplar coşkuyla türklerden kurtuluşlarını kutluyordu.
gazze giderse kudüs'te giderdi bunun bilincindeydik. bu yüzden toplam 3 gazze kuşatmasında 10 bine yakın şehit verdik.
sırf kudüs gitmesin, kudüs giderse mekke gitmesin, medine gitmesin diye...
fotoğrafta ön planda elinde baston olan kişi kudüs belediye başkanı hüseyin efendi'dir.
kendisi filistinli bir araptır.
hüseyin efendi'nin yanındakiler de filistinli hain arap sözde osmanlı subayları.
vatanlarına ihanet edip, kudüs'ü ingilizlere teslim etmekten gayet memnunlar.
fotoğrafta gördüğünüz üzre hüseyin efendi osmanlı'dan kurtulduğu için keyif sigarası yakmış...
hatta allenby'i peygamber olarak karşıladıktan sonra, onunla birlikte şam'a gidiyorlar, yeni peygamberlerine(!) eşlik ediyor, allenby'nin şam'daki selahaddin eyyubi türbesi sandukasını tekmeleyen çizmelerini filistinliler parlatıyor.
bütün bunlar olurken mustafa kemal paşa nerede?
bakınız burası çokomelli.
suriye ve filistin'in savunmasıyla görevli olan kuvvetlerimiz 7. ordu, 8. ordu ve 4. ordudur. bu kuvvete de (bkz: yıldırım orduları) adı verilmiştir.
bütün bu kuvvetlerin komuta sıralaması da şu şekildedir;
-liman von sanders,
-erich von falkenhayn,
-mersinli cemal paşa (bilinen cemal paşa değil bu farklı)
-cevat paşa,
-mustafa kemal paşa.
yani mustafa kemal paşa burada ordu komutanı değil, yetki sıralamasında 5. sırada.
liman paşa ve erich paşa'nın bölgeden topuklaması üzerine de mustafa kemal yıldırım orduları kumandan vekili olmuştur ve 7. orduya komuta etmeye başlamıştır.
muharebenin başlangıcında gerçekleşen ve zırhlı araçların kullanıldığı ingiliz saldırısı sırasında merkezde bulunan 8. ordu kuvvetlerinin ağır bir yenilgi alması ile mustafa kemal paşa inisiyatif alarak 7. ve 4. orduları az bir kayıpla geri çekmeyi başarmıştır.
(bkz: megiddo muharebesi)
şayet megiddo muharebesinde mustafa kemal paşa 7. ve 4. ordularımızı çekmeseydi elimizde asker namına hiçbir kuvvet kalmazdı ve 4 sene sonra biz kurtuluş savaşını kazanamazdık.
tarihi okuyarak öğrenin.
fesli yavşaktan, fatih tezcan itinden, mustafa armağan adlı şarlatandan değil.
hepiniz adam olmasını ve atatürk'e saygı göstermeyi öğreneceksiniz. öğreteceğiz.
binlerce satır yazmamız gerekse de, saatlerimizi alsa da yaptığınız dezenformasyonları birer birer çökerteceğiz...
bir mal yalanı.
bu başlık ekşide anında kemal olarak düzeltildi.
anlaşılan mossad burada öyle bir karagah kurmus ki ülkenin kurucusuna yapılan her türlü hakaret sineye çekiliyor.
aynen devam aşke-nazi efendi.
Kudüs'ü kaybettik bir de laik bir çomar it çıktı "Keşke Yunanlılar memleketi ele geçirseydi Müslümanları yaklarından direklere assaydı." diye duada bulundu.
Ne hikmettir bilinmez bütün laik kesim de bu duaya, yurdun Yunanlılara teslim edilmesi ve Müslümanların ayaklarından asılmasına alkış tuttu.
Demek ki laik olunduğu zaman vatanı Yunanlılara verebiliyorlarmış. Kudüs ne ki, Misak ı Milli sınırları terk edilip yüzme mesafesindeki adaları Yunanlılar hediye etmediler mi?
Savaş tazminatı olarak alacağımız tonlarca altınları Yunanlılara bağışlamadılar mı?
Kudüsü haydi haydi verirler.
Öncelikle Mustafa Kemal Atatürk’ e hakaret etmek için kamal diyen herkesin anasını götünden sikeyim. Ayrıca Kendini uyanık zanneden bu amın evlatlarının maksadını bilip ses etmeyen moderasyonun da bunlardan farkı yok gözümde.
1942-43 de Stalingrad savaşını hatırlar mısınız?
Almanya en iyi ve yetişmiş subay ve asker olarak Stalingrad'a yolladığı 1 milyon askerden 5 bin tanesi 2. Dünya savaşı sonunda evine dönebilmiştir.
Kayıt altına alınan ve Stalingrad da cephede ölen alman asker sayısı 800.000 kişi.
Cephede yaralanıp veya hasta olan cephe gerisine, Almanya'ya gönderilen ve burada ölen sakat kalan savaşamaz duruma gelen askerleri de katarsanız, esir olanlarla birlikte en az 1.5 milyon asker stratejik olarak hiç yere yok olmuştur.
Bunun bedeli olarak Almanya ciddi bir savunma yapamamış Berlin Almanya tüfek kadar boyu olmayan çocuklar tarafından savunulması sonunda işgal edilmiştir.
Tarih, insan oğlunun aptallığının neticesi ortaya çıkan bir bilim dalıdır. insanın aptallığı olmasa hatalardan ders alsa tarih de olmazdı.
Hitler'in Stalingrad üzerinde Stalin için manevi değeri var diye ısrarı ne kadar aptalca bir durum ise, Osmanlı da kutsal toprakları savunma kararı bu kadar cahilce bir tutumdur.
Arapların ihaneti ortada iken ve yerli halk desteği olmadan hiç bir askeri güç bir bölgeyi ele geçirme savunmada başarı kazanamayacağı (Vietnam, Afganistan, Güneydoğu da PKK, israil'in Filistin işgali, ırak da Amerika işgali, Roma'nın ingiltere işgali, Moğolların Anadolu işgali, Osmanlı'nın balkanlardan atılması vs) gerçeğini bilmeyen cahiller yüzbinlerce genci Arap Ortadoğu Afrika çölüne gömmüştür.
Giden gelmiyor diye yemen türküleri nasıl ortaya çıktı?
Eğer Osmanlı lokal başarıları zaferleri sonunda (Kût'ül-Amâre) geri çekilip şimdi ki sınırlar etrafında bir savunma kursaydı belki Atatürk olmayacak Osmanlı Cumhuriyeti son bulmayacak Anadolu işgal edilmeyecek padişah düşman gemisine binip kaçmayacaktı.
Zırcahil deli peşinde koşmak yerine tarihi karşılaştırmalı olarak okuyun.